Erdoğan, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmasında, dün, TürkAkım doğal gaz boru hattının, Karadeniz'den Türkiye topraklarına ulaşması münasebetiyle düzenlenen törene katıldığını dile getirerek, söz konusu projenin önemine dikkati çekti.

"Konuşacaksak, gelin bunları konuşalım. Sizin bunlarla hiç alakanız, ilginiz yok mu?" diyen Erdoğan, şunları söyledi:

"Karadeniz'in bir ucundan diğer ucuna, 2 bin metre derinlikten böyle bir yatırım gerçekleşiyor ve ülkemize yeni bir doğal gaz imkanı doğuyor, hem ülkemiz için hem Avrupa için bir kaynak, bir tedarik oluşuyor; bu gündeminizde değil. Gündemlerinde ne var? Hala 'Biz Türkiye'yi nasıl karıştırırız.' Bu var. Fakat ülkemizi karıştıramayacaksınız. Ülkemizi bölemeyeceksiniz. Bunu böyle bilin."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salondaki partililerin bir sloganı üzerine, 31 Mart'taki Mahalli İdareler Seçimleri'ne 4 ay kaldığını anımsatarak, "31 Mart'ta benim aziz milletim, bu ülkenin düşmanlarına en büyük dersi sandıkta verecektir, ben buna inanıyorum. Milliyetperver, vatansever bir topluluk olarak inşallah sandıkta milletimizle bütünleşmemiz, 31 Mart'ta bir başka olacak. İnşallah 1 Nisan itibarıyla da adeta yeni bir dönem başlayacaktır." açıklamasını yaptı.

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bu aşamaya gelmesini temin ettikleri TürkAkım'ın, Türkiye için önemli ve stratejik bir enerji projesi olduğunun altını çizen Erdoğan, gelecek yıl, 2019'un sonunda TürkAkım'ın çalışmalarının tamamıyla biteceğini ve tedarikin başlayacağını aktardı.

[caption id="attachment_2748492" align="alignnone" width="1200"]Zekeriya ALBAYRAK/SÖZCÜ Zekeriya ALBAYRAK/SÖZCÜ[/caption]

Mahalli İdareler Seçimleri'ne hazırlıklar


Buldukları her fırsatta 31 Mart 2019'daki Mahalli İdareler Seçimleri'ne hazırlıklar için  çalıştıklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Aday tespitleri noktasında gerek büyükşehirlerde, gerek illerde sık sık bir araya geldik. İlçelere de inmeye başladık. Geçtiğimiz pazar günü, önceden belirlediğimiz yerlerde temayül yoklamaları da yapıldı. Partimizin tüm kademeleri, aday belirleme ve seçim hazırlıkları konusunda kesintisiz mesai halindeler. Siyasetin ve teknolojinin tüm imkanlarını kullanarak, titiz bir araştırmayla, soruşturmayla, analizle adaylarımızı netleştirmenin gayreti içindeyiz. İnşallah tüm bu hazırlıklarımızdan tamamlanmış olanları, yakında milletimizle paylaşacağız."

Son dönemde Türkiye'nin, "eski Türkiye"de bırakıldığı düşünülen birtakım tartışmaların, polemiklerin, tartışmaların içine yeniden çekilmeye çalışıldığının görüldüğünü söyleyen Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:

"Dünyanın kendini artık 21'inci yüzyılın ikinci yarısına hazırlamaya başladığı bir dönemde, birilerinin ısrarla 1940'ların, 1960'ların, 1970'lerin, 1990'ların baskı ve tedhiş iklimine taşımaya çalışıyor olması manidardır. Yapılmaya çalışılan işe illa bir isim verilecekse; bunun adı gericiliktir, irticacılıktır, mürteciliktir, çağdışılıktır. Türkiye'nin geldiği yer itibarıyla hala tek parti dönemini, onun siyasi, sosyal ve ekonomik zulüm düzenini özleyenlere, o günlere geri dönülmesini talep edenlere söylenecek başka ne söz olabilir?" değerlendirmesinde bulundu.

"Şehrin muslukları hariç, her yeri akıyordu"


Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin, kendi vicdanında, tek parti dönemini hak ettiği yere çoktan oturttuğunu vurgulayarak, şu anekdotu paylaştı:

"Büyük Hiciv şairimiz Eşref, cumhuriyet öncesi dönemde bir ilçede kaymakamlık yaparken, merkezden bir telgraf gelir. Telgrafta, 'Kaymakamlık binasının ihtiyaçlarını bildirin stop.' yazmaktadır. Eşref, bu telgrafa, 'Binanın muhtelif yerleri akıyor stop.' şeklinde bir cevap gönderir. Merkezden gelen ikinci telgrafta, 'Binanın nereleri akıyor, ayrı ayrı yazıp gönderin stop.' Bu ifade yer almaktadır. Bunun üzerine Eşref, o hışımla telgrafhaneye iner ve telgrafçıya, yaz oğlum der: Binanın muslukları hariç her yerleri akıyor stop."

CHP'nin memleketi yönettiği, tasallut altına aldığı dönemi tam bu şekilde tarif etmenin mümkün olduğunu bildiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Biz bunun, CHP'den devraldığımız İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden, 2002'de hükümete geldiğimizde devraldığımız kurumlardan bizzat şahidiyiz, gayet iyi biliriz. İstanbul Büyükşehir Belediyesini devraldığımızda, tam da şair Eşref'in hicvinde olduğu gibi şehrin muslukları hariç, her yeri akıyordu. Sokaklardan çöp suları akıyordu. Haliç'ten lağım akıyordu. Şehrin dört bir yanından yokluk, yoksulluk, sefalet akıyordu. Sadece iş bilmez değil, aynı zamanda rüşvet, yolsuzluk, mezhepçilik, meşrepçilik paçalardan akıyordu. Su derseniz, o zaten hiç akmıyordu. Tankerlerin, eskilerden kalma çeşmelerin önünde bidon kuyrukları alıp başını gitmişti. CHP'nin tahribatını tamir etmek, enkazını kaldırmak, İstanbul'un suya hasretini gidermek, hamdolsun bize nasip oldu."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Istranca Dağları'nı delerek 180 kilometreden İstanbul'a suyu kendilerinin getirdiğini ifade ederek, o gün bu gün İstanbul'un su sıkıntısını giderdiklerini kaydetti
Çevrecilik adına yakıp yıkanlar sokakları ateşe verenler gelip millet bahçelerine bakıp gerçek çevrecilik nedir görsünler. Öyle lafla çevrecilik olmuyor. Gezi olaylarında bu olayları yapanların finansörü konumundaki şu anda cezaevinde olan bu kişiyle iltisaklı birçok malum kişi akademisyenler de var. Bunlar geçenlerde gözaltına alındı. Malum çevreler batı dünyası açıklamalar yapılıyor. Türkiye’de de bu işlerin finansörü durumunda olanlar var. Bu içeri alınınca neden rahatsız oluyorsun?”

"YOLUNU ŞAŞIRANLAR VARSA YA ISLAH YA TASFİYE EDECEĞİZ" 
Erdoğan, partisindeki adaylık başvurularına ilişkin şu ifadeleri kullandı: "Türkiye'yi eski karanlık günlerine döndürmek isteyenler kendi karanlıklarında kaybolup gidecekler.  Kaybettikleri mevzileri kazanmak için yeni taktikler üretecek kabiliyeti olmayanlar eski usul yöntemleri tedavüle sokuyor. Gece gündüz çalışacağız. Noksanlarımız varsa tamamlayacağız. Yolunu şaşıranlar varsa ya ıslah ya tasfiye edeceğiz.

ADAY OLMADIM DİYE SIRTINI DÖNEN AK PARTİLİ DEĞİLDİR

Siyasetin her kademesi bizler için bir hizmet vasıtasıdır. Adaylık mücadelesi de bu hizmeti kimin daha iyi yapacağının yarışıdır. Bir göreve kimi zaman iki, kimi zaman 12 kimi zaman çok daha fazla kişi talip oluyor. Aday gösterildiği anda diğer arkadaşlarımız onun arkasında saf tutar. Her kim ki ben aday gösterilmedim diyerek partimize sırtını dönüyor hatta kendine başka mecralar arıyorsa o kişi hiçbir zaman AK Partili olamamış demektir. Her kim ki benim istediğim kişi aday gösterilmedi diye benzer tavırlara giriyorsa zaten yanlış yerdedir."

ÜZERİNDE ŞAİBE OLAN İKAZ BEKLEMEDEN ÇIKMALI

Aday olurken 3 dönem orada görev yaparken her şey iyi de aday yapılmadığın zaman neden bozuluyorsun? Bu partide hiç kimsenin ben deme hakkı yoktur. AK Parti biz partisidir. Üzerinde en küçük şaibe olan hiç kimseden ikaz beklemeden kendisi bu kapıdan çıkmalıdır. Teşkilat ve adaylar kendilerini gözden geçirmeli. Ölçümüz 'acaba millet bana ne diyor?' olmalı."

 

[old_news_related_template title="Osman Kavala Operasyonu'nda ikinci dalga: 20 kişilik liste" desc="Geçtiğimiz yıl tutuklanan Osman Kavala soruşturması kapsamında bugün ikinci dalga geldi. Anadolu Kültür Derneği Başkan vekili Yiğit Ekmekçi ve dernek yöneticileri ile birlikte, İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turgut Tarhanlı ve Boğaziçi Üniversitesi Matematik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Betül Tanbay gözaltına alındı. Gözaltı listesinde 20 kişinin olduğu bu isimlerden 13'ünün gözaltına alındığı bildirildi. Gözaltındaki isimler 'Gezi Parkı eylemleri için yurt dışından profesyonel eylemci getirtmek, biber gazı ithalatını engellemeye çalışmak' gibi şeylerle suçlanıyor." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2018/11/iecrop/kirmizili-kadin-reuters_16_9_1542361561.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/bogazici-universitesinde-ogretim-uyeleri-gozaltina-alindi-2740787/"]