Milli İstihbarat Teşkilatı’na ait olduğu iddia edilen TIR, 19 Ocak 2014’te ihbar üzerine Adana’nın Ceyhan İlçesi’nde durduruldu. Silah ve mühimmat taşıdığı ileri sürülen TIR’lara dair ilk haber operasyondan iki gün sonra, Aydınlık Gazetesi’nde “İşte TIR’daki cephane” başlığıyla yayınlandı.

Aydınlık’a dava açılmadı.

Ta ki Cumhuriyet, 29 Mayıs 2015’te aynı haberin jandarma tarafından çekilen kamera görüntülerini yayınlayana kadar...

O akşam Erdoğan, “Yanlarına bırakmayacağım” dedi.

AK Parti’nin yeniden tek başına iktidar olduğu 1 Kasım 2015’teki tekrar seçimlerden sonra Can Dündar ve Erdem Gül tutuklandı.

Dokunulmazlıklar kaldırıldı.

Görüntüleri Dündar’a verdiği iddiasıyla CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’na 19 Ağustos 2016’da ‘devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ve askeri casusluk için temin ve FETÖ’ye yardım’ suçundan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

AYDINLIK’A ÜÇ YIL SONRA DAVA

Bu arada Aydınlık’ın haberi hakkında işlem yapmadığı ortaya çıkan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, gazetenin muhabiri ve yayın yönetmenine üç yıl sonra ‘devletin güvenliğine ve gizli kalması gereken bilgileri açıklama’ suçundan bir dava açtı.

Yargılama İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Yani, Berberoğlu’nun yargılandığı mahkeme...

İki gazeteci tutuksuz yargılandı.

Dava 21 Şubat 2019’da bitti.

Mahkeme, Basın Kanunu’na göre 4 ay içinde işlem yapılmadığı için davayı düşürdü.

Ayrıca ‘devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme’ iddiasıyla şikayetçi oldu.

Bu suçtan dava açılmadı.

Açılmaması da gerekir.

Çünkü Aydınlık’çılar gazetecilik görevini yerine getirdi.

BERBEROĞLU’NA ÇEYREK ASIR

Aydınlık Davası’nı düşüren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 2017’de askeri casusluk ve Berberoğlu’na askeri casusluk ve FETÖ’ye yardımdan 25 yıl hapis cezası verdi. Aynı gün Berberoğlu tutuklandı.

O denli insafsızdı ki...

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, ‘gizli kalması gereken bilgileri açıklama’ suçundan cezanın 5 yıl 10 aya indirilmesini istedi.

Berberoğlu, 24 Haziran 2018’de bir kez daha milletvekili seçildi. Davasının durdurulması için Yargıtay’a başvurdu. Çünkü yasalara göre yeniden seçilmesinden ötürü dokunulmazlık kazanmıştı. Yargılamaya devam edilmesi, TBMM’de dokunulmazlığının kaldırılması ile mümkün olabilirdi.

Yargıtay, Berberoğlu’nun itirazlarını reddetti.

Ceza 20 Eylül 2018’de onandı.

Berberoğlu’nun milletvekilliği 4 Haziran 2020’de düşürüldü.

AYM’DEN İSYAN

Berberoğlu’nun başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi (AYM), dokunulmazlık elde ettiği halde tutuklu yargılandığı için kişi güvenliği ve hürriyeti ile siyasi faaliyet yapma hakkının ihlal edildiğine hükmetti.

Ne var ki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 13 Ekim 2020’de AYM’yi tanımayarak, yeniden yargılamaya gerek olmadığına karar verdi.

Berberoğlu’nun ikinci başvurusu üzerine AYM, bir kez daha hak ihlaline hükmettikten sonra, hukukun siyasallaşmış yargı tarafından ayaklar altına alındığını kayda geçirerek şu satırları yazdı:

“Türlü bahaneler ve hukuk tanımaz tutum ve davranışlarla temel hak ve özgürlüklerin ihlal edilmesine ve mevcut ihlallerin sürdürülmesine neden olacak şekilde, Anayasa’nın öngördüğü hukuk düzenine karşı koyma anlamına gelen keyfi kararlara hiçbir hukuk sisteminde müsaade edilemez.”

Ya aydınlık ya karanlık

Kararda, “Anayasa Mahkemesi kararlarının yerine getirilmemesi hukukun üstünlüğü ilkesinin ve bu ilkenin temel alındığı anayasal düzenin ağır bir biçimde ihlali anlamına gelmektedir” deniliyor.

Doğru!

Fakat kim ihlal etti?

Bizzat İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi...

Bu mahkeme aynı haberi konu alan Aydınlık Davası’nda olması gerektiği gibi hareket ederken Berberoğlu Davası’nda yargı tarihinde karanlık bir nokta olarak anılacak karara imza attı.

AYM, kararın bir örneğini TBMM’ye, diğerini Hakimler ve Savcılar Kurulu’na gönderdi.

Bugün itibariyle İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, herkese aynı hukukun uygulanması için bir
tercih yapacak:

Ya Aydınlık ya karanlık.

Özdağ ve Koncuk yeni parti kuruyor


İYİ Parti’den ihraç edilen İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, mahkeme kararıyla geri dönse de ne partinin WhatsApp grubuna eklendi, ne toplantılara davet ediliyor.

Genel Başkan Meral Akşener, Özdağ’a randevu bile vermedi.

Özdağ’ın çevresine şöyle dediği iddia ediliyor:

“İYİ Parti’de siyaset yapmam mümkün gözükmüyor. İYİ Parti’yi Türk milliyetçilerinin iktidar partisi olarak kurmuştuk. Kutuplaşmalardan birinin parçası haline geldi.”

Özdağ, şu günlerde Atatürk milliyetçiliği çizgisinde parti kurmak için hazırlıklarını yapıyor.

İyi Parti’den ayrılan Adana Milletvekili İsmail Koncuk da Özdağ ile hareket ediyor. Koncuk, “Evet partileşmek adına çalışma yapıyoruz. Ciddi sayıda bir kararsız milliyetçi ve Atatürkçü kitle var. Boşluğu doldurmak lazım” diyor. Koncuk, iki ittifaka da katılmak istemediklerini vurgulayarak, “Türkiye bunlara mahkum olmamalı” diye ekliyor.