ABD Başkanı Donald Trump’ın, Fırat’ın doğusundan çekileceğini açıklamasının ardından, ABD’nin her kademesinden yapılan değişik açıklamalarla, Fırat’ın doğusuna ilişkin adeta “jeopolitik borsa” diyebileceğimiz senaryolar havuzu yaratıldı. Özellikle Suriye’nin Orta Fırat vadisinde, koalisyon desteğiyle devam eden IŞİD ile mücadelede; “IŞİD bitti, bitmek üzere ve yakında zafer ilan edeceğiz” şeklinde yüzlerce kez söyleme rağmen, hâlâ 600 metrekarelik bir alanda kısır döngü içerisinde devam eden operasyonlarda ne kadar samimi oldukları da tartışmalı bir hâl aldı.

IŞİD’e karşı yoğun operasyonların devam ettiği ve bu kadar yoğun çatışmaların yaşandığı iddia edilen bir sahadan, ne hikmetse ve nasıl oluyor da Avrupalı 800 IŞİD teröristi ele geçirilebiliyor? Bunu açıklamak da, anlamak da zor.

NİYET ORTAYA ÇIKTI

Donald Trump Avrupalı müttefiklerinden; “Suriye’de ele geçirdiği Avrupalı 800 IŞİD teröristini teslim alarak yargılamalarını” istedi. Genelkurmay Asayiş Dairesi eski Şube Müdürü ve 21.YY Türkiye Enstitüsü Araştırma Merkezi Başkanı emekli Kurmay Albay Ünal Atabay’a sorduk. Gelişmeleri yakından izleyen Atabay, şunları anlattı:

“Bu talebin arka planında; Fırat’ın doğusuna ve güvenli bölgeye ilişkin, ABD planının kabulü yönünde Avrupalı bazı müttefiklerine baskı oluşturma niyeti yatıyor. Çünkü, 800 IŞİD teröristinin büyük bir çoğunluğunun, bazı batılı ülkelerin özel kuvvetler komutanlıkları ya da istihbarat örgütlerinin örtülü olarak güdümünde olduğunu söyleyebiliriz. Gelinen noktada, ABD bu durumu fırsat bilerek, bazı Avrupalı ülkelerin Suriye sahasındaki örtülü faaliyetlerini koz olarak kullanmak amacıyla, IŞİD teröristleri üzerinden politik ve askeri kazanç sağlamak istiyor.

Trump’ın bu hamlesine karşılık, tüm Avrupa ülkelerinin çeşitli bahaneler ileri sürüp hep bir ağızdan, ‘Geriye kabullerine ve yargılamaya şiddetle karşı çıkmaları’ ve isteksiz davranmaları bu durumu doğrular mahiyettedir.”

Trump’ın bu dayatmasına karşılık, hiçbir Avrupa ülkesi, IŞİD teröristleri üzerinden kendisiyle yüzleşmek istemeyecek. Belki son çare olarak bu ülkeler, kendi örtülü faaliyetlerini ifşa etmeyecek yöntemle, bazı teröristlerin geri kabulünü sağlayarak görüntüde sözde yargılama yoluna gidecek.

BÜROKRATLARI YORMA TAKTİĞİ

ABD, Fırat’ın doğusuna Türkiye’nin müdahalesini önlemek için, kendi gizli planlarını yürürlüğe koyuncaya kadar zaman kazanmak istiyor. Böylece yoğun diplomasi trafiği yaratılıyor, değişik kademelerden ikileme sevk edecek açıklamalarda bulunuluyor. Parlak fikirler gibi yeni stratejik öngörüler/senaryolar ortaya sürülüyor. Bazı Avrupa ülkeleri üzerinden de, nabzı düzenleyici açıklamalar yapılması sağlanıyor.

Böylece ABD, hedef ülkeler üzerinde; bölgedeki gelişmelerin nereye doğru evrileceğini takip etmekle beraber karşı senaryo üretmekten yorulan bir güvenlik ve siyaset bürokrasisi yaratmaya çalışıyor. Bu duruma paralel olarak ABD, Fırat’ın doğusuyla ilgili farklı ve çelişkili senaryolar üzerinden de askeri, politik ve stratejik ittifakları kendi lehine saflaştırmak amacını güdüyor.

Türkiye bu oyunların, taktiklerin farkında. ABD’nin terör örgütlerine yaptığı silah desteğinin, kime karşı kullanılacağını da çok iyi biliyoruz.


Zeybekci’nin 9 ilçede işyeri var


Nihat Zeybekci, 7 yıl Denizli Büyükşehir Belediye Başkanlığı, daha sonra milletvekili ve bakanlık görevlerinde bulundu. Şimdi, İzmir’den AKP’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı. Projelerini İzmirlilere heyecanla anlatıyor.

Zeybekci ile yaptığımız röportajın ses kaydını bir kez daha dinledim. İzmir’le olan bağını anlatırken, “Benim zaten İzmir’le bağlantım hiç kopmadı. Şirketim var orada. 9 ilçede evimiz var” dedi. Cümle devrik olunca, Zeybekci’nin 9 ilçede evleri olduğu anlaşılıyor. Oysa, 9 ilçede evi değil, işyeri bulunuyor. Yanlış yorumlanabileceğini düşündüğüm için bu notu düştüm.