Hadi kriz var demeyelim ama ülkenin bir ekonomik sıkıntı içinde olduğu da yadsınamaz. Ufukta hiçbir somut iyileşme emaresi görülmemesine rağmen, Ekrem İmamoğlu, böylesi bir ortamda topluma “Her şey iyi olacak” dedirtmeyi başardı. Bence bu, iktisadi sorunlarla boğuşan AKP için çok büyük bir şanstı. Bunu mutlaka kullanmalı ve Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesine itiraz etmemeliydi. Çünkü ekonominin iyileşmesi için alınan önlemlerin sonuç vermesi, halkın moraliyle yakından ilgilidir.
Ekonomide kural şudur: Sadece iyimser olmakla işler düzelmez ama sadece kötümser olmakla işler bozulabilir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun her ay yayımladığı bir “Tüketici Güven Endeksi” var. Bu endeks, vatandaşın yakın geleceğe dair beklentilerini gösteriyor. Ekrem İmamoğlu’na başkanlık mazbatasının verildiği nisan ayında, bu endeks %6.9 yükseldi. Halbuki ekonomide ölçülebilir herhangi bir iyileşme yoktu. Ama soluduğumuz havaya “Her şey güzel olacak” rayihası yayılmıştı. Ekrem İmamoğlu’nun başkanlığının elinden alındığı mayıs ayında Güven Endeksi %13 düştü.

FANTEZİ BİR ÖNERİ: CUMHURBAŞKANI SEÇİLEN KİŞİ AYNI ZAMANDA İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI OLSUN

Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasetteki ilk büyük başarısı olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı hiç unutmamaktadır. Bir zamanların fırtına belediye başkanı olan Bedrettin Dalan da “İstanbul’u yöneten, Türkiye’yi de yönetir” demiş ve başbakanlığa soyunmuştu. Kemal Kılıçdaroğlu da, önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olmuş, daha sonra CHP’nin Genel Başkanı seçilmiştir.
Bugünlerde de pek çok kişi, hatta yabancı gazeteciler İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu’na, eğer her şey yolunda giderse, geleceğin Türkiye Cumhurbaşkanı olarak bakmaktadır. Tabii, CHP iktidara gelirse parlamenter sisteme dönüleceği için, Ekrem Bey olsa olsa başbakan olur.

DEMOKRASİLERDE ÇARE TÜKENMEZ

Bu söz, gelmiş geçmiş en büyük “demokratik siyasetçimiz” Süleyman Demirel’e aittir. Sistemin tıkandığı sanılan bir dönemde, Ekrem İmamoğlu gibi adı pek bilinmeyen bir kişiden, çok kısa zamanda “Vatanın kara bahtlı maderini (annesini) kurtaracak” bir halâskar namzedi çıkması, demokrasilerde çarenin, gerçekten tükenmediğini gösteren somut bir olaydır.
Ekrem İmamoğlu’nun bizatihi kendisi bir ümittir. Ama daha önemlisi, Ekrem İmamoğlu, siyasete atılmayı düşünen birçok genç insan için rol model olmuştur. Onlar şimdi “Ekrem İmamoğlu yapabilmişse, ben de yapabilirim” demektedir. Son sözün patenti Nike’a aittir.

Son söz: Just do it! (Yap gitsin)