Yeni yılı karşılamak bütün kültürlerde çok önemlidir ve bu günde büyük kutlamalar yapılır. Yılbaşına insanlar hatta devletler günler öncesinden hazırlanır. O gün insanlar geçip giden eski yılı mutlulukla uğurlar, yeni yılı umutla karşılarlar. Birbirlerini kutlar, hediyeler alıp verirler, iyilik ve mutluluk dileklerini iletirler. Her şeyin daha iyi olacağına dair umutlarını dile getirirler. Yeni yılın başlangıcı bütün kültürlerde çok önemlidir. Ancak AKP Türkiye’yi o hale getirdi ki yılda sadece bir tane olan ve her birimizin kendi doğum günümüzden sonraki belki de yılın en keyifli, en eğlenceli günü olan yılbaşını bile artık mutluluk ve huzur içinde kutlayamıyoruz. Zaten artık Türkiye mutsuz ve hatta endişeli insanlar ülkesi. Ne yılbaşlarının ne bayramların ne de herhangi bir özel günümüzün eski tadı var artık...


CHP’li belediyelerin AKP’li kaymakamları, Şişli’de ve Beşiktaş’ta, İstanbul’un çağdaş sembol ilçelerinde, meydanlarda, sokaklarda yılbaşı kutlamalarına bu yıl da izin vermediler. Taksim’i her etkinliğe yasaklamak zaten bu zihniyet için bir sembol ve zafer gösterisi, bir ego meselesi olduğundan asla izin vermiyorlar. Oysa üzerindeki her şeyi sökerek ve dünyanın betonunu dökerek, parasını harcayarak dev bir meydan yaptılar ama artık sadece güvercinler toplanabiliyor Taksim meydanında...

Şişli ve Beşiktaş belediyeleri, doğal olarak insanların bu çok anlamlı günde, yılın stresini bir gece için bile olsa geride bırakıp mutluluk içinde hep birlikte diğer İstanbullularla beraber eğlenecekleri alanlar hazırlamak ve 21:00’den 00:30’a kadar sadece 3 - 4 saat sürecek eğlenceler düzenlemek istiyorlar ama kaymakamlıktan gelen soğuk ve empatisiz bir red yazısıyla cevaplandırılıyorlar. Ülkemizin bulunduğu şartlar dikkate alındığında provokatif eylem ve olayların meydana gelebileceği, etkinliğe katılacaklar dahil halkın huzur, güvenlik ve esenliğinin, kamu güvenlik ve düzeninin bozulmasına sebebiyet vereceği değerlendirildiğinden yapılması planlanan etkinlik herhangi bir müessif olaya meydan vermemek amacıyla uygun görülmemiştir.’

Yani koca Türkiye’yi 15 yıldır kendi ideolojileri doğrultusunda, Türkiye’nin menfaatlerinin tam aksi yönde kararlarla acımasızca ve sorumsuzca yöneten, Türkiye’nin ve İstanbul’un 15 yıldır tek hakimi AKP, her yılbaşı 15 - 16 milyonluk mega şehirde yaşayan herkese, tamamen kendi iktidarı döneminde gelişen provakatif eylemler endişesinden dolayı; ‘Ben yılbaşı gecesi şehirdeki güvenliği sağlayabilecek kapasiteye, istihbarata, polis gücüne sahip değilim. Gidin evinizde, kapalı mekanlarda kutlayın yılbaşınızı’ diyor. Aslında insanların sokaklarda eğlenmelerini, müzik dinlemelerini, dans etmelerini, içki içmelerini istemiyorlar. Kendi kitlelerinin aklını çeleriz diye korkuyorlar herhalde. O kadar mutlu, keyifli, barış içinde eğlenen laik ve Atatürkçü insan görürlerse diye. Çünkü bunların hepsi istisnasız günah bu zihniyete göre...

AKP’den önceki mutlu ve sadece sıradan sorunlarımızın olduğu yılbaşlarımızda tadımızı kaçıran tek şey; Türkiye’nin en önemli meydanı Taksim meydanındaki büyük kutlamalarda, turistlere ve kız kıza eğlenenlere sarkıntılık eden fortçu kenar mahalle çocuklarıydı. Her yılbaşı bu vakaları görünce, hiçbir sorumluluğumuz olmadığı halde biz utanırdık ve ülkemizin haline üzülürdük. Oysa ne sıkıntısız günlerimizmiş onlar. Artık acaba hangi psikopat İslamcı terörist örgütün profesyonel katillerinin makineli tüfekler ve bombalarla nerede katliam yapacağını konuşuyoruz yılbaşında. İktidar yandaşı kanallar ne kadar yılbaşında eğlenmenin korkunç bir şey olduğunu anlatırsa, yılbaşı kutlamalarında yaşadığımız tehdidin boyutları ve riski de artıyor...

Dinci AKP, istismar edecek yeni bir şey daha buldu bu yılbaşına ve 31 Aralık’a Mekke’nin Fethi’ni koydu. Yılbaşı eğlencesi yerine herkesin bir şeyleri kutlama ihtiyacını Mekke’nin Fethi’yle gideririz, yılbaşını da sulandırırız diye düşünüyorlar herhalde. Oysa Mekke 11 Ocak’ta kurtarıldı. Yılbaşı kutlamayı günah, suç, Allah’a karşı gelmek olarak gören bu aşırı dinci zihniyetle, Türkiye’yi yönetenlerin yılbaşıyla ilgili ve daha başka pek çok çağdaş, laik ve Atatürkçü değere karşı olma düşüncesi çok benzer. Bunların hepsine yekten, cepheden, göğüs göğüse karşılar. Bunca İslamcı terör örgütü, laik ve demokratik Türkiye’de bu kadar kolay bu sayede örgütlenebildi zaten son 15 yılda. Yılbaşı kutlamalarında AKP’yle 15 yılda geldiğimiz yer burası. Artık yılbaşında bile eğlenemiyoruz...

Ortak tarihimizin en sıkıntılı yılbaşını yaşadığımız 2018 yılbaşında, izin verirseniz size faydalı bir düşünme egzersizi hediye etmek istiyorum. Bu yılbaşını meydanlarda, sokaklarda milyonlarca İstanbulluyla birlikte yine kutlayamayacağınız için, kendi evlerinizde dostlarınızla birlikte kutlarken, bugün ve yarın, 67 yıl önceki İstanbul’un ve İstanbulluların sıradan bir gündeki en yalın, en doğal günlük hallerini gösteren bu fotoğraflar üzerinde biraz düşünmenizi rica ediyorum. Bu fotoğraflar, Owen Williams Maynard adlı İstanbul’u ve Türkiye’yi tanıyan bir fotoğrafçı tarafından 1951 yılında çekilmiş ve National Geographic’in 1951 yılı Ağustos sayısında yayınlanmış. 51 sayfa boyunca Türkiye’yi büyük övgülerle ve geleceğe dönük son derece olumlu öngörülerle anlatan yazının başlığı; TÜRKİYE GELİŞİM PATİKASINI DÖŞÜYOR...

Bu fotoğraflardaki insanların çağdaşlığını, şıklığını, zarafetini, sağlıklılığını, mutluluğunu, endişesizliğini, geleceklerine olan güvenlerini, tam bir barış ve canlılık içinde olduklarını görebiliyor musunuz? Mutsuzluktan, yoksulluktan, sürekli gergin ve stresli, çatışma halinde olmaktan umutsuz olan hiç kimse görüyor musunuz içlerinde? Bir tek mutsuzluk, umutsuzluk, endişe, gelecek korkusu, kavga ve çatışma olasılığı hissediyor musunuz, 1951 yılında Maynard tarafından Galata’da çekilen bu fotoğraflardaki herhangi bir İstanbulluda? 67 yıl önceden, yani aşağı yukarı babalarımızın ve annelerimizin çocukluğunu - gençliğini, büyükbabalarımızın ve büyükannelerimizin en verimli erişkin yıllarını yaşadığı yıllardan gelen bu fotoğraflar, hepimize büyükbabalarımızdan da babalarımızdan da çok daha mutsuz ve umutsuz yaşadığımızı söylüyor artık İstanbul’da. Bunun sebebini ve çözüm yollarını, bu çözümlerde size düşen sorumlulukları düşünmenizi dilerim yeni yılın en başında...


[caption id="attachment_2155786" align="aligncenter" width="880"]Bu iki fotoğraf; İstanbul’un Grand Central İstasyonu Galata Köprüsü’nde, Avrupa’da ve Asya’da yaşayan Türkler işe gidiş geliş saatlerinde birbirine karışıyor, diye anlatılıyor. Bu iki fotoğraf; İstanbul’un Grand Central İstasyonu Galata Köprüsü’nde, Avrupa’da ve Asya’da yaşayan Türkler işe gidiş geliş saatlerinde birbirine karışıyor, diye anlatılıyor.[/caption]



nasuh-mahruki-foto-2


[caption id="attachment_2155080" align="alignnone" width="880"]Bu fotoğrafın altında; Müslüman peçeleri, tulumları içindeki planörcü kızlar tarafından bilinmiyor, yazıyor. Bu fotoğrafın altında; Müslüman peçeleri, tulumları içindeki planörcü kızlar tarafından bilinmiyor, yazıyor.[/caption]

[caption id="attachment_2155081" align="alignnone" width="880"]Bu fotoğrafın altında: ‘Türk mayoları Florida’yla yarışıyor ve Osmanlı zamanında kadınsı hatları gizleyen peçeler ve giysiler artık unutuldular yazıyor. Bu fotoğrafın altında: ‘Türk mayoları Florida’yla yarışıyor ve Osmanlı zamanında kadınsı hatları gizleyen peçeler ve giysiler artık unutuldular yazıyor.[/caption]