“HAYIR Partisi”nin genç lideri Tuna Bekleviç ve ekibi Anadolu illerini karış karış gezip “Evet” demenin Türkiye’yi ne gibi tehlikeli mecralara sürükleyeceğini, ülkeyi demokrasiden ve çağdaş dünyadan nasıl uzaklaştıracağını anlatıyor.
Bu arada önlerine büyük engeller çıkarılıyor tabii...
Valiler, kaymakamlar, emniyet müdürleri kraldan çok kralcı! Partinin ismine bile alerji duyuyorlar! Fakat halkın yaklaşımı sıcak ve samimi...
İnsanlarımız o kadar saf değil. Gerçeğin ne olduğunu çok iyi anlıyorlar. Yeter ki, anlatmasını bilin.

* * *

“HAYIR Partisi” lideri Tuna Bekleviç’ten bir mektup aldım. Çalışmalarını şöyle anlatıyor:
“HAYIR Partisi, yolculuğu esnasında son haftalara girerken, üç temel alanda engellemeler ile karşılaştı.
Bazı şehirlerde oluşturulan korku ikliminden kaynaklanan problemler oluşuyor, engellemeler yaşıyoruz.
‘HAYIR’ kelimesine karşı alerjileri var!
Bugüne kadar 151 büyük ilçe, 1058 köy ziyareti gerçekleştirdik.
Halkımıza neden HAYIR demeleri gerektiğini anlatıyoruz.”

* * *

“Hiçbir koruma teklifimiz olmamasına rağmen, adım attığımız her yerde polisler bizimle birlikte geliyor. Sürekli, fotoğraf çekimi ve video kaydı alıyorlar.
Yozgat gibi bazı şehirlerde toplantı salonlarımızın iptal edilmesi sorunlarıyla karşılaştık. Tokat ilinde peşimizde garip kıyafetli kişiler dolaşıyordu. Şikâyet ettik. O kişilerin sivil polisler olduğu anlaşıldı.

* * *

‘HAYIR Partisi’ne ahlâksız bir sansür var.
Türkiye’nin yarısını ‘terörist’ ilan etmekten çekinmeyen siyasi iktidardan bir vicdan beklentimiz yok. O siyasi iktidarın baskısı altında ezilerek özgürce haber yapamayan tüm basın çalışanlarının acılarını anlıyor, baskıların artmasını kınıyoruz.
17 Nisan’da özgür bir Türkiye’ye ulaşabilmek için “Haydi Türkiye” diyoruz.
Zaman daraldıkça baskı ortamının güçleneceğini zaten bekliyorduk.
Biz bu mücadeleyi milletimiz ve geleceğimiz için yaptığımızı çok iyi biliyoruz.”

Okurlar meydan okuyor!


Dün bu sütunda, işadamı Ali Ağaoğlu’nun, referandumda yüzde 65 EVET, yüzde 35 HAYIR çıkacağına dair, 15 kişiyle takım elbisesine iddiaya girdiğini, Tomfork marka elbiselerin toplam fiyatının 405 bin lira tuttuğunu nakletmiştim.
Bu yazı, tahminimden çok daha fazla ilgi gördü.
Meğerse millet iddiaya hazırmış. “Böyle bir iddiaya ben de girerim” diyen o kadar çok insan var ki...
Ali Ağaoğlu’nun tahmini olan “Yüzde 65 EVET”, bugünkü verilere göre gerçekleşmesi mümkün olmayan bir rakam... Okurlar da böyle düşünmüş olacak ki:
“Ne olur söyleyin, Ağaoğlu ile aynı şartlarla biz de bahse girelim” diyorlar. Sayıları o kadar fazla ki, bahislerin toplam değeri milyon liraları geçer...
Sevgili okurlar. Benim Ali Ağaoğlu ile hiçbir diyaloğum yok. Her işadamını olduğu gibi onu da hakkında çıkan gazete haberlerinden ve yaptığı işlerden tanıyor, izliyorum. Bu bakımdan iddialara aracılık edecek halim yok ve bu benim işim değil. Arzu edenler onun şirketine başvurur, tabii o da kabul ederse, iddiaya girilir!
Bildiğim kadarıyla Ağaoğlu kabadayı bir adamdır, bahisten kaçmaz.
Bu arada Kenan Gülbahar adlı okurum gibi birçok okurum da “Ağaoğlu’nun bu tutarsız iddiası, sırf AKP’ye şirin görünmek için... Ağaoğlu eğer ciddiyse biz onunla iddiaya girecek en az 5 bin kişi buluruz” diyor. Ali Ağaoğlu buna ne der, bilemiyorum.

Tebessüm

Boş sandık, dolu sandık!


Padişahlık dönemi... Vilayet halkı valinin rüşvetinden perişan olmuş, sonunda her şeyi göze alıp padişaha mektup yazmışlar:
“Padişahım, bizi bu adamın elinden kurtar!”
Daha mektup yoldayken, durumu haber alan vali vilayetin bütün zenginlerini konağına çağırmış, onlara mükellef bir ziyafet verirken lâfı açmış:
“Ağalar, beyler, efendiler... Duyduğuma göre beni şikâyet etmişsiniz...”
Herkes susmuş, başlarına ne geleceğini bilmiyorlar. Vali adamlarına emretmiş:
“Şu sandığı getirin!”
Uşaklar sandığı yüklenip gelmişler.
Vali, sandığın kapağını açmış, içi altın ve mücevherle dolu... Vali:
“Bakın efendiler” demiş “Bu sandığın dolmasına sadece bir karış kaldı. Sandık silme dolunca benden yana rahat edersiniz. Ama benden sonra gelen boş sandığı dolduracak, ona göre ha!”

GÜNÜN SÖZÜ

Sandığa hiç gitmeyenler çocuğuna, torununa ve vatanına ihanet eder!