Batı’nın bize öğrettiği-dayattığı kavramlar var:

“Ortadoğu bataklıktır!”

Peşinden şu cümle gelir:

-“Aman Türkiye Ortadoğu bataklığına çekilmesin!”

Zaten Batı merkezleri dışında dünyanın dört bir yanı bataklık!

-Afrika bataklık...

-Orta Amerika bataklık...

-Hindiçin bataklık...

Batı emperyalizminin gözünü diktiği her coğrafi bölge bataklık!

Ardından der ki: “Aman uzak durun!”

Bizim “aman aman” deyip sokulmadığımız “Ortadoğu bataklığında” Batı emperyalizmi cirit atıyor!

PKK sınır ötesinden gelip katliamlar yapıyor.

-“Aman Ortadoğu bataklık boş verelim!”

Yanı başımızda terör devleti kuruluyor.

-“Aman Ortadoğu bataklık, boş verelim!”

-Türkmenler katlediliyor.

-“Aman Ortadoğu bataklık, boş verelim!”

Musul-Kerkük Misak-ı Milli sınırları içinde.”

“Aman Ortadoğu bataklık, boş verelim!”

Batı, herkeste “bataklık korkusu” yarattı.

Benzer sözleri Kıbrıs Barış Harekâtı’nda da duyduk.

Benzer sözleri teröristleri takip için yapılan sınır ötesi operasyonlarda da işittik.

Peki... Ne yapalım?

Elimiz kolumuz bağlı teröristlerin saldırılarını mı bekleyelim?

Elimiz kolumuz bağlı emperyalizmin burnumuzun dibinde yeni haritalar çizmesine seyirci mi kalalım?

Batı’nın “Ortadoğu bataklık” ezberinden çıkmak lazım...

Biliyorum ki, ön yargıları parçalamak hiç kolay değil!

Bilinmelidir ki; bu psikolojik harp’tir; Batı yalanına yenilmemek şarttır.

Emperyalizm bu yalanla, -işgal gibi- her yaptığına meşruiyet kazandırıyor çünkü.

KADİM HALKLAR


Batı dayatması bizim coğrafyada da her daim yandaş buldu. Örneğin:

-“Kürtler, Ortadoğu’nun en acılı halkıdır, beş farklı ülkenin toprakları arasında serpiştirilerek ayrı tutulmuşlardır.”

Soru soruyu doğurur: Türkler, kaç farklı ülkeye “serpiştirilerek” ayrı tutulmuşlardır?

İran’ın yüzde 65’i Türk...

Suriye’de Türkler var. (Ki Şam’ın en büyüklerinden Türk Mahallesi’nin belgeselini yaptım.) Ya Irak?

Ya Bulgaristan, Yunanistan’daki Türkler? Kafkaslara, Asya’ya hiç girmeyeyim.

Peki Araplar? 28 ülkeye bölünmüşler!

İspanyol yazar Juan Goytisolo dedi ki:

-“İnsan ağaç değildir, kökleri yoktur ama ayakları vardır; insan yürür.”

Her yürüyüp kendine ev yapan, çevresiyle kardeşçe barış içinde yaşamalıdır. Yoksa herkes “kendi vatanımı kuracağım” deyip silaha mı sarılmalıdır?

Türkiye’de ve Suriye’de Çerkezler yok mu?

Türkiye’de ve Suriye’de Ezidiler yok mu?

Türkiye’de ve Suriye’de Süryaniler yok mu?

Türkiye’de ve Suriye’de Aleviler yok mu?

Tek can almadan kardeşçe yaşam mücadelesi vermek çok mu zor?

Binlerce yıllık Türk kardeşine değil, okyanus ötesinden gelen Coni’ye sarılmak da ne demek?

Evet savaşa karşı çıkalım...

Evet barış yapalım...

Ama kavramları ucuzlatmayalım.

Öncelikle... İkiyüzlülükten vazgeçmek lazım. Şöyle:

İKİYÜZLÜLÜK


İki terör eylemi...

İkisinde de canlı bombalar kendini patlattı...

İkisi de başkent Ankara’da yapıldı:

-Biri, IŞİD’in yaptığı ve 100 kişinin hayatını kaybettiği 10 Ekim 2015 Ankara Garı
katliamı...

-Diğeri... PKK’nın yaptığı ve 38 kişinin yaşamını yitirdiği 13 Mart 2016 Ankara Kızılay katliamı...

Her yıl IŞİD’in katliamında can verenler anılır. Ama. PKK’nın yaptığı katliam yok sayılır!

Anlatmak istediğim tam da budur.

IŞİD katliamı haklı olarak lanetlenirken, PKK katliamı tek sözle bile neden kınanmaz? Üstelik... PKK üç hafta önce 17 Şubat 2016’da hemen hemen aynı yerde Ankara’da benzer saldırıyla 29 kişiyi öldürmesine rağmen susulur.

PKK’nın vahşet konusunda IŞİD’ten farkı ne?

Liboş tayfası diyor ki:

“Biz barıştan yanayız.”

HDP tayfası diyor ki:

“Biz savaşa karşıyız.”

İyi, güzel de bunu niye PKK’ya söyleyemiyorsunuz? “Bırakın artık şu lanet olasıca silahları” diyemiyorsunuz?

Israrla PKK diliyle örtülü propaganda yapacaksınız...

Israrla PKK’ye örtülü kol kanat gereceksiniz...

Sonra da “savaşa karşıyız” yalanına sarılacaksınız.

Bak arkadaş!

Bu satırları yazan adam 1980’ler- 1990’lar boyunca, yani en zor-karanlık dönemde dili bile yasak olan Kürtlerin haklarını savundu. Haberler yaptı, kitaplar yazdı. İşkenceli sorgulamalardan geçirildi. Defalarca yargılandı...

Ancak her daim teröre karşı çıktı. Tüm kadim halkların bu topraklarda kardeşliği inşa edeceğine inandı; ve hâlâ aynı politik çizgide...

Yani yutturamazsınız ikiyüzlülüğünüzü...

Emperyalizmin “Ortadoğu bataklıktır” yalanını sürdürmek için PKK maşasından yararlandığını ısrarla görmeyenlerin niyeti barış-kardeşlik olamaz. Aynı tastan besleniyorlar...