Van ve Hakkari sahur vakti Ramazan'a kısa bir süre kala şehirde yaşayanların merak konusu oldu. 11 ayın sultanı Ramazan ulaşmanın huzurunu yüreklerimizde hissederken, ibadetlerle geçecek bir ayda sahur vakti ve iftar saati araştırılıyor. Salgın hastalık nedeniyle bu sene Ramazan ayında evlerde daha fazla vakit geçirilecek. Peki Van ve Hakkari'de sahur vakti ne zaman? İşte Van ve Hakkari imsakiyesi ve iftar saatleri...

HAKKARİ SAHUR VE İFTAR SAATLERİ

Hakkari'de ilk oruç 24 Nisan Cuma sabahı 03:42'de başladı. Hakkari ilk iftar vakti ise 18:55 (İlçelere göre değişiklik gösterebilir)

[imsakiye_template desc="HAKKARİ" arry="HAKKARİ"][/imsakiye_template]

VAN İFTAR VE SAHUR SAATLERİ

Van'da ilk oruç  24 Nisan Cuma sabahı 03:41'de sahurla başladı. Van'da ilk iftar vakti ise 18:58 (İlçelere göre değişiklik gösterebilir)

[imsakiye_template desc="VAN" arry="VAN"][/imsakiye_template]

VAN CAMİLERİ

HÜSREV PAŞA CAMİİ

Eski Van'ın Ortakapı Mahallesi’nde bulunmaktadır. Cami medrese, türbe ve imaretten oluşan bir külliye içerisinde yer almaktadır. Cami giriş kapısı üzerindeki kitabesine göre, Van Beylerbeyi Köse Hüsrev Paşa tarafından 1567 tarihinde yaptırılmıştır. Mimar Sinan'ın eserleri arasında sayılmaktadır. Cami ve çevresinde Prof. Dr. A. Uluçam kazı ve restorasyon çalışmalarını yürütmüştür. Kare planlı, üzeri kubbeyle örtülü caminin kuzeyindeki beş gözlü son cemaat yeri yıkılmıştır. Harim, kalın duvarlar üzerine kubbeyle örtülmüştür. Yapının duvarlarında kesme taş, tromp ve kubbede tuğla malzeme kullanılmıştır. İç mekanda duvarları belli bir yüksekliğe kadar kaplayan çiniler günümüzde mevcut değildir. Kuzey cephede kemerli bir girinti içerisinde kapı açılmıştır. Kapının bulunduğu kuzey cephe ile diğer cepheler pencerelerle hareketlendirilmiştir. Minare ve dış cephelerde iki renkli kesme taş malzeme görülmektedir. Kuzey batı köşede yükselen kare kaideli silindirik gövdeli minarenin şerefe, petek ve külahı onarılmıştır. İç mekanda kıble duvarının ortasına yerleştirilmiş mihrap dikkat çekmektedir. Kalker taşından düzgün bir işçilik gösteren dikdörtgen görünüşlü mihrap, üç dilimli kemerle taçlandırmış, beş kenarlı ve mukarnas kavsaralı nişe sahiptir. Mihrabın yüzeylerinde çeşitli geometrik süslemeler bulunmaktadır. Ancak mihrap, 1992 yılında define arayıcıları tarafından tahrip edilmiştir. Ayrıca caminin içini süsleyen kalemişi ve çinilerden çok az kalmıştır.



KAYA ÇELEBİ CAMİİ

Eski Van'ın Ortakapı Mahallesi’nde surlara yakın bir yerde bulunmaktadır. Vakfiyesine göre Kaya Çelebi Zade Koçi Bey tarafından 1660 tarihinde yapımına başlanmış, ancak Koçi Bey'in idam edilmesi üzerine 1663 yılında, Cem Dedemoğlu Mehmet Bey tamamlatmıştır. 1993 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün yapmış olduğu onarımlardan sonra, ibadete açılmıştır. Cami, kare planlı ve tek kubbeli harim ile kuzeyindeki beş gözlü son cemaat yerinden oluşmaktadır. Kuzey batı köşede minaresi bulunmaktadır. İki renkli kesme taşlarla inşa edilmiş olan caminin cepheleri, değişik formlarda pencerelerle hareketlendirilmiştir. Ayrıca kuzey cephenin ortasına camiye giriş sağlayan kapı yerleştirilmiştir. Bu cephedeki kapı ve pencerelerde bitkisel ve geometrik süslemeler yer almaktadır. Caminin içerisinde kıble duvarına yerleştirilmiş mihrab önemlidir. Düzgün kalker taşlarıyla gerçekleştirilmiş mihrap, mukarnaslı bir bordürle çerçevelenmiş, kareye yakın dikdörtgen görünüşlüdür. Geniş bir yüzey ortasında üç dilimli kemerle taçlandırılmış beş kenarlı ve mukarnas kavsaralı mihrap nişi bulunmaktadır. Mihrap, geometrik ve bitkisel süslemeleriyle önem taşımaktadır. Minaresi ise, kare kaideli ve silindirik gövdelidir. Şerefeden sonra kısa bir petek ve külahla son bulmaktadır. Osmanlı devrinin önemli yapılarından birini teşkil etmektedir.

KİŞİNİN ÇOK SAYIDA KAZA ORUCU VARSA NASIL TUTMALIDIR? 

Ramazan orucunu tutmakla yükümlü olduğu hâlde tutmamış veya bir mazeretten dolayı tutamamış kimseler; öncelikle tutmadıkları bu oruçların sayısını belirlerler ve bu oruçlarını, oruç tutmanın yasak olduğu bayram günlerinin dışındaki günlerde kaza ederler. Tutulacak her kaza orucuna, “Üzerimde borç olan ilk orucun kazasına…” diye niyet edilmesi uygun olur. Kazaya kalan oruçların hesaplanması konusunda iki durum söz konusu olabilir:

a. Kişi mükellef olduğundan beri hiç oruç tutmamış olabilir. Bu durumda ergenlikten itibaren geçen her yıl itibarı ile bir kameri ay hesabı ile —ki, bu yirmi dokuz veya otuz gündür; ihtiyaten otuz gün tercih edilmesi uygundur— oruçlarını tutar.

b. Kişi mükellef olduktan sonra bazı oruçları kazaya bırakmış olabilir. Bu durumda mümkün mertebe tutulmayan oruçların sayısı hesaplanıp gününe gün kaza edilir. Orucunu mazeretsiz olarak terk eden kimselerin kaza yanında tevbe ve istiğfar etmesi de gerekir.