Bölücü terör örgütü PKK’lılar, batıdaki komşu bir ülkede bulunan Lamia Kampı’nda “Orman yakma” eğitimi de almışlardı. Daha önce suça karışmamış olanlardan seçilen bu gruplar, Türkiye’ye yasal yollarla giriyor, aranır konumda olmadıkları için eylemlerde kullanılıyorlardı. İşte ormanları da bu teröristlere yaktırıyorlardı.

Özellikle Antalya bölgesinde büyük orman yangınları bu gruplar tarafından çıkarılıyordu.  Türk güvenlik birimleri yangınlarla ilgili ayrıntılı bilgiye sahip olmuştu. Teröristlerin komşu ülkede eğitildikleri, yangınları çıkarttıkları da artık biliniyordu.

KARŞILIK VERİLDİ

Komşu ülke, teröristlere verdiği destekten bir türlü vazgeçmiyor, gerek turistik yörelerde çıkarılan orman yangınları, gerekse patlamalar turizmi olumsuz yönde etkiliyordu. Bu ülkenin, yaptıklarından vazgeçmeyeceği anlaşılıyordu. Sıkıntı giderek büyüyordu. Devlet, komşuluğa sığmayan, doğaya kıyan bu tutum içindeki komşu devlete karşı böyle eli-kolu bağlı kalmayacaktı.

O günlerde komşu ülkede bombalar patlamaya başladı. Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi. O günlerde birden turistik yörelerinde orman yangınları çıktı. Komşu ülke, bunun kaynağını tahmin etmekte zorlanmamıştı. Yaptıklarının bir karşılığı olduğunu anlamıştı. Birden bire yangınlar hem ülkemizde, hem de PKK’ya yardım eden o ülkede kesildi.

Aradan yıllar geçti. Son dönemlerde meydana gelen yangınların bir kısmının yine bölücü örgüt elemanları tarafından yapıldığı konuşulmuyor. Hatay’ın İskenderun-Belen ve Arsus üçgeninde yerleşim alanlarına yakın yerlerde çok sayıda yangın çıkması da tesadüf değil. Bu olayda bölücü örgüt ya da onların taşeronlarının kullanıldığı göz ardı edilmemeli.

YANGIN SAYISI FIRLADI

Tarım ve Orman Bakanlığı “Karada yürüyen ve sürünen, havada uçan, denizde yüzen” her şeyden sorumlu. Orman yangınları da önemli görev alanlarından birisi. Orman yangınlarıyla ilgili aldıkları bilgileri ilgili makamlara bildiriyorlar. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de orman yangınları arttı.

Biliyoruz ki orman yangınlarını sıfırlamak mümkün değil. Önemli olan yangın sayısı ve yanan alanları en aza indirmektir. Kuşkusuz, yangına müdahale zamanı önemlidir. Ne kadar erken müdahale edilirse yangın büyümeden kısa sürede söndürülür. Yangının büyümesi zamanın karesi ile doğru orantılıdır. Orman yangınlarını önleme ve mücadele görevi 1956 yılında çıkarılan Orman Kanunu ile Orman Genel Müdürlüğü’ne verilmiş.

2017 yılında 2 bin 179 orman yangınında 11 bin 604 hektar orman yandı. 2018 yılında yangın sayısı 2 bin 14 oldu, 5 bin 607 hektarlık orman kül oldu. 2019 yılında yangın sayısı 2 bin 85’i buldu, 9 bin 522 hektarlık ormanı kaybettik. Bu yıl 11 Ekim 2020 tarihi itibariyle orman yangını sayısı 2 bin 919’a yükseldi, 15 bin 127 hektar ormanımız yandı.

21 milyon hektar orman varlığımızın her noktası neredeyse 24 saat gözetleniyor. Yeterli sayıda yangın söndürme arazözlerine, yangın göletlerine, yangın işçisi taşıma helikopterlerine, yangın sezonunda kiralanan yangın söndürme helikopterleri ve uçaklarına sahibiz. Bunlar var ama olumsuzluklar da var. Eski Orman Genel Müdürlerinden

Cahit Nâsırlı “Orman köylerinde yaşayan vatandaşlardan yaşları 18-55 olanların orman yangınları ile mücadeleye katılması yasal zorunluluktu. Çıkarılan torba kanunlarla orman köylüsünün ormandan yararlanma hakları ve mükellef sisteminin kaldırılması orman yangınları önleme ve yangınla mücadeleyi olumsuz etkiledi” diyor. Nâsırlı alınması gerekli önlemleri de deneyimlerine dayanarak sıralıyor:

SABOTAJ OLASILIĞI YÜKSEK

1- Son yıllarda çıkan yangınların büyük bölümü sabotajdır. Bunun nedeni rant amacıyla toprak kazanılması olduğu gibi, izlenen dış politikanın da rolü olabilir.

2- Yangına hassas bölgelerde önemli noktalarda gezici ekipler oluşturulmalı, orman yolları trafiğe kapatılmalı ve zorunlu geçişler kontrollü olmalı.

3- Orman içinde ve bitişiğinde yaşayan ve yöreyi en iyi bilen, orman yangınına ilk müdahaleyi yapacak ve gelir düzeyi açısından ülkemizin en fakir kesimini oluşturan orman köylülerinin, orman kanunu ile verilen haklarının (Orman üretim ve diğer ormancılık çalışmaları) tekrar verilmeli. Yangınları önleme ve mücadelede orman köylülerinin yasal yükümlülükleri tekrar yer almalı.

4- Orman yangınları ile mücadelede büyük etkinliği bulunan su atar helikopterlerin kiralama yerine yeteri kadar satın alınıp  Türk Hava Kuvvetleri bünyesinde filo oluşturulmalı, diğer yangınlara da müdahale edilmeli.

5- Orman yangınları önleme ve mücadelede büyük önemi bulunan mevsimlik yangın işçilerinin, kadrolu işçilere dönüştürülmeli, yangın mevsimi dışında diğer ormancılık faaliyetlerinde yararlanılmalı.

Yanan orman alanları zaman geçirilmeden ağaçlandırılmalı. Yoksa, her yangın alanının otele, siteye dönüşeceği izlenimini önleyemezsiniz.