Değerli bilim insanı Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta’dan çarpıcı bir mesaj aldım. Tıp alanında doğru bilinen yanlışları cesaretle gözler önüne sermesi ve insan sağlığının ticarileştirilmesine karşı çıkışlarıyla tanınan, aykırı görüşleri nedeniyle de zaman zaman eleştiri oklarının hedefi olan Prof. Küçükusta yazısında, çok önemli bir gerçeğe dikkat çekerek diyor ki:

“KOVİD salgınında başarılı hizmetleriyle dünya basınının da gündemine giren ve tüm ülkeyi gururlandıran bilim kurumlarımızdan biri olan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa’nın adını, akıllı çocuk bezi reklâmında gördüğümde alnımdan vurulmuşa döndüm.

★★★

Üniversiteler bir araştırma kapsamında ya da sosyal sorumluluk projelerinde elbette endüstri ile iş birliği yapabilir ve bu konularda uluslararası saygınlığı olan bilimsel yayınlara imza atabilirler ama...

Üniversitelerin de tıp derneklerinin de şahsi olarak hekimlerin de hiçbir zaman reklâmla işi olmamalıdır.

★★★

Bu durum kanunen uygun olabilir ama ‘ahlâki’ değildir. Etik değerlerle bağdaşan bir yanı yoktur.

Ucunda ticari çıkar bulunan ilişkiler, başarılı hizmetleri gölgeler ve zaten iyice ticarileşen tıbba olan güveni yerle yeksan eder.

Böylece etik değerlerde yozlaşmaya yol açar...

Tıpta reklâm olmayacağı gibi, tıp insanları da reklam figürü olarak kullanılamaz, kullanılmamalıdır.



★★★

Gelelim neticeye;

Ekranlarda ‘kitaplarını’ gösterdiği için reklâm yapmakla suçlanan ve yerden yere vurulan tıp insanlarının kulakları çınlasın.

Onlar elinde ‘çocuk bezi kutusu’ ile poz veren rektöre baksınlar ve reklâm nasıl yapılırmış görüp öğrensinler!..

(Öğrencilikten emekliliğe kadar uzayan 35 yıl boyunca mensubu olmaktan gurur duyduğum Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin adının birkaç sene evvel değişmesine üzülmüştüm. Ama şimdi diyorum ki ‘İyi ki değişmiş!..’) 

Biz Cerrahpaşalıyız, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa başkalarının olsun!..”

Hemen başının üzerinde “çişim bilir” sloganı, elinde çocuk bezi kutusu olan kişi İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa’nın Rektörü Prof. Dr. Nuri Aydın...

Takdir sizin...