CHP İstanbul İl Başkanlığı tarafından Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi’nde yapılan “Kadın Muhtarlarımızı Dinliyoruz” programında İstanbul’un kadın muhtarları bir araya geldi. Toplantıya, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da katılıyor.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları;

*Kadın muhtarların sayısının artması lazım. Kadın siyasette ne kadar ağırlıklı olursa siyasetin dili o kadar güzelleşir.

*Her alanda olduğu gibi muhtarlık konusunda da hedef koyan tek partiyiz. Bu topraklarda, Anadolu'da yapılan ilk seçim muhtarlık seçimidir. Muhtarları demokrasinin temel taşı olarak görürüz.

*Muhtarlık kanunu neden yok? Sizden isteğim, önünüze hangi partiden kim gelirse ilk şunu söyleyin: Neden bizim kanunumuzu çıkartmıyorsunuz?

*Neden sizin birleşik oy pusulanız yok? Bu demokrasi mi Allah aşkına? Muhtarların bütünleyici bir yasası olması gerekiyor.

*Muhtarlara mutlaka bir büro görevlisi tahsis edilmeli. Siz bağımsız olmalısınız. Yasayla size bir büro görevlisi tahsis edilmek zorundadır, ücretinin de genel bütçeden karşılanması gerekiyor.

*Siz seçimle geldiniz, bugün bütün bakanlar atamayla geldi. Kimse onların arkasında halkın desteği var diyemez. Ama sizin arkanızda bir mahallenin, köyün idaresi var.

*Sizin neden bütçeniz yok? Emlak Vergisi'nden bir kısım muhtara bütçe olarak tahsis edilmeli. Bütçesi olması demek, o parayı istediği gibi harcayabilmesi demek değil. O bütçenin yasaya uygun harcanması lazım.

KANAL İSTANBUL

*Kanal İstanbul'u hangi parayla yapacaksın? İşsize iş buldun mu? İnsana hizmet ediyorsan en değerli siyasetçi sensin. Birilerine hizmet ediyorsan o iş olmaz.

*İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin yemeklerini kesiyorlar. Tasarruf yapacaksan Saray'ında yap. Üniversite öğrencisinin yemeğinden yapma!

LİBYA MESELESİ

*Neden Libya'ya gidiyoruz? Fizan Libya'daki bir çöldür. Bizim askerlerimizin orada ne işi var? Evet orada bir sorun var, bu sorun çözülmeli.

*BM'ye gidersin, Barış Gücü'nü buraya gönder dersin.

*Çikolata kutusunda rüşvet alan birini büyük elçi yaparsanız, o ülkenin vatandaşı size nasıl bakacak? Türkiye'nin itibarı ne olacak? Ben buna itiraz ediyorum.