Aralık sonlarında Çin’in Wuhan kentindeki hayvan pazarında ortaya çıkan Covid-19 vakasını uzaktan izlerken, evlere tıkılan insanlara odaklandık ilk günlerde...

Türkiye’de ilk Covid-19 hastasını kaybettiğimiz gecenin sabahına ise “salgın” önlemleriyle uyandık!

Bu virüs bizden/insanlıktan ne istiyordu?

Kazananı olmayan bir trajedinin mi içindeyiz?

Biz can derdindeyken etrafımızda olanlara bakalım...

★★★

Geri dönüp Çin deneyimini algılamaya çalışıyoruz.

ABD, İtalya, İngiltere, Fransa; Almanya beri yanda... İsviçre, Danimarka, Hollanda; Japonya, Güney Kore, Hong Kong beri yanda...

Her birinin deneyimi bizi başka verilerle buluşturuyor.

Bugünlerde en hararetli konu; ekonomik hayatı başlatmak için hazır mıyız?

Karantinaya tamam mı, devam mı?

★★★

1 milyar doz Covid-19 aşısı taahhüdünde bulunan Amerikan ilaç firması Jhonson&Jhonson’a bağlı Janssen Türkiye Genel Müdürü Demet Russ, “Dünya ortak bir laboratuvara dönüştü. Türkiye’de Abdi İbrahim ve Sanofi tesislerinde ilaç üretiyoruz. Türkiye’de de FAZ 1 çalışmasına izin verilmeli” diyor.

Firma, Eylül 2020’de Covid-19 aşısını, gönüllü hastalarda denemek üzere (FAZ 1) klinik çalışmaları başlatacağını ilan etmişti...

Türkiye’de ise 7 ayrı aşı çalışma grubu olduğu biliniyor.

★★★

Son günlerde ilginizi çekmiş olabilir...

Test aşamalarının tümünden geçmemiş ancak Covid-19 tedavisinde yeni kullanıllan bir ilacın, Türkiye’de de yaşamını kaybetme riski yüksek 10 kadar yoğun bakım hastası üzerinde denenmesini savunanlar ile karşı çıkanlar karşı karşıya geldi. Son çareyi arayan hastaların bu imkanı değerlendireceğini söylüyorlar.

★★★

Amerika’dan TV programlarına katılan bir medikal girişimci Jhonson&Jhonson ile dil birliği sinyali veriyor: “Eylülde aşı bulunacak!”

Sürdürdüğü tıbbi cihaz üretim projelerini kayda geçirip, “Yasal düzenleme olursa, Amerika’ya gelmenize gerek yok, internetten muayene edebilirim. Kalp doktoruyum ama dahiliye lisansım da var” sözleriyle duyurusunu da yapıyor.

Çıktığı TV kanalıyla, reklam ve tanıtım sözleşmesi imzalamış gibi...

★★★

Jhonson&Jhonson, İsviçre kökenli Roche ve Fransa merkezli Sanofi Pasteur işbirliğine giderek; Mart 2020’de koronavirüs pandemisi tedavi ve aşı çalışmalarını ülkelerle paylaşacaklarını taahhüt etmişlerdi.

Milyar dolarlık bütçelerle yürütülen çalışmalar sonucu bulunan ilaç-aşı dünya vatandaşlarına ait olacak mı?

Kapitalizmin şahlanışını gördükten sonra iyimser olmak kolay değil.

Hatırımızda tutmamız gereken bir şey var ki, o da Covid-19 yeni bir çağ açıyor.

Hiçbir ülke bu salgından tek başına kurtulamayacak. Bir başka paradoks ise bilimsel kaslarını geliştirmeyen ulusların yaşama şansı zayıflıyor!

Kaslar güçlü olmayınca, biliyorsunuz beyine yeterli kan gitmiyor...

★★★

Dünyada da bizde de aynı tartışma: Romatizmal hastalıklarda kullanılan ve etkin maddesi hidroksiklorokin olan ilaç, Covid-19 tedavisinde yararlı mı, zararlı mı?

İlacın ölüme kadar varan ağır yan etkileri paylaşılmıştı.

16 Nisan’da ekranıma şu haber düştü:

“Sanofi Türkiye Ülke Başkanı Cem Öztürk, ‘Covid-19 mücadelesinde T.C Sağlık Bakanlığı’mızla işbirliğimiz ve Bakanlığımızın izleri doğrultusunda 3 milyon doz hidroksiklorokin bağışını gerçekleştirmiş bulunuyoruz’ dedi.”

ABD Başkanı Trump, aynı ilacın tedaviye olumlu yanıt verdiğini açıklamış, üretim yeri olan Hindistan’ın “ihracata engel” koyması halinde yaptırım tehditi savurmuştu.

★★★

Matematik modellemelere dayanarak yorumlar yapan doğa/hayvan bilimcilerinin vurguladığı gibi, Covid-19 insan biyokimyasına yabancı 1.5 milyon yeni virüsün öncüsü mü?

İddia edildiği gibi hayvanlardan yayılan bu yeni virüs türlerinden yaklaşık 500’ü hastalık yapma kapasitesine sahipse, geride 499 virüs mü kaldı?!

★★★

Rus haber sitesi Sputnik’te 11 Kasım 2019 tarihli şu başlık ilgimi çekmişti: “Buzulların erimesi ölümcül virüsün yayılmasını tetikliyor

Haber şöyleydi:

“Phocine Distemper Virüs (PDV) olarak bilinen bu virüs, on yıllardır deniz memelilerinde görülüyordu, 2002 yılında Atlantik’in kuzeyinde binlerce fokun ölümüne yol açtı. İki yıl sonra uzmanlar, Alaska’daki su samurlarının bu virüse maruz kaldığını tespit etti.”

★★★

Covid-19’un yeni toplum inşasına hizmet etmesi, doğanın intikamıyla bağını koparmıyor.

Asıl sorgulamamız gereken nokta; hangi tezin gerçek olduğu değil, hangisine ne oranda hazırlıklı olduğumuz...