Devlet eski Bakanı ve Milli Merkez Ankara Temsilcisi Ufuk Söylemez, son dönemde SÖZCÜ yazarlarına dava açılması, televizyonlara kapatma cezası verilmesi, sanatçılar Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in polis eşliğinde adliyeye götürülmesinin kitidarın giderek daha da hırçınlaşmasından kaynaklandığını iddia etti.  Ufuk Söylemez, ekonominin bozulması, işsizliğin ve iflasların artmasının yanı sıra anketlerden de kötü haberler alan iktidarın daha çok sertleşerek kötü gidişin üstünü örtmeye çalıştığını belirtti.

ANKET SONUÇLARI DA ETKİLİ

Gündemdeki gelişmeleri SÖZCÜ’ye değerlendiren Söylemez, milletin ağır borç yükü, işsizlik, çift haneli enflasyon ve yüksek faizlerin altında sıkıntı ve hoşnutsuzluğu arttıkça iktidarın paniğe kapılarak daha tahammülsüz, daha hoşgörüsüz, daha otoriter ve despotça yöntem ve davranışlara yöneldiğini ifade etti.

Ekonomideki kötü gidişin yanı sıra yaklaşan belediye seçimleriyle ilgili gelen anket sonuçlarının da iktidarda ciddi moral bozukluğuna yol açtığını anlatan Söylemez, her alanda işlerin bozulması nedeniyle iktidarın despotluğunun olağanüstü biçimde arttığını kaydetti. Son dönemde SÖZCÜ yazarlarına açılan davalar, FOX TV sunucusu Fatih Portakal’a yönelik saldırılar ve Metin Akpınar ile Müjdat Gezen’e açılan davaların bu gerilimden kaynaklandığına işaret eden Söylemez, şu değerlendirmeleri yaptı:

“İktidar panik içinde, yerel seçimlerde olası bir yenilgiden ve hesap vermek zorunda kalmaktan ve giderek iktidarını yitirmekten korktuğu için, böyle anti-demokratik, yargıyı siyasallaştıran bir görüntü veren baskıcı-otoriter ve toplumu ayrıştıran söylem ve tavırlara tevessül ediyor. Yayın yasakları, muhalif gördükleri gazeteci ve yazarları zindana gönderme girişimleri, ülkenin saygın sanatçılarını polis nezaretiyle mahkemeye sevk etmeleri, hepsi bu paniğin ve iktidarlarını yitirme korkusu sonucunda yapılıyor.”

Kutuplaştırıcı davranışlar son bulmalı


Ortamın böylesine gerilmeye çalışıldığı bir dönemde herkesin sağduyulu, hoşgörülü, demokratik sabır ve tahammülden uzaklaşmadan aklıselim tutum ve davranıştan ayrılmamaları gerektiğini ifade eden Söylemez, “Anadolu’da bu tür durumlar için kullanılan bir söz vardır; ‘Zulmün artsın ki tez zeval bulasın!’ Yaşar Kemal’in, 1995 yılında yayınladığı kitabının adı da “Zulmün artsın”. Yani baskın, zalimliğin, keyfiliğin, kötülüğün artsın ki çabuk belanı bulasın. İktidarın baskılarından, kayırmacılığından otoriterliğinden, anti-demokratik uygulamalarından, keyfiliğinden partizanlıklarından, mezhepçiliğinden yakınanlara bu güzel Anadolu deyişi ile cevap veriyorum. Son günlerde giderek baskıcı, tek adam rejimine dönüşen iktidarın, muhalif gördüğü her türlü medya organına ve mensuplarına karşı artan otoriter-kutuplaştırıcı ve baskıcı tavrını görünce ister istemez bu deyişi hatırlıyor insan” diye konuştu.