Cumhurbaşkanı silahların susmasını kabul etmiyor
HDP eş Başkanı Selahattin Demirtaş: 'Ülkenin Cumhurbaşkanı silahların susmasını kabul etmiyor'
Danimarka'da temaslarına Dışişleri Bakanı Kristian Jensen’e yaptığı ziyaretle başlayan HDP eş Başkanı Selahattin Demirtaş, görüşme sonrası çarpıcı açıklamalar yaptı. Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın silahların susmasını istemediğini öne sürdü.
Görüşmeleri değerlendiren Demirtaş, “Burada oy verme işlemi erken başlayacak onun için biz Danimarka Dışişleri bakanından randevu istemiştik. Avrupa’nın öncelikli konusu mülteci sorunu doğal olarak Suriye ve bölgedeki gelişmeler ilgi alanı, Bununla ilgili olarak görüşlerimizi paylaştık” dedi.
Demirtaş, Danimarka Dışişleri Bakanı Jensen’in dün DHA’ya yaptığı açıklamaları değerlendirerek şunları söyledi:
“Haberinizi okudum. Kendisi bütün görüşlerini açık yüreklilikle paylaştı. Biz de çözüm önerilerimizi Türkiye’de kamuoyuyla paylaştığımızı söyledik. Çözüm önerilerimizi kendisiyle paylaştık. Evet biz de şiddet yoluyla çözüm yolunu benimsemiyoruz. Mutlaka şiddet durmalı, masaya taraflar oturmalı. Ölümler kan, gözyaşı durmalı. Bu konuda HDP’nin tutumu çok net ve açıktır. Şu anda masaya, görüşmelere dönüşün önündeki en büyük engel, maalesef ki devleti, hükümeti yönetenlerin katı tutumudur. Bizim yaptığımız çağrılara PKK’nın üst düzey yöneticileri olumlu cevap verdiler aslında yani ateşkesle birlikte gözlemcilerin denetiminde görüşmelere dönülmesini kabul ettiler. Ama biliyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanı silahların susmasını kabul etmiyorum dedi. Silahların derhal bırakılması lazım dedi. Yani düşünün bir ülkenin cumhurbaşkanı silahların susmasını kabul etmiyor, doğru bulmuyorum diyor yani silahların bu haliyle konuşması herhalde onu daha çok memnun ediyor ki bu çok acı bir durum maalesef.”
ÜLKEMİZDE İÇ ÇATIŞMA İSTEMİYORUZ
HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Kopenhag'da parlamento meydanında partililere seslendi. Demirtaş, "Biz ülkemizde savaş istemiyoruz. Ülkemizde iç çatışma istemiyoruz. Hem Ortadoğu genelinde, Suriye'de Irak'ta, hem ülkemizde barış mümkündür" diye konuştu.
Demirtaş, "7 Haziran'da da çok önemli bir görevi yerine getirip, bütün Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları olarak Kürt'ü, Alevisi, , Sunni'si, Türk'ü ile el ele vererek 'ülkemizin yarınlarında söz sahibi olmak, özgür bir ülke, özgür bir gelecek yaratmak istiyoruz' diyen hepiniz sandık başına gittiğiniz tarihi bir karar verdiniz. İyi de yaptınız ve HDP'yi yüzde 13 gibi bir oyla parlamentoya taşıyarak tek başına diktatörlük, tek başına sultanlık, rüyası görenlerin rüyasını kabusa çevirdiniz. İyi de yaptınız. Bu hepimiz açısından tarihi ve çok önemli bir seçimdi. Çünkü sadece siyasi partiler arasında bir yarış, tercih, siyasi partiler arasında seçim değildi bu. Son derece tarihi, ideolojik, yeni bir kırılma yaşıyor Türkiye. Ya tek adam ve tek parti sistemi, bir kişi etrafında örgütlenmiş devlet anlayışı bir tür diktatörlük ve onun zihin dünyasındaki ideolojik toplumsal baskı mekanizmaları. Yani onun dünyasında her şey tek olacak. Bizim dünyamızda ise yaratan Allah'tan başka tek yoktur. Çoğuluz, çoğuz, çok kimlikliyiz, çok dilliyiz, çok inançlıyız. Aramızda bu kadar bariz fark var. O hep tek din, tek mezhep, tek inanç, tek parti tek adam ve tek ampül üzerine her şeyini inşa etti. Oysa biz HDP olarak tıpkı kendi yaşadığımız anavatanımız, coğrafyamızın renkliliği gibi çok sesliği gibi bir çiçek bahçesi hayal ettik. HDP işte bu gerçek üzerine kurulmuş bir partidir" dedi.
Demirtaş Avrupa'daki yerel yönetimlere değinerek "Devletimizi yeniden hukuk devleti ve demokrasi ülkesi yapmak istiyorsan bunun da yolu, tek adamlıktan değil, yerinde yönetim modellerinden geçer. Sizler burada tanıksınız. Avrupa'daki ülkeleri tek adamlar yönetmiyor. Monarşiler, krallıklar var ama hepsi semboliktir. Doğru, saraylar var ama hepsi ortaçağdan kalmış. Bizimki buna özenmiş, buradaki sarayları gördükçe ille “ben de saray istiyorum, ille ben de başkan olacağım diye tutturmuş. Bize lazım olan saray veya sultan değil, köklü bir demokrasidir. Halk her yerde, her ilçede kendi meclisleri gibi kendisini yönetebilmelidir. Tıpkı Avrupa'nın bir çok ülkesinde olduğu gibi. Yerel parlamentolar, bizdeki belediye meclisleri il genel meclisleri gibi yetkileri onlara verelim. Siz seçiyorsunuz millet onları tanımıyor. Ankara'dan zorla atadıkları Vali ve kaymakamla oraları yönetiyorlar. İşte bu demokrasinin katledilmesidir. Bakın AKP ile aramızda bu kadar büyük uçurum var. Sizler sandık başına giderken iki parti arasında değil, iki farklı gelecek arasında tercihte bulunuyorsunuz. Sizin tek bir oyunuz onun için çok önemli. Çocuklarınızın, torunlarınız nasıl yaşayacağının kararını veriyoruz" diye konuştu.
SAVAŞ İSTEMİYORUZ
Demirtaş şöyle devam etti; "Biz ülkemizde savaş istemiyoruz. Ülkemizde iç çatışma istemiyoruz. Hem Ortadoğu genelinde, Suriye'de Irak'ta, hem ülkemizde barış mümkündür. Biz silahlar sussun diyoruz, Cumhurbaşkanı ne diyor. Ben silahların susmasını istemiyorum diyor. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı silahların susmasını istemiyor. Nasıl olsa giden evlatlar onun evladı değil. Bedenler tabutlarda taşınırken yüreği yanan o değil. O anketlere bakıyor. Elini tabuta koyup miting konuşması yapıyor. 7 Haziran da büyük bir demokrasi gücü ortaya çıktı. Türkiye'nin geleceğini bu güç belirleyecek. Ülkemizde tekçi partiler dönemi bitmiştir. Emekten, özgürlükten, çiftçiden, kadından yana Halkların Demokratik Partisi Türkiye'nin geleceğine damgasını vurmuş, ırkçılık, faşizm dönemi kapanmıştır. HDP'nin açtığı kapıda, yolda bir gelecek önümüzde duruyor. Onun için 7 haziran sonuçlarını kabul etmiyor hazmedemiyorlar. Israrla Türkiye'yi bir seçime götürüyorlar. Sizler bir kez daha sandık başına gitmeli ve oy kullanmamış birini daha sandık başına götürmelisiniz. 1 kasımda bir kere daha güçlü bir sonuç çıkaracağız. Kendi emeğimiz, alın terimiz ile bunu kazanacağız. Bir kez daha diktatörlük değil, halk ve demokrasi kazanacak. Savaş isteyenler değil, barış isteyenler kazanacak. Siz hazırsanız biz de hazırız. Danimarka'dan 7 haziran seçimlerine katılımdan daha büyük bir katılım bekliyoruz. Oy oranı iki katına çıkabilir’ dedi ve Berlin'e geçeceğini belirterek, Danimarka'daki temaslarının çok iyi geçtiğini söyledi."
"ERDOĞAN HİÇ BİR ZAMAN SULTAN OLAMAYACAK"
Selahattin Demiştaş, kürsüden ayrılırken büyük izdiham yaşandı, Demirtaş'a ulaşmak isteyen bir bayan korumalar tarafından güçlükle engellenebildi. Daha sonra Demiştaş'ın konuşması, Danca'ya çevrildi. Demirtaş'ın ayrılmasından sonra kürsüye Danimarka Birlik Partisi Dış Politika Sözcüsü Nikolai Villumsen çıktı. Villumsen, Türkiye'de demokrasi, özgürlük, özgürce bir seçim için sinyal gönderildiğini belirterek “Erdoğan'a açıkça söylüyoruz. Sivilleri bombalamak, basına baskı uygulamak özgürce seçim ortamı yaratmaz. Erdoğan, demokraside kısa devre yapıyor, baskı uygulayabileceğini sanıyor. Erdoğan hata yapıyor. Hiçbir zaman Sultan olamayacak. Bunu Türkiler, Kürtler, Ermeniler, Araplar her kes söylüyor. Türkiye'deki baskıları birlikte durduralım" dedi. (DHA)
