Bankacılık çok hassas bir konu... Diğer sektörlere benzemez... Nitekim Türkiye’de hiçbir banka devlet istemediği sürece batmaz, batamaz. O açıdan içimiz rahat...

Peki, ne olur? İşlerini yapamazlar... Batık kredilerin peşinde koşmaktan kafalarını kaldıramazlar. Reel sektöre kaynak sağlamak için kredi veremezler.

★★★

Sahi batıkları ne kadar? İşin enteresan tarafı da o ya... Tam olarak bilmiyoruz, bilemiyoruz... Yabancı yatırımcılar borsada neredeyse ellerindeki bütün banka hisse senetlerini sattıklarına, kalanları satışa koyduklarına göre durum pek hoş değil...

Bankalar defter değerlerinin dörtte birinden işlem görüyorlar. Demek ki açıkladıkları bilançolara yabancı analistler inanmıyorlar! Aa neden ki?

★★★

Açıklanan resmi rakamlar var. Saçma sapan karalamışlar oralara bazı sayılar inanılmasını bekliyorlar.

Şöyle anlatayım; Nisan 2020 itibarıyla verilen toplam kredi 3 trilyon 104 milyar lira... Eyvallah...

Nisan 2021’e geldiğimizde bankalardan verilen kredi miktarı yüzde 22.5 artmış ve 3 trilyon 801 milyar liraya fırlamış... Buraya kadar tamam...

★★★

İşin enteresan ve matematik ile açıklanamayacak tarafı takipteki kredi dediğimiz sorunlu krediler kalemindeki ilginçlikler...

İşlerin dönmediği, dükkânların kapalı olduğu, satış yapılamayan, para kazanılamayan, döviz fiyatlarının rekor kırdığı, faizin zıvanadan çıktığı bir ortamda sorunlu kredilerde azalma yaşandı. Hadi len!

★★★

Verilen kredi 697 milyar lira artmış ve hayatın doğal akışına aykırı olarak ödenemeyen kredi miktarı gerilemiş. Yaklaşık 151 milyardan 148 milyara...

Yine resmi verilere göre 500 milyar liralık kredide aksama yaşanıyor tahsilat safhasında... Sen onu kafanda en az ikiye katla... Bari burada yapmayın enflasyonda, işsizlikte, hasta-vaka sayısında yaptığınız dalavereyi değil mi ama?

★★★

Nasıl gerçekleşti mucize? Bankacılık mevzuatına göre banka borcunun vadesinin gelmesini takip eden 90’ıncı günde borcun taksiti hâlâ ödenmemişse borç takibe alınır.

Bu süre toplamda 360 güne uzatıldı. Öncesinde takibe dahi alınamıyor! Sorunlu kredi sayılmıyor. İstese de batamıyor! Oysa borç, faiziyle beraber her geçen gün artıyor. Ödenemez hale geliyor. Yalnız vakit haziran ayında bitiyor. Muhtemelen süreyi uzatacaklar.

★★★

Sadece bu kadar mı? Yetmez ki! Bankaların bilançoları ertelemeleri kaldıramayacak bir yerde... O zaman bir çare bulmalı... Bulundu! Yüzme öğretildi...

Kredi riskini hesaplama tarihinden önceki son 252 iş gününe ait döviz kurunu kullanabilecekleri söylendi.

Verdikleri döviz kredilerinde örneğin dolar 6 lira civarından hesap edildi... Makyajı bozmamak adına “iyi durumdayız deyin” demeye getirildi.

★★★

Önümüzdeki dönemde Türkiye ekonomisinin en büyük derdi hiç şüphesiz verilmiş, verilen, verilecek kredilerin ödenememesi... Halının altında yer kalmadı, sorun süpürülemeyecek hale geldi. Hele şimdi ekonomiyi büyüteceğiz diye daha önce denedikleri Kredi Garanti Fonu’nun ikinci bölümünü çekip yeni krediler için para basarlarsa işte o zaman görün faizleri ve dövizi...