Sevgili okurlarım, 23 Nisan yaklaşıyordu...Ve bir şeyler yapmaları gerekirdi!

Bunların en sevmediği şey ulusal bayramlarımız.

“Hele o gün gelsin çaresine bakarız” dediler...

Ve ilk önlem olarak Meclis’i acele tatile soktular.

Sonra AKP’li Meclis Başkanı demeçler vermeye başladı:

“23 Nisan oturumuna parti genel başkanlarının gelmesine gerek yok. Hem de o günkü oturum kalabalık olmasın!..”

Bir Meclis Başkanı düşünün ki, milletvekillerine gelmeyin, katılmayın çağrısı yapıyordu.

★★★

Sonra esas karar açıklandı:

23 Nisan günü de sokağa çıkma yasağı kapsamına alınmıştı.

Yasaklar ulusal bayram günümüzü de kapsayacak biçimde genişletildi, dört güne çıkarıldı.

Olur ya, o gün birileri sokaklara çıkıp bayram kutlaması yapmaya kalkışabilirdi!

Belediye bandoları konserler düzenler, çocuklar için küçük gösteriler yapılmak istenirdi.

Bunlar en kolay yolu yeğledi...

Böylece, bir taşla iki kuş vurmuş oldular!

İlki bayram kutlamalarını gargaraya getirip 23 Nisan gününü de sokağa çıkma yasağı kapsamına almak.

İkincisi ise Meclis’te o tarihi günde yapılacak oturumun işlevini şimdiden savsaklamak.

★★★

Kararlarını daha önce zaten vermişlerdi...

Dünya liderimiz Recep Bey o gece saat 21’de ekranlara çıkıp İstiklal Marşı okuyacaktı!

Onun sesinden İstiklal Marşı dinlemenin muhteşem bir konser olacağı kanısındayım!

Ayrıca ahaliyi sürekli uyardılar:

“Ey vatandaşlar siz de aynı saatte evinizin balkonuna çıkıp İstiklal Marşı okuyun!”

Emriniz olur!

Muhteşem bir koro yaratmış oluruz!

Bir ulusal bayramı, hem de 100. yılında böyle bir komediye dönüştürmek kolay iş değildi.

Bunu kendilerince başarmayı başardılar!

★★★

Şimdi Türk Milletine “Perşembe günü çocuklarınızı da alıp sokağa çıkın, bayram kutlaması yapın” diye çağrıda bulunsak, bunun hiçbir anlamı yoktur.

Çıkanı götürürler.

★★★

Sevgili okurlarım, şimdi burada yapılması ve özellikle dikkat edilmesi gereken husus şudur:

O gün başta Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener olmak üzere bütün parti liderleri Meclis’te bulunmalıdır.

CHP ve İyi Parti’nin bütün milletvekilleri de tam kadro oturuma katılmalıdır.

Meclis’te o gün çok önemli konuşmalar yapılmalı, Türkiye’nin nerelere sürüklendiği milletimize açık ve net bir biçimde anlatılmalıdır.

Doğrusunu isterseniz şimdiden merak ediyorum...

AKP iktidarının stepnesi olan MHP ve Devlet Bey acaba 23 Nisan oturumunda Meclis’e gelecekler midir.

★★★

Bunları yazdıkça ve anlatmaya çalıştıkça inanın sinir sistemim bozuluyor.

Ne demek yaa hem de 100. yıldönümünde bir ulusal bayramı sokağa çıkma yasağı kapsamına almak, ne demektir bu?

Karar günler öncesinden alınmıştı, herkes biliyordu ama kafalarda yine de bir “acaba” sorusu vardı...

★★★

Ve Recep Bey bu kararı önceki akşam ekranlardan açıklarken yine aynı siyaseti güdüyor, muhalefet partilerini ve belediyeleri suçluyordu...

Ama bu kez onlara Fetö ve PKK yakıştırması yaparak!

Özellikle CHP’yi ve CHP’li belediyeleri suçlayarak...

Çok önemli en büyük belediyeleri 30 haziran seçiminde elinden kaydırıp CHP’ye kaptırmıştı.

Ankara, İstanbul, Adana, Antalya...

Demek ki o hezimetin acısını halen içinden atamamış.

Anayasanın 104. maddesi uyarınca milletimizin birliğini temsil etmekle yükümlü olan şahıs, yine kısır particilik siyasetine girmiş, önüne geleni suçluyor, “En büyük benim” demeyi sürdürüyor.

★★★

23 Nisan günü ekrana çıkıp İstiklal Marşı okuyacağına keşke önceden şöyle bir karar aldırsaydı, akla daha yakın olmaz mıydı?

“100. yıl nedeniyle o gün bütün camilerimizin minarelerine önceden Türk bayrağı asılacak ve (belli bir saatte) bütün camilerin hoparlöründen İstiklal Marşımız çalınıp okunacaktır. Marşımızın ses kaydı 82 bin camimize gönderilmiştir.”

Çok daha şık olurdu ama bunları kim düşünecek ki...

Herhalde önce Diyanet karşı çıkıp engel olmaya çalışırdı.