Artık eli kulağında…

Siz bu yazıyı okurken, AKP’li Cumhurbaşkanı’nın aylardır tekrarladığı “Bir gece ansızın gelebiliriz” nakaratı hayata geçirilmiş bile olabilir!.. Nereden mi anlıyorum?..

-Cumhurbaşkanı’nın, ABD Başkanı Trump ile telefon görüşmesi yaptıktan sonra epey rahatlamış bir ifadeyle yaptığı açıklamadan!..

-Bu görüşmenin hemen ardından Beyaz Saray’dan, Trump’ın Erdoğan’ı kasım ayı içinde Washington’a davet ettiğini açıklamasından!..

-Aynı açıklamada, ABD’nin söz konusu operasyonun bir parçası olmayacağının ve desteklemeyeceğinin altının kalın çizgilerle çizilmesinden!..

-ABD güçlerinin Tel Abyad ve Resulayn’daki iki gözlem noktasından çekilmesinden!..

-Türk Ordusu’nun normalin ötesinde hareketlenmesinden!..

Yeterli sanırım!.. Ancak, Beyaz Saray açıklamasının yandaş medyada asla dillendirilmeyen ve de dillendirilmeyecek bir bölümü daha var!.. Bakın orada ne deniyor:

-Amerikan güçleri IŞİD’in halifelik ilan ettiği ve ABD’nin onları def ettiği bu bölgelerde artık bulunmayacak… Amerika yıllardır vatandaşlarının vergilerine büyük maliyet getiren bu savaşçıları artık daha fazla tutmayacak. Bundan böyle bölgede geride kalan iki yıl boyunca yakalanmış olan IŞİD savaşçılarından da Türkiye sorumlu olacak!..

Ne demek peki bu?.. Şu demek: Türkiye, Fırat’ın doğusuna hareketlendiği andan itibaren bölgeden çekilmeyeceğini açıklayan SGD kılıklı PKK/PYD silahlı güçlerinin yanısıra, karşısında IŞİD ve onunla birlikte hareket eden gerici terörist çetelerini de bulacak!..

-Üstelik ABD, IŞİD’li teröristlerden yakaladıklarını Türk askerine o şekilde teslim edip bu teröristlerle Türkiye’yi başbaşa bırakacak ve aynı zamanda Türkiye’deki uyuyan hücreleri  de uyandırmayacak mı?..

Türkiye kalıcı olarak mı giriyor?..


Başta AKP’li Cumhurbaşkanı olmak üzere, üst düzey yetkililerin açıklamaları, bir yandan “Güvenli Bölge” yapılanmasına başlanacağı algısını yaratıyor, diğer yandan ise bölgenin terör örgütünün işgalinden kurtarılması olarak kendini gösteriyor…

Mesela, Cumhurbaşkanı’nın açıklamasında net bir şey görünmüyor:

-Bölgeyi terör örgütünün elinden kurtarır kurtarmaz, uluslararası toplumdan alacağımız destekle işe başlayacağız…

Hangi işe, hangi uluslararası destekle başlayacağız? Bırakın ABD’yi ya da AB’yi, bölge ülkelerine bir bakalım: İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarifi’nin verdiği mesaj, Türk tarafından çok daha net örneğin!.. Zarifi aynen şöyle dedi:

-Türkiye’nin kendi güvenliğini sağlamasının tek yolunun, Suriye sınırındaki bölgelerine askeri güç yerleştirmesi olduğunu Türk tarafına ilettik. Türkiye’nin güvenliği, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliğine zarar verecek şekilde sağlanamaz!..

Astana sürecinin Türkiye ve Rusya ile birlikte üç garantör ülkesinden biri olan İran’ın söyledikleri gayet açık ve net zannımca!.. Rusya da kısa ve net konuştu aslında; Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov aynen şu ifadeleri kullandı:

-Suriye’nin toprak bütünlüğü korunmalı!..

Peskov hemen sonrasında da “Umuyoruz ki, Türk meslektaşlarımız her durumda bu pozisyona bağlı kalacaktır!..” diye eklemeyi ihmal etmedi… Suriye yönetiminin ne söylediği ise zaten ortada…

Peki, Cumhurbaşkanı’nın sözünü ettiği “Uluslararası güçler” kimler acaba?!.. Erdoğan kendi söylediğine kendisi de pek inanmamış olmalı ki, o cümleye şöyle bir ekleme yapma ihtiyacı da hissetmişti:

-Birlikte çalışma imkanlarını zorlarız, ama mümkün değilse kendi yolumuzu kendimiz açarız. Nitekim şu anda açmaya başladık!..

Trump sahneyi kaptı!..


Cumhurbaşkanı’nın açıklamasından sonra sahneye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın çıktı ve sosyal medya hesabından şöyle dedi:

-Türkiye’nin kimsenin toprağında gözü yoktur… İki amaç var; teröristleri temizleyerek sınırlarımızı güvence altına almak ve mültecilerin güvenli bir şekilde dönüşünü sağlamak!..

Bu da akla hemen Erdoğan’ın da geçenlerde açıkladığı “güvenli bölgeye” en az 25 milyar dolar hacminde, onbinlerce konut projesini getiriyor; beraberinde bir soruyu da tabii:

-Kimin parasıyla, kimin desteği ile ve orada kim oturacak!..

Ayrıca, orada güvenliği ilanihaye Türkiye mi sağlayacak?.. Güvenli bölgenin bittiği yerde nasıl bir oluşumla karşılaşılacak?.. PKK/PYD, IŞİD unsurları ne yapacak?.. Asıl önemlisi Suriye yönetimi ne yapacak?!.

İşte bu sorularla yazıyı sonlandırırken bomba açıklama ABD Başkanı Trump’tan geldi; hakkında “yalan haritası” bile çıkarılan Trump, Suriye’nin kuzeyinden çekilme kararını şöyle açıkladı:

-ABD’nin sonu gelmez saçma savaşlardan çekilme vakti geldi. Olacakların içinden Türkiye, AB, Rusya ve Kürtler çıkacak!..

Önceden tasarlandığı, düşünüldüğü gayet bellide tehditler de içeren açıklamayı okuyunca “duy da inanma” dedim ama, kafasının ardında dolaşan tilkiler ne olursa, kaç olursa olsun görünürde gayet net bir açıklama!.. Orhan Boran’ın o nefis fıkrasındaki gibi soralım:

-Du bakali ne olcek ?!