“2019 yerel seçimlerinden aklınızda en çok ne kaldı” diye sorsanız tereddütsüz “Ali İhsan Yavuz” derim.

AK Parti’de böyle muhteşem bir Genel Başkan Yardımcısı olduğunu da 31 Mart gecesinden sonra (İstanbul seçiminden Ekrem İmamoğlu galip çıkınca) yaptığı açıklamalardan öğrenmiştim.

Kendisi 23 Haziran’da yenilenen İstanbul seçimlerinden sonra arazi olmuştu.

İyi de yapmıştı, zira AK Parti’de herkes ikinci seçimin partiye zarar verdiğini kabul edip, seçim yenileme faturasının önemli bir kısmını kendisine kesmişti.

Geçen hafta Sakarya’da ortaya çıktı Ali İhsan Yavuz.

Dedi ki “Ne oluyor bilmiyorum hani bana atfedilen meşhur bir söz var ya; hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler oldu diye. Bunu da CHP’liler üretti, ben ses çıkartmıyorum diye bakmayın (...) Ama bunu kendileri ürettiler, yok böyle bir söz. Bana birisi ispat etsin, ben istifa edeceğim. Ama eğer CHP ispat edemeyecek ise ve istifa edeceklerse onlardan bir tane ayakta kalmaz, hepsi düşmüş olur.”

Bu sözleri televizyondan dinleyince gayri ihtiyari “Allah’ım aklıma mukayyet ol” dedim.

O kadar çok mavra yapmıştık ki bu söz üzerinden. Hepsi boş mu çıkmıştı şimdi? Hiçbir şey olmamış da biz kesin bir şey olmuş gibi mi davranmıştık?

Hemen Google hazretlerine başvurdum.

O ünlü konuşmasını buldum. Tam olarak şöyle demişti Ali İhsan Yavuz:

“Bugün itibariyle 13 binli rakamları telaffuz ediyoruz. Peki hiçbir şey olmadıysa sandıkta bu nasıl, bu kadar oy aşağı düştü AK Parti’nin lehine kayıtlara geçti ve fark azalmış oldu. Yani hiçbir şey olmamış ise biz diyoruz ki kesin bir şeyler oldu.”

Montajlı montajsız bütün versiyonlarını bulup tekrar tekrar dinledim.

Kulaklarımı temizleyip tekrar dinledim.

Sonuç değişmedi.

Bu arada Ali İhsan Yavuz’un o ünlü konuşmasını ararken, 2017’de bizim Ali Ekber Ertürk’ün bir haberine rastladım. O haber sayesinde Ali İhsan Yavuz’un seçimlerden önce de nevi şahsına münhasır konuşmalar yaptığını anlamış oldum. Başta demiştim ya!

Yerel seçimlerden önce kendisini bilmiyordum.

Haliyle 2017’deki bu konuşmasını da atlamıştım. Buyurun okuyun:

“Epifiz bezi geometrik olarak insan kafasının tam orta noktasında bulunan pirinç tanesi büyüklüğünde esnek yapılı bir bezdir. Epifiz bezi sertleştirilen ve kireçlendirilen insanı yönetmek daha kolay oluyormuş. Florürün diş macunları içerisine böyle bir tezgâh sebebiyle konulduğu öne sürülüyor. Aslında diş sağlığına ve diş beyazlatmasına hiçbir yararı olmadığı da söyleniyor. Neden? İnsanlar düşünemesin, koyun gibi çok kolay yönetilsinler diye. Bir avuç insan bütün dünyayı çekip çevirsin.”

Ali İhsan Yavuz, ya misvak yerine diş macunu kullanıyor ve dişlerini fırçalarken florürü fazla kaçırıp epifiz bezini sertleştirerek kendi sözlerini unuttu ya da bizim epifiz bezimizi sertleştirdiğimizi ve gerçeği anımsamayacağımızı sanıyor.

AK Parti de Ali İhsan Yavuz gibi çok yakın geçmişteki hatalarını, yanlışlarını hiç yaşanmamış gibi saymamızı beklerken florüre mi güveniyor acaba?

Akıncı’ya destek ziyareti!


Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve bazı bakanlar KKTC’ye adeta çıkarma yaptı. Oktay, konuşmasında 1974’ten beri kapalı olan Maraş’ın Türklerin kullanımına açılacağına dair güçlü bir mesaj verdi. Diplomatik açıdan bütün dünyaya çok önemli bir kararlılık gösterilmiş oldu. Ancak KKTC’nin iç politikası açısından tuhaf bir fotoğraf ortaya çıktı. Türkiye heyeti, bu ziyaret sırasında KKTC’de nisanda yapılacak seçimler öncesinde açık seçik Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın rakiplerine destek vermeye çalıştı.

Çeyrek asırdır Kıbrıs meselesini izleyen bir gazeteci olarak gözlemim şu: KKTC halkı en çok Türkiye’den gelen “paranızı da biz veriyoruz, güvenliğinizi de biz sağlıyoruz, bizim dediğimiz olacak” mesajlarına ve iç işlerine karışılmasına tepki gösteriyor. Yani deneyimle söylüyorum: Oktay ve beraberindekilerin Akıncı’nın rakiplerini desteklemek için yaptıkları bu ziyaret Akıncı’nın halk desteğini artırmaktan başka bir işe yaramayacak.