Türkiye’nin Gökçeada’dan sonra en büyük ikinci adası olan Balıkesir’e bağlı Marmara Adası... Nüfusu 9 bin 870... Denizden 709.65 m yüksekliği ve 117 kilometrekarelik yüzölçümü ile adalar topluluğunun en büyük ve en stratejik olanı... Çünkü... İstanbul ve Çanakkale Boğazları arasında denizyolu ulaşımının ana üssü olacak noktada.

Çanakkale Boğazı’na 40, İstanbul Boğazı’na 60 ve Trakya Hasköy Burnu’na 11 deniz mili uzaklıkta bulunmakta. Size ‘ada’ tarihini anlatmayacağım... Yıllardır ailemle tatilimi geçirdiğim Marmara Adası’nın Çınarlı Köyü’nde yaşayan bir köylünün hikayesini paylaşacağım...

REMZİ AMCA İLE YOLCULUK

Hacı Remzi Kavran... 76 yaşında... Babası 1926’da Rize’den gelip Çınarlı’ya yerleşmiş... Remzi Amca da 1944 yılında Rumlar’dan kalan bu köyde doğmuş... Tek işi hayvancılık. Ancak... Sorun büyük! Neden mi? Remzi Amca tek başına hayvancılığı kurtarmaya çalışıyor! O anlattı, ben yazdım... Nerede mi? Mera alanına doğru, tepeye doğru yol alırken... Söz Remzi Kavran’da:

BABASI 1926’DA ÇINARLI KÖYÜ’NE YERLEŞMİŞ
Çınarlı Köyü sakini Hacı Remzi Kavran (76) hayvancılıktan vazgeçmemiş... Saatlerce gezdik ve sorunlarını dinledik... Hacı Remzi aslında Türkiye demek!


HİKAYE 1997’DE BAŞLAR...

“Ada sınırları içinde bulunan mera (hayvanların otlama alanı) vasıflı 2 bin dönümlük taşınmaz, 1987’de yapılan orman kadastrosuyla ve 2/B uygulamasıyla orman sınırları içine alındı. Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Marmara Belediyesi de 22 Temmuz 1997’de, Hazine ile Orman Yönetimi’ne dava açtı. Mera vasıflı 2 bin dönümün ormana dahil edilmesi işleminin yanlış olduğu belirtildi, orman kadastrosunun iptali istendi... Şu bilgiyi de vereyim: Mera vasıflı alan, Şehzade Sultan Mehmet Vakfı adına kayıtlı... Osmanlı yani!”

MAHKEME ‘KISMEN MERA’ DEDİ

Hacı Remzi Kavran bu arada bana sık sık ‘İlkokul mezunuyum. Bir kişi bu davayla ilgilenmiyor” dedi ve anlatmaya devam etti: “Marmara Asliye Hukuk Mahkemesi, 6 Şubat 2015’te kararını verdi. Mahkeme, 120 dönümün mera olduğuna hükmetti, Yargıtay da 15 Haziran 2017’de kararı onadı! Mesele şu...

Osmanlı döneminde de Cumhuriyet döneminde de buralarda hayvancılık yapılıyor. Ben 1950’den bu yana babamla birlikte burada hayvanlarımızı otlattık. Bu alanda ceviz ağacı olur mu? Baksana rüzgara! Burada fide yetişir mi?”

49 YILLIĞINA KİRAYA VERİLDİ

Hacı Remzi anlattıkça şaşırmıyordum... Çünkü, Türkiye’nin küçük bir özetiydi yaşadıkları: “Mahkeme sürerken... 2011’de, yüzölçümü 117 kilometrekare olan adada, 7 bin dönüm (700 hektar) üzerine özel ağaçlandırma yapılma kararı alındı! Adanın yüzde

6’sı ediyor! Ceviz ağacı dikeceklermiş. Nereye? Bu mera alanına! 49 yıllığına şirketlere kiralandı! Olur mu? Bakın... (Gösteriyor) Tellerle çevirmişler ve hayvanlarımız bu telleri geçemiyor, otlanamıyor. Geçen yıl Cumhurbaşkanımıza mektup yazdım. 48 bin büyükbaş-küçükbaş hayvandan 11 bin hayvana düştük. Kimse hayvancılık yapamıyor, çünkü mera yok! Biz aç kaldık!”

Hayvanlar otlayacak alan bulamıyor.


DEVLET BİZİ DUYSUN ARTIK

Bu sırada gözleri doldu Hacı Remzi Kavran’ın... Tepeye ulaşmıştık... Marmara Adası ve Çınarlı Köyü’ne tepeden bakmak o kadar keyifli ve o kadar hüzün vericiydi ki... Yaklaşık 150 hayvanı olan Remzi Amca’nın ahırındaydık... Çocuklarını sever gibi okşuyordu koyunlarını! Bir de küçük bir ev yapmış oraya: “Kışın burası Erzurum gibi soğuk olur. Olsun! Tek odada, soba yakıyorum ve hayvanlarımlayım. Devlet bizi duysun artık...”

KÖYLÜLERDEN CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’A MEKTUP:
“Hayvancılık yapacak alanımız kalmadı”


Çınarlı Köyü sakini Hacı Remiz Kavran, 2019’da, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şu mektubu göndermiş: “Biz Balıkesir ili Marmara Adası’nda yaşayan ve hayvancılıkla uğraşan insanlarız. Adamızın yapısı gereği geçimimizi sağlayacak başka bir gelir kaynağımız bulunmamaktadır. Orman İşletmesi, mera alanını 5-6 yıldır, özel kişilere ve şirketlere ceviz ağaçlandırması için veriyor. Yine bazı vatandaşlara ait tapular metezori (zorla) yoluyla orman arazisi ilan edilmiştir.

Bizler vatandaş olarak bu işlemlere nasıl izin verildiğini, neden izin verildiğini tam olarak bilmemekteyiz. Ancak aşağıda imzası olan bizler mağduruz. Hayvancılık yapılan alanlarımız gün geçtikçe azalmakta. Bazı insanlar bu yüzden küçükbaş gerekse büyükbaş hayvancılığı bıraktı. Adamızın coğrafi yapısı itibarıyla tarım arazisi bulunmamakta. Balıkçılık ise her geçen gün kötüye gitmekte. Bizler yüce makamınızdan çözüm istiyoruz.”

Şirketler tel örgülerle mera alanlarını çevrelemiş.

MERA ALANLARI, İSMİ BELLİ OLMAYAN 21 KİŞİYE 49 YILLIĞINA KİRALANMIŞ!


Dönemin CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, 3 Ağustos 2012’de, yani sekiz yıl önce, Kapıdağ Yarımadası, Marmara, Ekinlik, Paşalimanı ve Avşa adalarında özel ağaçlandırma çalışmalarının hangi boyutta olduğunu Meclis gündemine taşımıştı. Havutça, dönemin Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na şu soruları yöneltmişti:

“Bu bölgelerde; mera ve otlakların bulunduğu araziler içerisinde özel ağaçlandırma çalışmaları için ne kadar arazi tahsis edilmiştir? Özel ağaçlandırma çalışmaları için kimlere ne kadar kredi verilmiştir? Hibe verilmiş midir? Verildiyse kimlere toplam ne kadar verilmiştir?” CHP’li Havutça, Bakan Eroğlu’nun yanıtını da kamuoyuyla paylaşmış ve şunları kaydetmişti:

“Marmara Adası’nda 7 bin dönüm (700.39 hektar) alanın 49 yıllığına 21 gerçek ve tüzel kişiliğe tahsis edildiğini öğrendik. Marmara Adası ve Kapıdağ Yarımadası’nda özel ağaçlandırma için tahsis edilen kredi toplamı 254 bin 247 TL olup bunun 21 bin 994 TL’si kullandırılmış.

Özel ağaçlandırma adı altında bu arazilerin kime tahsis edildiğini AKP hükümetinin bakanına soruyorum her soruya yanıt veren Bakan bu soruyu yanıtsız bırakıyor. Neden, çünkü bu araziler AKP’lilere tahsis edildi.”