Türkiye, ekonomide iki gündür -bir kez daha- hareketli günler yaşadı ve yaşamaya da devam edecek gibi... Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 20 Aralık akşamı ‘dövize endeksli mevduat’ açıklamasının ayrıntıları netleşmeden dolar kurunda büyük düşüş yaşandı. Dün de Hazine ve Maliye Bakanlığı, dövize endeksli TL mevduat ile ilgili yeni düzenlemenin ayrıntılarını açıkladı. ‘Kur korumalı TL vadeli mevduat’ adı verilen yeni üründe mevduat hesaplarının 3, 6, 9 ve 12 ay vadeler ile açılabileceği, minimum faiz oranının Merkez Bankası (TCMB) Politika Faiz Oranı olarak uygulanacağı belirtildi. Bu gelişmeler yaşanınca Ankara’da nelerin konuşulduğuna kulak kabarttım.

İktidarın ekonomi politikalarını yakından takip eden isimler şu tespitleri yaptı:

“Beklemek lazım. Şu anda yaşananlar bir kanaat oluşturmaz. Hükümet bir hamle yaptı. Bu hamlenin başarılı olup olmayacağını, tasarruf sahipleri tarafından benimsenip benimsenmeyeceğini görmek gerekiyor. En önemlisi de enflasyon. Enflasyonla kurun gelişimi nasıl seyredecek? Bu hamle olağanüstü dönemlerde kısa vadeli enstrümanlardır. Piyasa normalleşir ve buradan çıkılır. Bundan sonra Türkiye’de tasarruflar böyle yapılacak denilemez. Bugünden başarısız demek başarılı demek erken olur.”

(Planlanan bir enstrüman mıydı?) “Merkez Bankası Başkanı Şahap Bey’in bazı beyanatlarını hatırlayın, ‘Finansal mimari için çalışmalarımız var’ demişti. Dolayısıyla; belli ki bunu çalışmışlar. Ne zaman devreye sokulacağı mevzusu kura bağlanmış gibi anlaşılıyor. Kurda bu kadar hızlı atak beklemiyorlardı. Hızlı atağı görünce bunu devreye soktular.”

O gece ne oldu?


(Akşam açıklama yapılıyor 18’den 12’ye iniyor. Burada sıcak para girişi olmuş mudur? Yerli iş adamları döviz mi bozdurdu?) “Daha önce Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal görevden alındığı gece, gerçek kişiler 7 milyar dolar döviz satmıştı. Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Alpaslan Çakar, Erdoğan’ın açıklaması sırasında 1 milyar dolar satış olduğunu söyledi. Çok fazla değil. Bir not daha: 18.5 seviyesi anlaşılabilir bir seviye değildi. Yani bir kurun 16.5’tan 18.5’a çıkması normal değil! Düşen kurun seviyesini 16.5’ta görmek gerekiyordu. Yani buradan kaça geldi... Millet ciddi anlamda bir hamle yapıldığını düşündü. Ancak... 2018-2020 arasında Türkiye’deki kur değişimine bakın. Sonradan ortaya çıkan gelişmeleri yan yana koyduğunuz zaman karanlık olayların yaşandığını düşünebiliriz. Dolayısıyla önceki gece şu oldu ya da şu olmadı diyemeyiz. Her şey olabilir. Merkez Bankası başka bir yolla müdahale ettiyse ileride ortaya çıkar. Kamu bankaları döviz satmışsa bir haftada ya da bir ayda çıkar.”

Güvensizlik ve belirsizlik...


(Yapılması gereken neydi? Neden bu araç kullanıldı? Güven çok önemi değil mi?) “Normalde yapılması gereken politika setine dönülmesidir. Politika setine dönmeyeceklerini söylediler ama bugün yaptıklarıyla örtülü bir şekilde politika setine geri döndüler. Gizli bir faiz artışı oldu. Yapmıyoruz dediklerini yaptılar. Yani... İktidar, ‘Ben politika faizini indirdim. Bankalar da buna uyacak’ demişti. Bankalar, ‘15’ten mevduat toplayacak. 15’ten toplayıp 17-18’den tüccara verecek’ demişlerdi. Şimdi de diyorsunuz ki... ‘Bir dakika, bankalar 17 artı döviz kuru kadar faiz verecek.  O faiz farkını ben ödeyeceğim’. Dolayısıyla mevduat sahibi bugün örtülü bir şekilde faiz artışı aldı. Bunun yan etkisi var ama...”

(Yan etkisi nedir?) “Artık kur riskini 84 milyon vatandaş ve hükümet üstlendi. Kurdaki stabilite artık daha önemli. Kurdaki stabilite eskiden dövizle işleri olanlarındı. Şimdi doğrudan doğruya 84 milyonun sorunu haline geldi. Bu da hükümetin bir sınavı. Kurun seviyesi konusunda basiretli olmaları gerekiyor. İhracatçılara verilen kur taahhüdü meselesi önemli. Kuru hükümet olarak taahhüt edeceksiniz, bunun altında kalmaması lazım. Zor bir denklem.”

(Buraya gelmeden çözülemez miydi?) “Düğmeyi baştan yanlış iliklerseniz arka arkaya yanlışlar gelir. Türkiye’nin kur seviyesi de enflasyon da faiz de bu seviyelere gelmemeliydi. Temel sorun ‘devletin kuru tutacağım’ demesi. Tutabilir mi? Merkez Bankası’nın bu kadar açığı varken... 450 milyar dolar borcunuz varken... Dış dünyada faiz artırılırken... İçeride güvensizlik ve belirsizlik varken... Kuru nasıl tutacaksınız? Bugün bir beklentiyle tuttunuz. Yarın beklediğiniz kadar bu araç ilgi görmezse ne yapacaksınız? Belirsizlikler var!”