Ülkemizde ne zaman Covid-19 vakaları patlama yapsa, Bilim Kurulu adı verilen topluluğun aklına hemen o ezber geliyor:

65 yaş ve üzerine sokağa çıkma kısıtlamaları getiriliyor!..

★★★

Ülkemizin gurur duyduğumuz değerlerinden, büyük şair ve yazar Ataol Behramoğlu, sessiz çoğunluğun sesi olarak bu “cezalandırmaya” isyan etmekle kalmıyor, konuyu yargıya taşırken diyor ki:

- 65 yaşında ve daha ileri yaşlarda olanlara uygulanan kısıtlamalar, hukuka, insan haklarına, anayasamızın eşitlik haklarına aykırıdır. Kabul edilemez. 

- Bu uygulama başka hiçbir ülkede benzeri bulunmayan ucu açık bir hapis cezasıdır. Bizler bu yaş grubunun hangisinden olursak olalım 68 kuşağının gençleriyiz, hangi önlemleri alacağımızı biliriz.

- Yönetimin bu kabul edilemez dayatmasının durdurulması talebiyle idare mahkemesinde dava açtım. Gerektiğinde Danıştay’a, Anayasa Mahkemesi’ne ve İnsan Hakları Mahkemesi’ne de başvuracağım. 

- Bu konuya duyarlı herkesin idare mahkemelerinde davalar açarak destek olmalarını bekliyorum. Bilim Kurulu’ndan bu konudaki suskunluğunu bozmasını, yönetimden bu hukuksuz uygulamayı gecikmeksizin sona erdirmesini bekliyorum...”

★★★

Ataol Ağabey yerden göğe kadar haklı.

Çünkü;

“Gençlik; bir hayat devresi değil, bir akıl halidir...

Yıllar cildi buruşturabilir, önemli olan, hayatımızdaki heyecanların devam etmesidir...

Çünkü; heyecanların bitişiyle ruh buruşur!..

İnsan, kendine olan güveni kadar genç,

Kuşkusu kadar yaşlı,

Cesareti kadar genç,

Korkuları kadar yaşlı,

Umudu kadar genç,

Bezginliği kadar yaşlıdır...

★★★

Hiç kimse fazla yaşamış olmakla yaşlanmaz!

İnsanları yaşlandıran ideallerinin bitmesidir...

★★★

Kalbi sevdikçe, neşe duydukça, güzellikleri fark ettikçe, beyni yeni şeyler keşfettikçe, herkes gençtir.

İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar, oysa yaşamadıkça yaşlanırlar.

İnsanlar, yaşlı olmaya karar verdiği gün yaşlanırlar!..”

★★★

Yaş 70’miş.

İş bitmişmiş!

Geçiniz bu boş lafları!..

Her şey yürekte, her şey beyinde biter!..

★★★

Bakınız önceki gün, düşünce suçu nedeniyle -pandemi koşullarında- hakim karşısına çıkarılan ülkemizin büyük mizah ustası 80 yaşındaki Metin Akpınar’a... Hayatı milletimizi güldürmekle geçen Metin Usta, üniversitede ders vermekle yetinmiyor, salgın sonrası yeniden tiyatroya dönmek üzere hazırlıklar yapıyor...

★★★

Keza onunla birlikte 4 yıl hapis istemiyle yargılanan kadim dostum, hayatını tiyatroya, öğrenci yetiştirmeye ve iyiliklere adamış, ülkemizde mizah denildiğinde akla gelen ilk isimlerden biri olan Müjdat Gezen...

Müjdat bu süreçte iki kitap yazdı ve bir tiyatro oyunu hazırladı.

“ÇOCUKLUĞUMU BİNDİRDİM TRAMVAYA, O GİTTİ BEN KALDIM YAYA” adını verdiği ilk kitabı yakında raflardaki yerini alacak. Dört saatte okuyup bitirdiğimde “Ah keşke biraz daha uzun olsaydı” dediğim bu eser, inanıyorum ki önümüzdeki yazın en çok okunan kitaplarından biri olacak...



★★★

Yazdığı “Baba-Kız” oyununda ise, tek çocuğu olan sevgili kızı Elif’le oynayacak.

★★★

Metin ve Müjdat’ın yargılanma haberlerini okurken, Fransa’nın efsanevi liderlerinden Charles De Gaulle ile ilgili anekdotları hatırladım.

Ünlü düşünür Jean Paul Sartre, Fransa’nın Cezayir’i işgaline karşı çıkınca, iktidara yakın bazıları yargılanmasını isterler.

Konu Cumhurbaşkanı De Gaulle’e sorulur.

“Kendinize gelin” der De Gaulle. “Sartre Fransa’dır. Fransa’yı yargılamak kimin haddine!..”

★★★

Başka bir gün De Gaulle, Kültür Bakanı’nı çağırıp sorar:

“Üstad, son dönemde karikatürlerim yayımlanmaz oldu. Yoksa halk artık beni eskisi kadar sevmiyor mu?”

★★★

Ataol Behramoğlu, Metin Akpınar ve Müjdat Gezen Türkiye’dir...

Gurur duyduğumuz büyük değerlerimizdir!..