Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye topraklarında gerçekleştirdiği harekatın dün birinci yıl dönümüydü. Bu harekatın başında Özel Kuvvetler Komutanı (ÖKK) Korgeneral Zekai Aksakallı bulunuyordu. Bakın şu rastlantıya ki, Aksakallı, harekatın birinci yıldönümünde, görevi devretti, bugün 2. Kolordu Komutanlığı’nı devralmak üzere Gelibolu’da.
Komutanların görev yerinin değişmesinden sonra Zekai Aksakallı’nın da istifa ettiği söylentileri yayıldı. Ancak olayı araştırdığımda istifa değil ama bir kırgınlık olduğunu, nedeninin tuğgeneral rütbesindeki 2 ve 3 tugay komutanlarının da başka birliklere kaydırılması nedeniyle bir boşluk yaşanmaması için duyarlılıktan kaynaklandığını öğrendim.

SÖZ KOMUTANIN

Zekai Paşa, Özel Kuvvetler’in hemen her kademesinde görev yapan bir isim. Hatta bu kuvvetin efsane komutanlarından Engin Alan gibi o da 4 yıl ÖK Komutanlığı yaptı. Alan’ın tümgeneral rütbesiyle 4 yıl komutanlık yaptığı dönemde, Zekai Aksakallı da da Özel Kuvvetler’de binbaşı rütbesiyle tabur komutanlığı yapıyordu.

Aksakallı’nın, Gelibolu’ya gidişini “alt görev” olarak niteleyen ve bu yüzden “istifa söylentilerinin çıktığını” belirtenler de oldu. Bu süreçte belki de hiç konuşmayan Korgeneral Zekai Aksakallı’ydı. Kendisine ulaştım ve gidişini sordum. Aynen şunları söyledi:
“Görev yerinin değişmesiyle kırgınlık, küslük diye bir şey olmaz. Askerin görev yerini beğenmesi, beğenmemesi diye de bir durum söz konusu olamaz. Nerede görev verilirse oraya gider, onurunla, şerefinle görevini yaparsın. Teğmen olarak göreve başladığımız günden beri bunun böyle olduğunu her asker bilir. Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda da onurla, şerefle görevimi yaptığıma inanıyorum. Bundan sonraki görevimi de aynı şekilde yapmayı Allah nasip etsin. Bırakın istifayı, en küçük bir kırgınlığım yok.”

KOMUTANI NE DİYOR?

Engin Alan da, Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda 1996-2000 yılları arasında görev yaptıktan sonra Gelibolu’da bulunan 2. Kolordu Komutanlığı görevine atanmıştı. Bazılarının bu kolorduyu “geri hizmet” gibi göstermesi doğru değil.
Türkiye-Yunanistan sınırı 211 kilometre. Bunun 175 kilometrelik bölümü 2. Kolordu Komutanlığı’nın görev alanına giriyor. Yunanistan sınırını tutan bir kolordu nasıl önemsiz olur? Orada komutanlık yapmak da onurdur. Ordu Komutanlığı’na da yükselme yerlerinden birisi. Örneğin, bu kolordunun komutanlarından Hurşit Tolon, 1. Ordu Komutanlığı’na atanmıştı.
Yeni görev yerini beğenmediği konuşulan Korgeneral Zekai Aksakallı, “Böyle bir şey yok” derken, efsane komutan Engin Alan’ın söylediklerini not alıyorum:
“Askerin atamasına kulp takmak doğru değildir ve bu tür söylemler Silahlı Kuvvetlerimize de zarar verir. Askerin görev seçme lüksü de olmaz. ‘Ben beğenmedim, oraya gitmem’ diye bir şey söz konusu bile edilemez. Burası Yeniçeri ordusu değil. Görevi ‘beğendim, beğenmedim’ yok. Her görev kutsaldır. Nereye tayin edildiyse asker oraya gider onuruyla, şerefiyle görevini yürütür. Aksi söylemler Silahlı Kuvvetlerimize zarar verir.”

O GECEKİ KONUŞMA

Van Asayiş Bölge Komutanlığı döneminde Korgeneral İsmail Metin Temel’in Siirt’e gidişi sırasında kaçırılması planlanmıştı. Temel’in ani bir kararla Van’a dönmesiyle o plan bozuldu. Temel daha sonra orgeneralliğe terfi ettirildi ve 2. Ordu Komutanlığı’na getirildi. 9 Ağustos 2016’da yani darbe girişiminden sonra ifadesi alınan Temel ifadesinin bir bölümünde şunları anlatıyor:
“Beni telefondan Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı aradı. Bana, ‘kendisinin kaçırılmak istendiğini, kurtulduğunu, şu an da evde olduğunu, karargâhının ise işgal edilmiş olduğunu’ ifade etti. Ben de hemen karargâhına gitmesini, karargâhı temizlemesini söyledim. Kendisi ‘Dışarıdan çatışma seslerinin geldiğini, çıkacak durumda olmadığını, hanımını teskin etmekle meşgul olduğunu’ ifade etti. Ben de ‘Özel Kuvvetler’e ait bir helikopterin geldiğini, şakayla karışık vaziyette infaza göndermişsin’ dedim. Ancak bu hususu bertaraf ettiğimizi ifade ettim. Kendisi bu hususta hiçbir yorum yapmadı. Bu görüşme kendisinin beni cep telefonundan araması ile gerçekleşti. Bu tür bir görüşme mutat bir görüşme değildir.”

ZEKAİ PAŞA NE DEDİ?

Askerler pek konuşmaz. Zekai Paşa’ya “Yeni göreviniz hayırlı olsun” derken, ister istemez araya Temel’in ifadesini de sıkıştırdım. Şunları söyledi:

“İfade gerçeği tam yansıtmıyor. Olaylar farklı manipüle ediliyordu. Ortam o saatlerde kirliydi. Neyin ne olduğu henüz tam olarak ilk saatlerde anlaşılamamıştı. Beni de Orduevi’nden eşimle düğün çıkışı sırasında kaçırmak istediler. Onların elinden kurtuldum. Yolda giderken otomobili bir kenara çektirip, ne olduğunu öğrenebilmek için değişik komutanlıkları aradım. İsmail Metin Temel Paşa’yla da, otomobilimi durdurduğumuz yerde yani eve gitmeden konuştum. Eşim de o sırada yanımdaydı. Haliyle olaydan etkilenmişti. Onu da teskin ediyordum. Bazı komutanların televizyona çıkıp açıklama yapmalarını o konuşmalarımda teşvik ettim.”

Küresel bir oyun oynanıyor. 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ döneminde Genelkurmay önüne “Güçlü ordu, güçlü Türkiye” yazılmıştı. Ordumuz güçlü olmazsa bu bölgede ayakta kalmanın zor olduğu gerçeğini başta siyasetçiler unutmamalı ve Silahlı Kuvvetlerimizle oynamamalı...