CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın sunduğu Tarafsız Bölge programında, Bülent Arınç- Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki polemiği, Atatürk resminin indirilmesiyle ilgili yaşananları, Kurultay sonrası Yeni CHP'nin kadrosunu, başkanlık tartışmaları, terörle mücadele gibi birçok konuyu değerlendirdi.



İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satırbaşları:

(Bülent Arınç'ın açıklamaları) Erdoğan'ın mı dediği doğrudur, Bülent Arınç'ın dediği mi doğrudur diye; bana kalırsa, Arınç'ın dedikleri doğrudur. Bazı şeyleri samimi olarak dile getiriyor fakat eleştirdiğim yönleri de var. Özellikle, "Ankara'yı parsel parsel sattılar" dedikten sonra hiçbir açıklamada bulunmadı.

AKP'nin kendi içinde güneş görmemiş gerçekler var. Bu olaylar açık açık konuşulsa, belki biz iktidarın gerçek yüzünü görebileceğiz.

AKP'nin tek bir yöneticisi var, o da Recep Tayyip Erdoğan'dır. Atılacak her adımda ona danışılıyor.  Dolmabahçe'deki görüşmeden Erdoğan'ın haberinin olmaması mümkün değil.

AKP'de farklı sesler çıktı ama baskıyla sözlerini geri çektiler. Arınç'ın AKP'de özgül bir ağırlığı var. Arınç bile patlama noktasına gelmiş, vicdanen rahatsız olmuş demek ki.

(Eski AKP'liler yeni parti kuracak mı?) AKP'de ihaleleri, rantları dağıttığı sürece herhangi bir ayrışma olmayacaktır. Geçmişte de böyle durumlar oldu fakat bir süre sonra sular duruldu.

(Arınç'ı dürüst buluyor musunuz?) Eleştirdiğim yönü de bu. Arınç çok şey biliyor ama söylemiyor. Arınç'ı rahatsız eden birçok unsur var. Daha önce de buna benzer çıkışları oldu. Sayın Bülent Arınç'a bildiklerini söylememek yakışmıyor. Kul hakkı yiyene karışmıyorsanız o  suça ortak oluyorsunuz demektir. Arınç gün yüzü görmemiş hakikatleri söylemeyecekse hiç konuşmasın.

Arınç-Erdoğan arasındaki gerilim sadece ikisini değil tüm devleti ilgilendiren bir konudur.

Arınç bakanlık döneminde TRT'yi kendi yayın organı gibi kullanmıştır.

(CHP Milletvekili Aylin Nazlıaka partiden ihraç edilecek mi?) Bu olay ortaya çıktıktan sonra kamuoyunda yazıldı çizildi ama biz olayı araştırmak istedik. Duyarlılık gösteren vekiller vardı. Baştan herkesin hakkını teslim edeyim. Böyle bir olay dolayısıyla kamuoyunun gösterdiği tepkiye çok teşekkür ediyoruz. CHP'nin tüzüğü çerçevesinde bu olay çözülecektir. İlgili arkadaşlarla konuşuldu. Bu kadar dürüst, kendi iç dünyamız açısından şeffaf bir soruşturma oldu. Bir rapor ortaya çıktı ve Aylin Hanım disiplin kuruluna sevk edildi. Benim bundan sonra yapacak bir şeyim yok. Parti Meclisi'nde görüşülecek ve 'ihraca gerek yoktur' kararı da verilebilir.

(Atatürk resmini asmayan birinin varlığını kabul eder miydiniz? ) Asla.. Atatürk'ü sadece CHP ile özdeşleştirmek doğru değil. Atatürk bir dünya lideridir. İndirildiği iddia edilen tablo zaten bir demirbaş. Bu fotoğraf önceden böcek araması dolayısıyla indirildi. Bir CHP milletvekilinin Atatürk resmini indirmesi mümkün değildir. Şu anda bütün milletvekileri töhmet altında. Çok ayrıntıya girmeyi doğru bulmuyorum.

Bu çok saçma bir tartışma. Bir CHP milletvekili Atatürk tablosunu niye indirsin? "CHP'yi Atatürk üzerinden vurabilir miyiz" amacı var şu an. Atatürk resmini indiren bir kişi CHP'nin kapısından içeri giremez.

Siyasette dedikodunun yeri yoktur. Atatürk üzerinden dedikodu yapılabilir mi? Bizim en hassas olduğumuz noktada, siz Mustafa Kemal'in fotoğrafını dedikodu malzemesi yapabilir misiniz?

(CHP'nin kurultay sonrası yeni yönetimi) Benim anahtar listem 104 kişiden oluşuyordu. 104 kişiden 52 kişiyi seçin değişimi siz yapın dedik. Liste delinirse ne olur, hiçbir şey olmaz. Atilla Taş, keşke Parti Meclisi'ne gelebilseydi, mutlu olurdum. Atilla Taş partili.

104 kişilik liste PM ve MYK oluşturacağım bir listeydi. O listede 1-2 kişilik bir fire oldu. MYK'da alanlarında son derece yetkin isimler var. Medyatik değiller fakat yakın sürede gündeme gelecekler. Olayları sadece kişilere endekslersek, en büyük yanlışı yapmış oluruz. Örneğin İsrail konusunda, Ortadoğu konusunda son derece uzmanlaşmış arkadaşlar ve biz bu arkadaşlardan görüş alıyoruz. Rahatlıkla şunu söylüyorum, CHP dış politikası, Türkiye'yi aydınlığa çıkaracak bir politikadır. Biz Ortadoğu'ya da barışı getirecek partiyiz. Rusya ile barışı yapacak partiyiz. Biz, bu alanlardaki en yetkin isimleri davet ettik görüştük. Biz, bir politikayla ilgili, bir ismi çağıralım o işi yürütsün demiyoruz.

Biz, sosyal demokrat partiyiz. Birisi alevi kimliği ya da başka etnik kimliği nedeniyle CHP'li olayım diyorsa, CHP'li değildir. Keşke bütün aleviler CHP'ye oy verse. Sandıklara baktığımız zaman çoğu alevi vatandaşımızın bize oy vermediği apaçık ortada..

('Diktatör' sözleri tartışması)  Kurultay konuşması en çok izlenen konuşma olmak zorundaydı. Ve ben namus şeref kavramının ne kadar önemli olduğunu vurgulamam gerekiyordu. Tarafsızlık konusunda yeminini tutmuyorsa ben onu gündeme getirmek zorundaydım. Ve ben kurultayda bunu söyledim. AKP'liler benim hakkımda suç duyurusunda bulunuyorlar. Hiç önemli değil. Bu ülkede namus ve şeref kavramı önemlidir.

Erdoğan, sürekli konuştu ben ses çıkarmadım. Ama artık burama kadar geldi. Ettiği yemine sadık kalmazsa, bu ülkede her şey bozulur. Ben Erdoğan'ı muhatap almıyorum. Benim muhatabım başka birisi. Ben, Erdoğan'a hiç bir zaman da saygısızlık etmedim. Kalkıyor, muhalefet bunu yaptı, şunu yaptı diyor. Sana ne kardeşim? Tarafsızlığını koruduğu sürece bir mesele yok.

Evet açıkçası diktatör. Yargı, emrindeymiş gibi talimat veriyor. Yargıya hiç kimse emir, talimat veremez. Hangi çağda yaşıyoruz biz? Günlük siyasetin sıcak unsuru haline geleceksiniz ve ben bunu eleştirmek zorundayım.

(Yeni anayasa ve başkanlık sistemi tartışması) Cumhurbaşkanı, yeni anayasa ve başkanlık sistemi için kampanya yapamaz. Biz Erdoğan'ın kafasında ne olduğunu bilmiyor muyuz? Toplumu kandırmaya çalışıyorlar. Gerçekten de rejim ile ilgili sorunumuz var. Aydınlar bir araya gelmeli, konuşmalı; buna bir şey diyemem. Ama kendisine özgü bir düzenleme için yaparsa buna karşı çıkarım. Gereksiz bir tartışmanın içerisine Türkiye'yi sokuyoruz. Yeni anayasa, darbe hukukundan kurtarma komisyonu adıyla yazılmalı.

(Terörle mücadele) Terörle mücadele yapılmalıdır. Silahlı Kuvvetler silah bıraksın diyorlar. Zaten adı Silahlı Kuvvetler, böyle bir şey nasıl mümkün olabilir? Sorun şu, hendekler kazılırken bu ülkeyi yönetenler neredeydi? Hendeklere karşıyız. Orada terör örgütü mensupları, 'Sur'da hiçbir ev kapısını kapatmasın' diyerek emir vermiş. Aileler bu yüzden kapılarını kapayamıyor. Sur'un dışında başka insanların evde otururken seken kurşunla ölmesini doğru bulmuyoruz. Sokağa çıkma yasağını doğru bulmuyoruz. Sorun bunun çok daha ötesinde. Sorun şu; PKK, 17 ilçeyi silah deposu haline getirirken bu ülkeyi kim yönetiyordu?  PKK, Sur'u silah deposu haline getirirken Vali 'dokunmayın' demiş. Bugün, yaşadığımız terör sorumlusu mevcut hükümettir. Siz bir suç örgütünün konuşlanmasına ve yapılanmasına izin verdiniz.

(Anket tartışması) Anketler, AK Parti'nin yükseldiğini gösteriyor olabilir ama benim görevim halka doğruları söylemek. Çıkardıkları yasalar bizim taahhüt ettiğimiz yasalar. Etin 50 TL'ye çıktığı yerde başarı olabilir mi? Devleti yönetmek bu değil. Bizim siyasetimiz batıdaki gibi değil, etnik kimlik ve inanç üzerinden siyaset yapılıyor. Bu çemberi kırmak lazım. Aydınlar, bildiri yayımladı ülkede kıyamet koptu. 12 Eylül'den ne farkı var? Bunu biz çözeriz, neden çünkü biz uygarlığı savunuyoruz. Bunları halka anlatacağız.