Göreve gelişinin birinci yılında Maliye Bakanı Damat Berat Bey ülke ekonomisi için pembe tablo çizdi. Ona göre, “Türkiye’de son bir yılda reform niteliğinde adımlar atılmış ve işler gayet iyi gidiyormuş!”
Ne kadar güzel değil mi? İşlerin iyi gitmesini kim istemez ki?
Fakat, lâfla pilav pişmez! Maliye Bakanı Damat Bey, yağsız ve pirinçsiz pilav pişirmeye çalışıyor! Ülkede tanık olduğumuz olaylar gerçekte işlerin pek parlak olmadığını gösteriyor.
- Halkın geliri azalıyor. İşsizlik artıyor!
- İnsanlarımızın yüzde 20’si açlık sınırında yaşarken Suriyeliler için 35 milyar dolar gibi müthiş bir harcama yapılıyor!
- 4,5 milyon Suriyeli, halkımızın aşını ve işini elinden alıyor!
- İşçi, memur ve emekliye sadaka gibi zam yapılıyor.
- Pahalılık nedeniyle halk boğazından kesiyor!
Birileri yer, birileri bakarken ülkede işler nasıl iyi gider, anlayana aşk olsun!



Türk siyasetine çok yakında iki yeni parti daha gireceğini duymayan kalmadı.
Bu durum AKP’yi son derece tedirgin ediyor ve bölünmekten korkuyor!
AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın kızıp köpürmesinin sebebi budur.
Onun “Bizi sırtımızdan hançerlediler!” sözünün arkasında bu endişe vardır ve AKP il başkanları toplantısında söylediği “Birileri parti kuruyormuş. Bu tür ihanetlerin içerisinde olanlar bu işin bedelini de ağır öderler!” sözleri açık bir tehdittir!
Peki, böyle bir gözdağı verme teşebbüsü parti kurma hazırlıklarını tamamlamak üzere olan Ali Babacan ile Ahmet Davutoğlu’nu korkutur mu?
Hiç sanmıyorum!
Demokratik ülkelerde parti kurmak suç değildir! Eğer “Bu ülkede demokrasi var” deniliyorsa, yeni partiler saygıyla karşılanır.

★★★

Parti kurma hazırlıklarının son aşamasına gelen eski Başbakan Ahmet Davutoğlu önceki gün İngiliz Financial Times gazetesine çok önemli bir demeç vererek “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elindeki güç Türkiye’ye zarar veriyor!” dedi.
Davutoğlu’na göre ülkenin temel yapıları zarara uğruyor ve siyasi kurumlar zayıflıyor!
Davutoğlu, sesini cesaretle yükselttiği vakit, hiçbir yandaş medya organının kendisine yer vermediğini belirterek hedefinin Türkiye’de yeni bir siyasi iklim yaratmak olduğunu söyledi.
Yandaş gazete ve TV’ler Saray’dan talimat aldıkları için Davutoğlu’na tabii ki yer veremezler.
Davutoğlu’nun, bu düzenin temellerinin kendisinin Başbakanlığı zamanında atıldığını unutmaması lâzım!

★★★

İşte bu noktada özgür ve tarafsız basının önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.
Bir ülkede basın özgür olmadıkça gerçek demokrasi de olmaz ve o ülkenin demokrasi tarlasında ot bile yeşermez!
Ahmet Davutoğlu keşke bugün ileri sürdüğü fikir ve düşüncelere Başbakanlığı zamanında sahip olsaydı ve kendisi Başbakanlık’tan azledildiğinde, kuzu gibi boyun eğmeyip demokratik haklarını arasaydı!
Geçmişteki hataları bir yana bırakıp bugüne bakarsak, Ahmet Davutoğlu’nun savunduğu fikirlerin doğru olduğunu görürüz.
Kurban Bayramı’ndan sonra siyaset arenası daha da hareketli olacak!

İnanılmaz bir gaf!


“Hukukun Egemenliği Derneği”nin kurucusu Av. Erdem Akyüz, Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un “Parlamenter sistem, krallıkların sistemidir, monarşilerin sistemizdir” sözlerinin “İnanılmaz” olduğunu belirterek şu mesajı yolladı:
“Parlamenter Sistem halk iradesinin Meclis’e yansıdığı Cumhuriyet sistemidir. Krallıklarda da parlamento vardır ama o sistem parlamenter sistem değil, “Krallık” veya ‘Monarşi’dir Şentop parlamentoyu Cumhuriyet Sistemi olarak görmüyorsa, o Başkanlık makamında neden oturuyor? Yazık değil mi?”

TEBESSÜM

Dedikoducu!


Pısırık bir adam, karısına dert yanmış:
“Ah karıcığım, sorma, her sabah metroda bir adam geçip oturuyor, başını sallayıp bana çok kötü lâflar ediyor!”
“Yaa, vah vah, ne diyor?”
“Sorma karıcığım, çok ayıp, bana pezevenk diyor!”
“Yaa, bak terbiyesize!”
İki gün sonra karısı sormuş:
“O adam karşına gelip yine terbiyesizlik yapıyor mu?”
“Hayır karıcığım, artık gelmiyor, rahat ettim.”
Adam bir hafta sonra yine metroda giderken aynı adam gelip karşısına oturmuş ve başlamış başını sallamaya:
“Dedikoducu pezevenk, dedikoducu pezevenk!”

GÜNÜN SÖZÜ


Eğer bir çukurdaysan, kazmaya devam etmenin yararı yoktur!