Bİ SORALIM BAKALIM

Halkbank’a çok büyük ceza mı geliyor?


Ekonominin başına oturtulan damat Albayrak herkese “dövizle kira dönemi bitiyor” müjdesini verdiği açıklamalarında çok dikkat çekici bir şey daha söyledi.
Neden gerek duydu bilmiyorum ama Albayrak “Halkbank’a ceza geleceğini sanmıyorum. Ama gelirse bu siyasi olacaktır” dedi.
Zarrab davasının sona ermesinden sonra en azından kamuoyunun hafızasından neredeyse çıkıp gitti New York’taki bu dava.
Ayrıca ekonomi ile çok yakından ilgilenenler hariç zaten halkın önemli bölümünün zihninde Halkbank’a ceza kesileceği kavramı da yok.
Bakanın “durup dururken” diyebileceğimiz bir sırada “Halkbank’a ceza kesilmesini beklemiyorum” demesi bana çok manidar geldi.
Çünkü aklı başında ekonomi uzmanları özellikle bankacılık çevreleri davanın bittiği günden beri asıl bu konuyu düşünüyor.
Halkbank genel müdür yardımcısının hapse mahkum edilmesi ömrünün önemli bölümünü bir Amerikan hapishanesinde geçirecek olması burada kimsenin umrunda olmaz.
Bir tek ailesi üzülür o kadar.
Bankacıların ve ekonomi çevrelerinin beklediği şey, bu davanın sonucuna bağlı olarak Halkbank’a kesilecek cezanın miktarı.
Çünkü o miktar ekonomimizin geleceğini belirlemede önemli bir dönemeç olacak.
Eninde sonunda bu ceza gelecek.
Şu anda hâlâ gelmiyorsa belli ki Amerika bunu iktidara karşı “Demokles’in Kılıcı” gibi kullanıyordur da ondandır.
Damadın telaşı bundan olabilir.
Ve öyle sanıyorum ki miktar ne olursa olsun bunun Türkiye’ye vereceği zararı kamuoyunda “Amerika yine yaptı yapacağını” algısı oluşturarak savuşturma ve görmezden gelinmesini sağlama operasyonu hazırlanıyor.
Türkiye yine aynı zararı görecektir ama en azından vatandaş yine “dış güçler masalı” ile uyutulacak ve iktidarın bundaki sorumsuzluğu ve beceriksizliği örtbas edilecektir.

CANIMI SIKAN ŞEYLER

İkisi de bizim ama biri daha bizim galiba


30krk05a_ist_izm_ant_ank_trb

26 Ağustos tarihimiz için çok önemli bir gün.
26 Ağustos 1071 Malazgirt savaşı ile Türklerin Anadolu’ya girişinin sembolik olarak kutlandığı gün.
26 Ağustos 1922 ise Kurtuluş Savaşı’nın sonundaki “Büyük Taarruz”un başladığı gün.
Elbette her ikisi de kutsalımız derecesinde önemli.
Ancak belli ki Türk Silahlı Kuvvetleri için Cumhuriyet’in kuruluşuna giden yoldaki en önemli adımlardan biri olan 26 Ağustos 1922 Alparslan’ın Malazgirt zaferi kadar önemli değil.
Aynı gün aynı saatlerde biri Malazgirt’te diğeri Afyon Kocatepe’de iki tören yapıldı.
Malazgirt’teki törende Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesi başlarında savunma bakanı olduğu halde tam kadro hazırdı.
Afyon’daki törende ise ordumuz bir tuğgeneralle temsil edildi.
Malazgirt’te artık yandaş kesimin “başkan” olarak tanımladığı Cumhurbaşkanı Erdoğan da vardı.
Belli ki Erdoğan orada olunca paşalar da orada olmayı tercih etmişler.
Oysa iki kuvvet komutanı Malazgirt’te ikisi de Afyon’daki törenlere katılarak her iki destanın da ordumuz için önemini herkese gösterebilirlerdi.
Erdoğan’ın yanında fotoğraf vermek daha hoşlarına gitmiş olsa gerek.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Bir gün önce konut kredisi alan yandı


İktidarımız yine çok büyük! bir hizmete imza atıyor.
AKP’li müteahhitlerin elinde kalan konutların satılması için dev bir kampanya başlatıldı.
Buna göre konut kredisi için en fazla aylık 0.98 faiz uygulanabilecek.
Oysa şu anda bankalar 1.5 ile 2.2 arasında faiz uyguluyor.
0.98’in yıllık faizi yüzde 12’lere karşılık gelirken 2.2’nin yıllık faiz oranı yüzde 25’leri geçiyor.
Konutları satmakla görevli bakan da zaten bu farkı dile getiriyor ve 500 bin liralık bir konutun faizinden 600 bin lira tasarruf edileceğini söylüyor.
İşe bakın, tasarruf edilen faiz, alınan krediden daha fazla.
Bu iyi güzel de bu kampanyadan bir gün önce konut kredisi alanların durumu ne olacak? Onların günahı ne?
Ama daha önemlisi şu; eğer bir ülkede faizler aylık yüzde 2.2 iken siz baskı ile bazı bankalara bu faizi yüzde 0.98 olarak uygulatıyorsanız, farkı halkın diğer kesimine ödetiyorsunuz demektir.
Sadece bilginize sunmak istedim.

KOMİK

Nasıl bir merakla bekliyorum anlatamam


Cumhuriyet Halk Partisi aktif bir muhalefet yapacakmış.
Parti sözcüsü Engin Altay bunu şu sözlerle ilan etti;  “Yeni yasama döneminde, CHP grubu olarak yüksek refleks göstereceğiz. Kuvvetler ayrılığının yeniden tesisi için bütün partilerle diyalog kurmak ve temas politikası gütmek önceliğimiz olacak. Milletin hayrına olacak düzenlemelerde yapıcı bir tutum takınacağız. Yeri geldiğinde ise en sert refleksimizi herkes görecek. Anayasa’nın, içtüzüğün çiğnenmesine asla seyirci kalmayacağız. Derdimiz üzüm yemek, bağcı dövmek değil.”
Nasıl heyecanlandım anlatmam mümkün değil.
Büyük bir sabırsızlıkla “sert refeleksi” bekliyorum.

plusbanner2x