İç sayfadaki TOKMAK-2 sütunumda yazdığım “Müthiş bir haber” başlıklı yazı birkaç gündür Türkiye’nin bir numaralı gündem maddesi oldu.

Bu kulis bilgisini meslektaşımız Talat Atilla’dan almış, yüzde yüz doğru olduğuna dair teminat verince, ona güvendiğim için yazmıştım. Yanlış değerlendirdiğim anlaşılıyor.

Haber Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CHP’li Muharrem İnce tarafından kesin bir dille reddedildi.

Böyle olunca, bazı çevreler SÖZCÜ’ye, insan yiyen Piranha balıkları gibi saldırdılar!

Yazdığım yazının tüm sorumluluğu bana aittir.

SÖZCÜ’nün başarısını kıskanıp, gazeteyi çekemeyenlerin benim üzerimden SÖZCÜ’ye saldırıp yıpratmaya çalışmaları çok çirkindir.

SÖZCÜ diğer gazetelere benzemez. SÖZCÜ yazarları bağımsızdır, emir-komuta ile yazmazlar.

SÖZCÜ’de demokrasi vardır. Yazarlara, gazetenin sahibi ve genel yayın yönetmeni dahil hiç kimse müdahale etmez.

Medya saldırganları, ne dertleri varsa benimle hesaplaşsın!



Birkaç gündür Türkiye’nin bir numaralı gündem maddesi malûm...

Muharrem İnce’nin Beştepe’de AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüştüğü iddiası konusunda tarafımdan yazılan haber-yorum...

Haberin kaynağının kendisi olduğunu kabul eden deneyimli gazeteci Talat Atilla, sahibi olduğu Türktime Sitesi’nde “Yanıt veriyorum” başlıklı bir yazı kaleme aldı ve kendi kaynağının da bir “CHP”li olduğunu söyledi.

OIay, kasıtlı olmasa da, büyümüş, günlerdir ülkenin gündemini işgal eder hale gelmiştir..

Bu durumda CHP’li kaynağın sessiz kalmaması ve neler olduysa, her şeyi açıklaması şart görünüyor.

Talat Atilla, iddia edilen görüşmeye dair ayrıntılı bilgiler vererek görüşmenin 9 Kasım gecesi olduğunu, ziyaretçinin 01.15’te resmi kaydı olmayan plakalı bir araçla geldiğini ve Erdoğan ile 35 dakika görüştükten sonra Külliye’den ayrıldığını belirttikten sonra şunları yazdı: (özetle)

★★★

“Haber bana geldiğinde çok yönlü çek ettim.

Hatta bunlarla yetinmedim.

CHP’li kaynağım yüzde yüz doğru diye teminat verdi.

Kısa bir süre önce İYİ Partili bir yetkilinin de Erdoğan’la gözlerden uzak görüşmesi kamuoyuna sızmıştı. Bu olay da ona benziyordu.

Tüm bunlara rağmen CHP lideri Kılıçdaroğlu’na bir şekilde haberin doğruluğunu onaylatınca içimde şüphe kalmadı.

Ne Muharrem İnce’ye...

Ne iktidar partisine karşı değilim. Sadece habercilik arzusuyla davrandım.

Gelelim haber kaynaklığı meselesine...

Kaynağımın ismini söylemem söz konusu olamaz ama bir CHP’li...

Ve Kemal Bey’in ya da kendisinin konuşmasını beklerim doğrusu...

Kılıçdaroğlu haberi doğruladıktan sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın net açıklamaları üzerine haberi yeniden kaynağıma sorgulattım.

Yine altını çizerek ‘Yüzde yüz doğru’ dedi.

Şimdi Kemal Bey’in ve doğrulattığım CHP’li kaynağın konuşmasını bekliyorum.”

★★★

Talat Atilla’nın “Yanıt veriyorum” başlıklı köşe yazısı bir hayli uzun. Ben bir miktar kısaltarak naklettim.

Talat Atilla geçmişte bana çok özel haber verdi, hepsi doğru çıktı. Hatta, daha hiç kimsenin telaffuz etmediği bir sırada “Şu tarihte erken seçim olacak” diye haber vermiş, gerçekten o tarihte seçim olmuştu.

Talat Atilla ilk defa yanılıyor veya yanıltılıyor!

Bu aşamadan sonra şimdi “CHP’li haber kaynağı, Talat Atilla’ya yanlış bilgi vermiş olabilir!” diye ciddi ciddi düşünüyorum.

Atatürk’ü din dersi kitaplarından çıkarttılar!


Dün 24 Kasım Öğretmenler Günü idi.

Bu anlamlı günde eğitimci ve ilahiyatçı yazar Nazif Ay, Milli Eğitim’deki Atatürk’süzlüğü ve Atatürk karşıtlığını anlattı:

Lise din dersi kitaplarında Atatürk’ün ilke ve devrimleriyle ilgili tek satır veya tek ifade yok.

Bu durum üzücü ve düşündürücüdür. Kitaplarda sadece Atatürk’ün bir fotoğrafı ile ‘Gençliğe Hitabesi’ bulunmakta, ilke ve devrimlerinden hiç söz edilmemektedir.

Oysa önceki eğitim ve öğretim yıllarında din dersi müfredatında yer alan Atatürk ile ilgili konu başlıkları genel olarak şunlardı:

- 9. sınıflarda; Atatürk’ün laiklik anlayışı.

- 10. sınıflarda; Atatürk’e göre din vazgeçilmez bir kurumdur.

- 11. sınıflarda; Atatürk’ün Balıkesir Hutbesi ve Diyanet’i kurdurma amacı.

- 12 sınıflarda; Atatürk’ün, okullarda din öğretimine, din bilginlerine verdiği değer.

★★★

Bu durum milli ve dini bir felâkettir. Çünkü Atatürk ile onun yaptığı devrimlerin olmadığı yerde sağlıklı düşünebilen Müslüman dindar tipinin olması da olanaksızdır!

GÜNÜN SÖZÜ


Güneş battığında uzayan gölgesine bakıp kendini çok büyük sananlar var!