Finansal sıkılaşma sürecinde ödeme güçlüğü çeken borçlu sayısı 1504’e yükseldi. Borçlarını mahkeme huzurunda taksitlendirmek isteyen 152 yeni firma/gerçek kişi Kasım ayında konkordato kervanına katılmış oldu. 2018 yılında uygulamaya başlayan konkordatoda düzenlemesinde gelinen tarihi zirvenin yaratabileceği olumsuz etkiyi birlikte değerlendirelim.
KONKORDATODA GEÇİCİ MÜHLET SAYISI YÜKSELDİ
Geçtiğimiz yıllarda bir takvim döneminde ortalama 400/450 civarında izlenen konkordato da geçici mühlet kararlarında bu yıl gözle görülen bir artış kaydedildi. 2020 yılında 419, 2021 yılında 451, 2022 yılında 404, 2023 yılında 519 borçlu konkordato da geçici mühlet kararı almışken bu yıl henüz tamamlanmamış olmasında rağmen 11 ayda 1504 borçlu geçici mühlet kararı aldı.
ÇALIŞANLAR ZOR DURUMDA KALABİLİR
Konkordatonun yıkıcı etkisinden en büyük zararı ne yazık ki alın teri ile para kazanmaya çalışan işçiler görebilir. Konkordato da geçici mühlet kararı almasına rağmen finansal durgunluğunu atlatamayan ve nakit akışında olumlu düzelme yakalamayan işletmelerin muhtemel bir iflas süreci içine girmesi en fazla mavi yakalı çalışanların işsiz kalmasına neden olabilir.
DOMİNO ETKİSİ ÇOK BÜYÜK
Borçlu firmanın konkordato da geçici mühlet kararı almasından sonraki süreçte başta tedarikçilerine yap(a)madığı ödemeler nedeniyle hiçbir borç yükü altında olmayan firmalarda alacağını tahsil edememesi nedeniyle bir anda borç sarmalına takılabilir. Hal böyle olunca da başta konkordato ilan eden firma ile alacaklısı konumunda bulunan firmaların ekonomik bir çöküş içine girmesi hiç beklenmeyen bir zamanda binlerce kişinin işsiz kalmasına on binlerce ailenin huzurunun kaçmasına sebep olabilir.
Konkordato ilan eden bir üretici firmada 100 kişinin çalıştığı varsayımında borç sarmalından çıkılamaması halinde tedarikçi ağıyla birlikte belki de çalışan sayısının birkaç katı kadar ilave edilebilecek yüzlerce kişi işsiz kalabilir.
YENİ DÜZENLEME ŞART
Finansal anlamda alacaklı ve borçlular arasında bir dengenin sağlanabilmesi adına konkordatonun yeniden günün şartlarını karşılar nitelikte düzenlenmesi gerekiyor. Aksi halde mahkemelere başvuru anında gerekli evrakları toplayarak teslim eden her borçluya tedbir kararı verilmesi akabinde, konkordato toplam süresinin 23 ayı bulabilmesi ve şayet borçlunun alacalıları bir anlaşma masası çerçevesinde mutabık kalması halinde dahi alacaklıların günün sonunda fiilen içinde bulunduğu durum aslında ismi konulmamış bir iflasa dönüşebiliyor.
İşte tüm bu süreçleri yeniden tanzim eden; sürelerin daha hızlı işleyebileceği, uygulamadaki aksaklıkları giderebilecek ve aynı zamanda alacaklı ile borçlu arasında bir denge unsuru olabilecek konkordato uygulamasının bir an evvel düzenlenmesi şart.