Cezaevindeyken 6 yakınını kaybeden emekli Korgeneral Engin Alan, “Alacağımız parayı merak edenlerin hiç biri biz içerdeyken ‘bunlar niçin içerde’ diye merak etmiyordu. Böyle olmamalıydı. Türkiye bunu hak etmiyor” dedi.

[caption id="attachment_1000061" align="alignleft" width="600"] Engin Alan (solda) tarihi kararı, gazetemiz Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk'e (sağda) değerlendirdi.[/caption]

Saygı ÖZTÜRK/ ANKARA

Özel Kuvvetler Komutanlığı döneminde Kuzey Irak operasyonları başta olmak üzere Güneydoğu’da hemen hemen ayak basmadığı dağ-mağara kalmadı. Korgeneral rütbesiyle emekliye ayrıldı. “Balyoz Soruşturması” kapsamında tutuklandı. Tam 44 ay cezaevinde kaldı. Cezaevinde bulunduğu dönemde 6 yakınını kaybetti.

Cezaevinde yattığı dönemde “bu da bir vatan görevidir” dedi. Ancak, ülkenin gidişatı, Güneydoğu’da terörle mücadele konusundaki gelişmeleri yakından izledi. O dönemde SÖZCÜ’ye yaptığı her değerlendirme, kısa süre sonra gerçekleşti. Cezaevindeyken MHP’den milletvekili seçildi.

ALAN'I ARAYAN ARAYANA


Türk Silahlı Kuvvetlerinin “efsane komutanlarından birisi” olarak nitelendirilen emekli Korngeneral Engin Alan, “haksız yere tutuklandığını” öne sürüp Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne dava açtı. Mahkeme Alan’a 1 milyon 300 bin lira manevi, 63 bin 650 lira da maddi olmak üzere toplam 1 milyon 363 bin 650 lira ödenmesine hükmetti. “Balyoz Davası”ndan hüküm giyenler için açılan en yüksek tazminat Engin Alan için verildi.

Kararın duyulmasından sonra Engin Alan’la röportaj yapmak için özellikle hükümete yakınlığı ile bilinen televizyonlar büyük çaba gösterdi. Ancak Engin Paşa, televizyonların görüşme isteklerini kabul etmedi. Herkes, Engin Alan’ın bu parayı ne yapacağını merak ediyordu.

"GİDEN YILLARIMIZ GELMEZ"


Aslında sitem doluydu. Rus uçağı düşürüldü, bu ülkede askeri ateşe olarak görev yapan Engin Alan’ı arayan olmadı. Güneydoğu’da önemli olaylar yaşanırken, o yöreleri en iyi bilen, terör örgütünün hedeflerini önceden gören Alan’a “bu iş nedir?” diye soran olmadı. Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesi, polisin tutumuyla ilgili görüşüne başvuran da olmadı.  Dahası, cezaevindeyken de hep “darbeci” diye gösterildi.

Engin Alan’ın cezaevinde sıkıntı çektiği kadar, eşi Nevin Alan, kızları da büyük acılar içindeydi. Cezaevindeyken hem damadı, hem silah arkadaş olan Albay Yılmaz Çetin’i kaybetmişti. Yalnız damadı değil annesi Ayşe Alan’ı, kayınvalidesi Fatma Nebiye Yener’i, dünürü Ziya Pekkoç’u, kayınbiraderinin eşi Müjgan Yener’i de yine cezaevinde olduğu dönemde yitirmişti.

“BEDEL OLARAK KARŞILIĞI YOK"


Engin Paşa, askerlerin açtığı en büyük tazminat davasını kazanmıştı ama asla bunun sevincini yaşamıyor. Alan şunları söylüyor:
“Hiçbir şey giden yıllarımızı geri getirmez. Hiçbir şey kaybettiğimiz canları geri getirmez. Hiçbir şey ailemizden bize hasrete gidenlerin acısını geri getirmez. Bunun bizde bedel olarak karşılığı yok. Sadece benim için onur meselesiydi. Gerisi hiç önemli değil.”.

"BÖYLE OLMAMALIYDI..."


Onur meselesi yaptığı için dava açmıştı açmasına, tazminat kazanmıştı kazanmasına ama Engin Paşa, “Böyle olmamalıydı. Türkiye, Türk milleti bunu hak etmiyor. Etrafımız yangın yeri gibi. Enerjimizi birbirimizle uğraşmak yerine, ülkemizi ve milletimizi bekleyen tehdit ve sıkıntılara odaklamalıyız diye düşünüyorum” diyor.

Engin Alan’ın kazandığı 1 milyon 363 bin 650 liralık tazminatı ne yapacağını merak edenler az değil. Engin Paşa bu konuda şunları söylüyor:

“Kazandığım tazminatı ne yapacağımı merak edenler biz içerde 4 sene yatarken hiçbiri  merak etmiyorlardı. Yaşadıklarımızı, kaybettiklerimizi, giden canlarımızı kimse merak etmiyordu.