CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek 11 maddede ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’i SÖZCÜ’ye anlattı


Erkek, “Eskiye dönmekten bahsetmiyoruz. Yepyeni bir sistem öneriyoruz Yeni hükümet sistemini iki temel amaçla ortaya koyuyoruz” dedi ve ekledi: “İlki etkili bir yönetim yapısı oluşturmak diğeri ise kamu gücünün istismar edilmesini önlemek için denetleme araçlarını tam olarak sisteme yerleştirmek.”


Muharrem Erkek... CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili... CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere muhalefetin eleştirdiği ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ konusunda çarpıcı bir çalışma yaptı. Nasıl mı? Erkek, muhalefetin ısrarla vurguladığı ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in nasıl olması gerektiği konusunda yol haritası çizdi ve bu haritayı SÖZCÜ’yle paylaştı. CHP’li Erkek, “Türkiye 2017 yılında bir referandum atlattı. Yaklaşık 150 yıllık parlamenter sistem geleneği hiçe sayıldı. Aslında bir monokrasiye, tek adam sistemine geçildi” dedi.

‘BU KADAR YETKİ OLMAZ’

Erkek’in şu cümleleri çok önemli: “Doğrudan ya da dolaylı olarak, yargı ve yasama yürütmenin başındaki partili cumhurbaşkanına bağlandı. Hiçbir demokratik rejimde bir kişiye bu denli yetki verilmez. Verildiği takdirde de demokrasi olmaz. İşte biz uzun süredir bir kavramı sıklıkla dillendiriyoruz: Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem. Nedir bu?” Elbette röportaja sığdırılamayacak ölçüde kapsamlı bir çalışma ister bu sistemi anlatmak. CHP’nin hukukçusu Erkek, “Konunun uzmanlarıyla sıklıkla fikir alışverişinde bulunuyoruz. Ama genel olarak ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in temel araçları neler olacak, şunları söyleyebiliriz “dedi. Söz Erkek’te:

Muharrem Erkek, “Cumhuriyetimizi ikinci yüzyılında demokrasiyle taçlandırıcğız, tüm hak ve özgürlükleri koruyacağız” dedi


“HÜKÜMET KRİZİ OLMAYACAK”

1- PARTİSİZ CUMHURBAŞKANI: 83 milyonu temsil eden tarafsız, partiler üstü bir Cumhurbaşkanımız olacak. Yeni Anayasamızda seçilen Cumhurbaşkanı’nın varsa siyasi partisiyle bağı sonlanacak. Cumhurbaşkanı devletin sigortası, siyasal krizlerin çözümü noktasında önemli bir aktör olacak. Cumhurbaşkanı tek bir partinin değil, tarafsız ve partiler üstü niteliğiyle milletin Cumhurbaşkanı olacak.

2- HÜKÜMET KURMAK: Güçlendirilmiş parlamenter sistemde hükümetin kurulmasını kolaylaştıracak, düşürülmesini zorlaştıracağız.

3- ALMANYA, İSPANYA VE BELÇİKA MODELİ: Yapıcı/kurucu güvensizlik oyunu getireceğiz. Almanya, İspanya ve Belçika’da uygulandığı gibi yeni sistemimizde Meclis yeni Başbakan üzerinde uzlaşmadan mevcut Başbakanı düşüremeyecek. Çünkü “bozmak için öncelikle yapmak gerekir.” Görevdeki hükümetin yerini alacak Başbakan ancak üye tam sayısının salt çoğunluğuyla seçilirse mevcut hükümet düşecek ve yenisi kurulacak. Böylelikle eskiden olduğu gibi, siyasi krizlere, hükümet krizlerine yer olmayacak. Açık, esnek, kutuplaşmaya yol açmayan bir hükümet sistemi öngörüyoruz.

4- KUVVETLİ BAKANLAR: Bugün yaşadığımız tek adam sisteminde bakanlar seçilmemiş, atanmış kişilerdir. Güçlendirilmiş parlamenter sistemde seçilmiş, hükümet programına inanan, siyasi sorumluluğu paylaşan, konumu kuvvetli bakanlar olacaktır. Hükümet, milletin vergilerinin her kuruşunun hesabını verecek ve parlamentoya karşı sorumlu olacaktır...

5- HESAP KOMİSYONUSiyasi güç merkezi Türkiye Büyük Millet Meclisi olacak, bilgi edinme ve siyasi denetim yolları güçlenecek. Meclis’te muhalefetten bir milletvekilinin başkanlığını yürüteceği kesin hesap komisyonu kurulacak. Hesap verilebilirlik, şeffaflık temel ilkemiz olacak. Vergi veren her yurttaşımıza, milletimize hesap veren her türlü işlem ve eylemi şeffaf olan bir sistemimiz olacak.

6- SAYIŞTAY VURGUSU: Sayıştay’ın tüm raporları, bir kelimesi dahi çıkarılmadan Meclis’e gelecek. Bugün Meclis adına denetim yapan Sayıştay’ın çalışmaları engelleniyor ve raporları Meclis’e getirilmiyor.

7- HSK YENİDEN YAPILANACAK: Hakimler ve Savcılar Kurulu ve Anayasa Mahkemesi yeniden yapılandırılacak. Yargı, yürütmenin tahakkümünden tamamen kurtarılacak. HSK eliyle doğrudan ve dolaylı olarak yargının ele geçirildiği bu adaletsiz düzene son verilecek. Bu kurulun çoğunluğu birinci derece hakim ve savcılar ile yüksek yargıçlar tarafından seçilecek. Barolar da bu kurula üye verebilecek. Adalet Bakanı ve Müsteşarı güçlendirilmiş parlamenter sistemde bu kurulda olmayacak. Ve HSK’nın kararları yargı denetimine açılacak.

8- BAROLAR BÖLÜNMEYECEK: Yargının kurucu unsuru olan savunma makamını, iddia makamıyla eşit hale getirerek yok olan adil yargılanma hakkını güvence altına alacağız. Bağımsız savunma, güçlü avukat, ancak bağımsız ve güçlü baroyla mümkündür. Biz yeni avukatlık yasasını, barolarla birlikte yapacağız ve baroların bölünmesine asla izin vermeyeceğiz.

9- ANAYASA MAHKEMESİ’NİN ÖNEMİ: Anayasal organlar arasındaki yetki gasplarına güçlendirilmiş parlamenter sistemde izin verilmeyecek. Anayasa Mahkemesi organ uyuşmazlıklarında yetkili olacak, Anayasal organlar arasındaki ihtilafları çözecek ve siyasi krizler ortadan kaldırılacak.

10- YSK YENİNDEN YAPILANACAK: Yüksek Seçim Kurulu yeniden yapılandırılacak. YSK’nın idari ve yargısal işlemleri/görevleri ayrılacak. YSK’nın verdiği kararların kesin olduğuna ilişkin Anayasal hüküm kaldırılarak, seçme ve seçilme hakkını ilgilendirilen tüm kararlarına karşı Anayasa Mahkemesine başvuru hakkı tanınacak. YSK, yeniden demokratik seçimlerin güvencesi haline gelecek.

11- SAĞLIKLI EKOSİSTEM: Sağlıklı işleyen bir ekosisteme sahip dünyaya doğma hakkı, henüz doğmamış olan nesillerin hakkıdır. “Sürdürülebilir yaşam” anlayışı ışığında yeni kuşak bir hak kategorisini de Anayasal güvence altına alacağız. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya teslim etmek için üzerimize düşen sorumluluğun bilincindeyiz. Ekosistem hakkı gelecek nesillerin hakkıdır. Canlı ve cansız varlıklar olarak bir ekosistemin parçasıyız.

‘ÖZGÜRLÜKTEN YOKSUN BİR OTORİTE TİRANLIĞA DÖNÜŞÜR’


Muharrem Erkek şu alıntıyla yaşadıklarımızı özetledi: “Avusturyalı yazar Stefan Zweig’ın, içinde bulunduğumuz durumu açıklayan güzel bir sözü vardır: ‘Özgürlükten yoksun bir otorite tiranlığa dönüşür.’ Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemin tam olarak nüvesini Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun 37. Olağan Kurultayımızda açıkladığı ve tüm delegelerimizin oyuyla, oybirliğiyle kabul ettiği İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi’dir. Türkiye şu an 5 temel sorunla karşı karşıyadır. Sadece kağıt üzerinde kalan demokrasi, çöküş halinde ekonomi, egemen güçlerin taleplerine boyun eğen dış politika, sürekli değişen eğitim politikaları ve yara alan toplumsal barışımız. İşte bu 5 ana sorunun çözümünde temelimiz yeni bir Anayasa ile ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçilmesidir. Sadece sorun söylemiyoruz, çözümü de öneriyoruz. Teşhis de var tedavi yöntemi de.”


‘DOSTUM TRUMP’ DİYENLERE SESLENİYORUM: Allende’nin hikayesini... Şili’yi lütfen okuyun!


Salvador Allende...  4 Eylül 1970’te Sosyalistler, Komünistler, Liberaller ve Hristiyan Demokratlar’dan ayrılmış olanların birleşmesiyle kurduğu Unidad Popular’ın (Halk Birliği) adayı oldu.

Latin Amerika’da serbest seçimle iktidara gelen ilk Marksist devlet başkanı.

Hukuk devletini savundu...

15 yaşından küçük çocuklara, gebe ve emziren annelere parasız olarak günde yarım litre süt dağıttı.

En düşük gelirleri üçte iki oranında yükseltti...

Ve en önemli hamlesi: Yabancı işletmeleri devletleştirdi. İlk olarak Amerikalılara ait olan bakır madenlerini hedef aldı.

Bu arada... Ülkede terör arttı...

Salvador Allende cuntaya böyle direnmişti.


1973 Ağustos’unun sonunda Şili Silahlı Kuvvetleri’nin Başkomutanlığı’na getirilen General Augusto Pinochet, ülkenin karışık durumundan yararlanarak 11 Eylül 1973 tarihinde bir darbe girişiminde bulundu. Tabii ki CIA’nın yardımını aldı! Başkanlık Sarayı’na yapılan saldırılar sırasında teslim olması çağrısı yapıldı, fakat o askerlere teslim olmayı reddetti ve intihar etti. Ölümünden önce, Küba lideri Fidel Castro’nun kendisine hediye ettiği ve elinde tuttuğu AK-47 marka silah birkaç kez fotoğraflanmıştı. Allende, bu silahla ölü bulundu. Ölümünden sonra Pinochet anayasayı geçersiz kılarak askeri bir diktatörlük kurdu.

Kimlerle mi? Neoliberalizmin babası Amerikalı Milton Friedman ve ekibiyle! Yaptıkları ilk iş... Bakır madenlerini tekrar yabancı şirketlere vermek oldu!

Allende intihar etmeden önce son kez halkına seslendi...

Radyodaki son konuşma!


“Dostlarım... Hiç şüphe yok ki, bu sizlere seslenmek için son fırsatım. Hava Kuvvetleri Magallanes Radyosu’nun vericilerini bombaladı. Sözlerim sitem değil, hayal kırıklığı taşıyor. Umarım, kendi sözlerine ihanet edenlerin utancı olurlar...  Bu koşullarda, sözlerim sadece işçilere: Teslim olmayacağım! Bu tarihi dönemeçte, halka olan sadakatimin bedelini hayatımla ödeyeceğim. Ve onlara, binlerce Şilili’nin tertemiz vicdanına serptiğimiz tohumların kuruyup gitmeyeceğinden şüphem olmadığını söyleyeceğim.

EMPERYALİZM GELENEĞİ BOZDU

Güçlüler ve bize üstün gelecekler, ancak toplumsal dönüşümler ne suçla ne de güçle bastırılabilir. Tarih bizimdir, tarihi toplumlar yapar. Ülkemin emekçileri, adalete olan büyük özleminizin ancak bir sözcüsü olan, Anayasa’ya ve kanunlara bağlı kalacağına söz vermiş bu adama gösterdiğiniz sadakat için teşekkür ederim. Sizlere seslenebildiğim bu son anda, yaşadıklarımızdan ders çıkartmanızı diliyorum: Yabancı sermaye, emperyalizm, gericilikle birlikte Silahlı Kuvvetlerimiz’in kendi geleneğini bozmasına varan koşulları hazırladılar.

TARİH ONLARI YARGILAYACAK

Esas olarak size sesleniyorum, ülkemin mütevazi kadınları, bize inanan köylü kadınlarımız, çocuğunu esirgediğimizi bilen anneler... Size sesleniyorum Şili’nin fikir işçileri kapitalist toplumun avantajlarından bahsedip duran meslek örgütleri ve sendikalar tarafından yaratılan kargaşaya karşı çalışmaya devam eden yurtseverler... Size sesleniyorum, ülkemin gençleri, öğrencileri, şarkılarını söyleyenler, bize neşelerini ve mücadele ruhunu verenler... Size sesleniyorum Şili’nin insanları, işçiler, köylüler, aydınlar, zulüm görecekler ülkemizde faşizm saatlerdir iş başında. Harekete geçmesi gerekenlerin sessizliği karşısında terörist baskınlar yapıyor, köprüleri havaya uçuruyor, demiryollarını kesiyor, gaz ve petrol borularını imha ediyorlar. Suçludurlar. Tarih onları yargılayacaktır!

SESİMİ HEP DUYACAKSINIZ

Hiç şüphe yok ki Magallanes Radyosu susturulacak. Sakin ve metalik sesim sizlere ulaşamayacak. Sorun değil. Sesimi duymaya devam edeceksiniz. Her zaman yanınızda olacağım. En azından, onurlu ve ülkesine sadık bir adam olarak hatırlanacağım. Ülkemin işçileri, Şili’ye ve yazgısına inanıyorum. Başka insanlar, ihanetin galebe çaldığı bu karanlık ve acı anı yenecekler. Siz de bunu bilerek ilerlemeye devam edin er ya da geç, o büyük caddeler tekrar açılacak ve özgür insanlar yeni bir toplum oluşturmak için o caddelerden yürüyecekler. Yaşasın Şili! Çok yaşa halkım! Yaşasın işçiler! Bunlar benim son sözlerim, fedakarlığımın boşuna olmadığından eminim. Sonunda, en azından, suçu, alçaklığı ve ihaneti cezalandıracak bir ahlak dersi olacak.”

SONUÇ: ABD’nin, Latin Amerika’da darbeyle indirdiği lider Allende’nin hikayesi, neoliberalizmin gerçek yüzünü gösteren en önemli pratik. Bu hikayeyi Türkiye’nin siyasetçileri, aydınları unutmamalı!

NOT: Gazeteci Naomi Klein’in ŞOK DOKTRİNİ kitabını mutlaka okuyun.