Fatih Erbakan, “Yeniden Refah Partisi”ni kurdu, AKP’den ayrılan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu “Gelecek”, eski Bakan Ali Babacan da “Deva” partileriyle yeniden siyaset sahnesine çıktı.

Diğer taraftan bir parti hamlesi de 26 ve 27’nci dönem CHP Ardahan milletvekili Öztürk Yılmaz’dan geldi. Yılmaz da “Yenilik Partisi” adlı bir parti kurdu.

CHP'li eski Yalova Milletvekili Muharrem İnce ise “1000 Günde Memleket Hareketini” başlattı. Türkiye’de siyaset gittikçe ısınmaya başladı. Bir taraftan pandemiyle uğraşan ülkede diğer taraftan siyasi hareketlilikler yaşanıyor. Peki, vatandaşlar yeni partilere nasıl bakıyor, vatandaşın asıl gündemi ne? SÖZCÜ, bu soruların yanıtını sokakta aradı.

"İNCE, DAVUTOĞLU VE BABACAN GÜVEN VERMİYOR"

Samet Uysal adlı vatandaş, Türkiye’de siyasi gündemin oldukça karışmaya başladığını belirterek, şunları kaydetti:

Muharrem İnce, son olaydan sonra pek güven vermiyor. Diğer adaylara bakarsak Davutoğlu da, Ali Babacan da dolu insanlar ama onların da geçmişleri belli. Özellikle AKP ile beraber yürüdükleri yollardan sonra halk onlara yeteri kadar güvenmeyecektir.

* Alternatif olarak yine kimse yok. Ne olacak, ne bitecek hep birlikte göreceğiz aslında. Açıkçası öncelikle maskelerden kurtulmanın bir yolunu bulmamız lazım.

* Doğu Akdeniz belli. Avrupa Birliği bizi yine sıkıştıracak bizi öyle ya da böyle. Ne kadar Doğu Akdeniz'de işler karışırsa,  Fransa işin içine girerse, Libya'da bu kadar başımız derde girerse, ekonomi de bunlarla orantılı olarak batacak.

* Dolarla uğraşacağız. Ne kadar dolarla maaş almıyor olsak da öyle ya da böyle dışa bağımlılığımız bizi yıkıyor. Önceliğimiz bunlar olmalı” dedi.

"YENİ PARTİLERİN KURULMASINA İHTİYACIMIZ YOK"

Dilek Şelen adlı vatandaş, herkesin ayrı parti kuracağına bir araya gelip ülkenin gündemleri ve ekonomiyle ilgilenmesini isteyerek, şöyle konuştu:

* Ben burada esnafım. Herkes kan ağlıyor. İnsanlar işsiz. Bir şekilde saçma sapan gündem oluşturuluyor diye düşünüyorum. Bir araya gelip bu halkı nasıl rahatlatacaklarını düşünmeliler öncelikle.

* Bizim ihtiyacımız olan yeni partilerin kurulması değil, halihazırda nasıl rahatlatılacağımız, ekonomik durumun nasıl iyiye gideceği.

"MUHALEFETİN GÜÇLÜ OLMASI GEREKTİĞİNE İNANIYORUM"

Ali Çoban, Türkiye için hayırlısını istediklerini ancak yeni partilerin kurulmasında hayırlı bir durum görmediklerini anlattı. Çoban, şunları söyledi:

* Biz vatandaş olarak şöyle bir yorum yapabiliriz, havayı iyi koklamak lazım. Muharrem İnce olsun, diğer siyasi adaylar havayı iyi koklayarak siyaseti yönlendirmeye çalışsalar daha iyi olur.

* En nihayetinde bu ülkeye hizmet etmeye adaylar. Bunu da yaparken kitlelere zarar vermeden, kendi partilerini yıpratmadan yaparlarsa daha sağlıklı olacağına inanıyorum.

* Muhalefetin güçlü olması gerektiğine inanıyorum. Muhalefetin şu anda güçsüz olduğunu düşünüyorum. Klişeleşmiş bir cümle ama hükümetin güçlü olmasının sebebi muhalefetin güçsüz olması derler.

* Biraz da ben çekim alanı daha güçlü, daha vizyonu güçlü, daha böyle lafı sözü geçen, daha kitlelere hitap edebilecek, heyecanlandıracak liderlerin arandığını düşünüyorum.

* Çünkü CHP'de bununla ilgili iki kere insanlarda bir heyecan oluştu ama şu anda maalesef o heyecanın umutsuzluğa dönüştüğünü düşünüyorum.

"GÜNDEMİMİZ EKONOMİ VE REFAH OLMALI"

Muhalefetin artık bir şey yapması gerektiğini düşündüğünü dile getiren Akın Lekdemur adlı vatandaş, ise şu ifadeleir kullandı:

* Muhalefet artık bir şey yapacak. Mevcut hükümet de çalışmalarına devam edecek. İyisi de var kötüsü de var şimdi doğruya doğru. Biz, bazen iyisini bazen kötüsünü görüyoruz ona göre de yorum yapıyoruz. Ona göre değerlendirip seçim zamanı da ona göre hareket ediyoruz.

* Bu muhalefet partilerinin hepsi için geçerli. Herkesin bir parti kurup da farklı sesler çıkaracağına artık bir koalisyon yaratılması lazım. Koalisyondan korkmamak lazım.

* Mevcut yeni sistemdekiler, yeni insanlar, partiler kursun hadi onlara oy verelim anlamında söylemiyorum. Mevcut hükümet de koalisyonla, bir kaç partiyle çeşitlendirerek devam etsin. Eski sistemi, artık 1990'ların bu sağ, bu sol olayını artık bırakmamız lazım. Gündemimiz ekonomi olmalı, refah olmalı.

* Bu refahı bir şekilde sağlamalıyız. İyi veya kötü bazen zarar ederek bazen çok çok daha büyük faydalarla. Ama artık bir şeyler yapmalıyız. Ekonomiyi şu anda düzeltmek zorundayız.

* Bunun için Einstein olmaya gerek yok herhalde. Üretim yapacağız bu kadar basit. Hadi teknolojin yoksa tamam tarım yap, hayvancılık üretimi yap. Ama bir yerden üretmeliyiz

"BİR ŞEY DÜŞÜNDÜĞÜMÜZDE BİR TARAFA KONUYORUZ"

Güneş Aydın isimli vatandaş ise, Davutoğlu’nun AKP’den çıkma olduğunu, İnce’nin yaptığını da saçma bulduğunu belirterek, şunları dile getirdi:

* Bu ülkede sadece şunu düşünüyorsun. Kendi gemisini kurtaran kaptan. Şu anda böyleyiz yani. Bir şeye eğilemiyoruz. Bir şey düşünemiyoruz.

* Düşündüğümüz de mutlaka bir tarafa koyuluyoruz. Biz insanız, bir düşüncemiz, bir beynimiz var. Kadın olarak bir hakkımızı savunsak komünist, sosyalist, devrimci, şu. Hayır, bizim bir düşüncemiz, kimliğimiz varsa kendimizi savunacak isek bu şekilde olmalı.

* Ekonomi, işsizlik, okullarımız yetersiz her anlamda. Kadına olan şiddet had safhada. Çıkmış diyor ki dolarla mı maaş alıyorsunuz? Ülkeye ne geliyorsa dolarla geliyor. Ülkede ne yeniliyorsa dolarla yeniliyor. Siz demiyorsunuz ki arkadaş, biz her şey dolarla alıyoruz. Dolarla niye maaş almayasınız? Madem öyle maaşlarımızı da dolar bazında verin.

Şu anda işsizlik maaşı ya da asgari ücret 2 bin 500 diyelim. Kim yaşayabilir bununla? İstanbul gibi bir yerde kirada oturuyorsanız eğer en kötü kiranız 1700-1800. Ne yediniz, ne içtiniz? Elektriğiniz, suyunuz doğalgazınız. Hele ki bir çocuk okutuyor iseniz nasıl olacak bu iş?

* Dışarıdan nasıl bakıyor bunlar anlamadım gitti. Bir aile hayatına girsinler, değinsinler nasıl insanlar geçiniyor, ne yiyorlar ne içiyorlar bir baksınlar.

* Pandemi dediler, pandemide gıda almaya gidiyorsunuz, evinize bir şeyler alıp koyacaksınız, bir makarna bile 5 TL olmuş. Neyle geçineceksiniz, pardon? 2 bin 500 lirayla mı geçineceksiniz? Mümkün değil.