Geçen hafta Japon kredi derecelendirme kuruluşu JCR, Türkiye’nin kredi notunu düşürdü. Haber bile olmadı.

Bilindik dış güçler... Faiz lobisi... Dış mihraklar... Ajanlar... Provokatörler... Diyeceğim ama...

İşin ilginci ne biliyor musunuz? Türkiye Bankalar Birliği, JCR Avrasya’nın yüzde 85 hissesini kurucu ortaklarından satın almış, JCR (Japan Credit Rating Agency) ile mevcut ortaklığın devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya varmıştı. Yani kurum bizim ortağımızdı!

★★★

Bir anlamda bizim ortak bile ortak olduğu ülkeye güvenmeyip, ekonominin beter durumda olduğunu, hatta görünümü negatifte tutarak daha da beter hale gelebileceğini söyledi. Nankör! Hisseleri bize satıp parayı sayarken iyiydi ama değil mi?

Açık açık diyorlar ki; “uçuruma gidiyor sizin ekonomi!” Japon’un bizimle ne derdi olabilir ki?

★★★

Hadi bir tanesi hakkımızda kötü konuşsa eyvallah... Diyeceğim ki Türkiye’ye gıcığı var! Organize olmuşlar hepsi aynı anda “Türkiye taklaya geldi” diyor.

İstisnasız bütün kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye’nin notunu düşürmeye doyamıyor. Ülke zaten “yatırım yapılamaz” seviyesinde, “çöp” kategorisine, adamlar daha neyini düşürüyor?

★★★

Nitekim bu nifak tohumlarından notumuzu düşürmeye doyamayan Moody’s, öyle bir rapor yazmış ki, anlatsan ilkokul çocuğuna, o bile diyecek eyvah!

Rapor; “Bir maniniz yoksa müsait bir zamanda geleceğim yine notunuzu düşürüp gideceğim” tadında...

★★★

Kısa geçmişimize dönelim... Ülke bir zamanlar yükselen yıldızdı. Öve öve bitiremiyorlardı. Ortada ne dış güçler vardı ne de faiz lobisi lafı...

Tarihler 5 Kasım 2012’yi gösterdiğinde Fitch şirketi, Türkiye’nin notunu “yatırım yapılabilir” seviyesine artırdı. Gazeteler “Fitch bayramı” diye manşet attı.

★★★

27 Mart 2013’de S&P şirketi Türkiye’nin notunu artırdı. Genel görüş “geç kalınmış” bir karardı. 16 Mayıs 2013’de Moody’s şirketi Türkiye’nin notunu yatırım yapılabilir düzeye getirdi.

Türkiye 1992 yılından beri ilk defa iki kuruluştan “yatırım yapılabilir” kredi notunu aldı. Bu duyguyu son kez tattı!

★★★

Aradan bir yıl geçmişti ki, göstergeler bozulmaya başladı. Türkiye’nin görünümü olumsuzlaştı. “Notunuzu düşüreceğiz” dediler. Kimse kılını kıpırdatmadı.

Yıl 2016’ya geldi. Notlar indi. O günden beri not düşürmelerin ardı arkası kesilmedi. Peki, biz bu durumdan ders aldık mı? Yahu “Belki de bizde bir hata vardır” diye hesap kitap yaptık mı?

★★★

Boş verin, nasıl olsa notlar bizim için yok hükmünde! Yine toz kondurmayacaklar ekonomiye...

Zira piyasanın halini görmek için nota gerek yok. Türkiye mevcut borçlarını ödeyecek rezerve sahip değil... Yeni borç bulacak kredibilitesi yok.

Ölmüş eşek kurttan korkmaz. Bırakınız düşürsünler! Sahi eşek nasıl öldü? O konuya da bir ara açıklık getirseler.