ABD güya demokratik bir ülke ama başında Trump denilen bir despot var!
Adamın dediği dedik! Hak, hukuk, adalet namevcut!
“Ben ne dersem o olacak” diyor, başka bir şey demiyor! Fakat... Öyle yağma yok tabii...
Elindeki ekonomik ve teknolojik imkânlarla güçsüz ülkelere dişini geçirebilir, isteklerini zorbaca dayatabilir ama bu defa sert kayaya çarptı!
Trump’ın İran’a yönelik başlattığı ambargoya önce Türkiye, sonra Çin ve Rusya “Biz bu karara uymayacağız” dedi.
Üç ülke de ambargoya karşı çıkmakta haklı. Çünkü İran ile ciddi oranda ticari ilişkileri var.
Hele Türkiye, kullandığı petrolün önemli bir miktarını İran’dan alıyor. Amerika’nın keyfi için 81 milyonluk Türk ulusu çetin kış şartlarında petrolsüz mü kalacak?
Trump buna bozuldu, papaz krizini çıkardı!
Adam çılgın... “Bu dünyada ben ne dersem o olur” diyor. Bir ruh doktoruna görünmesinde fayda var!

* * *

Sonunda ne oldu? Avrupa da Amerika’ya rest çekti.
Özellikle İngiltere’nin Trump’a karşı çıkması çok önemli. Çünkü hemen her olayda Amerika ile birlikte hareket eden İngiltere bu defa:
“Yoo arkadaş... Ben bunda yokum. Senin ambargon beni ilgilendirmez. Bu ambargoya katılmayacağım.” dedi.
Almanya, Fransa ve İngiltere tarafından yapılan ortak açıklamada, İran ile meşru ticaret yürüten Avrupalı firmaların korunacağı vurgulandı ve “İran’la yapılan nükleer anlaşmanın korunması, uluslararası güvenlikle ilgili bir konudur. İran’dan petrol alımının sürdürülmesi için gerekli koşullar sağlanacaktır.” denildi.
Trump zorbasına böyle bir tokat gerekiyordu.

* * *

ABD’nin İran’a yaptırımları, petrol, çelik, kömür, alüminyum ve otomotiv sektörünü de kapsıyor. Ayrıca sivil havacılık yaptırımları ile yolcu uçakları ve uçak yedek parçası ithalatı engelleniyor. Fakat...
Amerika bu konuda dünyada yalnız kaldı.
Çılgın Trump, Rusya, Çin, İngiltere, Almanya, Fransa ile dalaşmayı göze alabilecek mi? Yoksa kuyruğunu toplayıp, kıçın kıçın geriye mi gidecek?
Ne olacağını zaman gösterecek ama dünya barışı tehlikeli sularda...
20’nci Yüzyıl’daki iki dünya savaşı da Trump’a benzeyen çılgınlar tarafından çıkarılmış, milyonlarca insan ölmüştü.
Trump gibiler her zaman dünyanın başına belâ oldu!

Ne olduğu belirsiz yeni bir devlet inşa süreci!


Ne oluyoruz? Türkiye nasıl yönetiliyor?
Bunun sonu ne olacak?
İktidarın “2023 hedefleri” dediği şey nedir?
Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan’a göre:
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen bu tuhaf sistemle Türkiye Cumhuriyeti Devleti ortadan kaldırılmaya çalışılıyor.”
Tantan bu iddiasını şöyle açıklıyor:
“Ne olduğu belli olmayan bir devlet inşa süreci başladı.
Bu süreçte halk yok... Meclis yok...
Bu yeni sistemi halk istemiyor, hiç kimse istemiyor. Bunun ne olduğunun hâlâ hiç kimse farkında değil.
Ülke bir tek kişiye bırakıldı.
Devleti yönetenler geleneksel Türk-İslâm kimliğinden ve özellikle de Türk kimliğinden uzakta...
Türkiye Cumhuriyeti’nin beka sorunu yoktur. 16 yıllık AKP iktidarı sonunda mı beka sorunu ortaya çıktı?
Müellifini halkın bilmediği bir projenin uygulayıcıları tarafından Türkiye siyaseten, mali ve ekonomik anlamda, güvenlik anlamında bağımlı hale getirilmiş tek kişinin iradesine teslim edilmiştir. Ülkede artık her şey o...
Bu, halkın iradesi değildir. Tamamen gücü elinde tutan iktidarın iradesidir.
Gerek referandumda, gerekse 24 Haziran seçimlerinde tecelli eden halkın iradesi değildir. Halkın iradesine el konulmuştur.”

TEBESSÜM

“Allah’ın kulu”


Rahmetli İlhan Selçuk’tan, güncelliğini kaybetmeyen bir fıkra:
İşleri bozulan Bektaşi, aç ve perişan halde bir köşkün önünden geçerken kapıda gürbüz, yanaklarından neredeyse kan damlayan sağlıklı iki gencin güzel giysiler içinde nöbet tuttuklarını görür, sorar:
“Siz kimsiniz?”
Gençler “Biz Ali Paşa’nın kullarıyız” diye cevap verirler.
Bunun üzerine Bektaşi ellerini gökyüzüne doğru açar ve başını yukarı kaldırarak:
“Ey Allahım” der “Bir Ali Paşa’nın kullarına bak, bir de şu kendi kuluna!”

GÜNÜN SÖZÜ


Gücünü yitiren ülkelerin etrafını acı bir yalnızlık ve zorluklar çemberi sarar!

11-kurukazik-15cm

plusbanner2x