Türk Lirası’nı değersizleştirip döviz kurlarını yükselterek ve bu sayede ihracat artışı yakalayıp cari fazla vererek, kurları ve enflasyonu tekrar aşağı çekmeye yönelik bir model deniyor, “benim alanım ekonomi” diyen kişi...

Gitti 1.5 milyar nüfuslu Çin’i örnek gösterdi, “Altı ay sonra meyvelerini yiyeceğiz, Çin de böyle büyüdü” dedi. Hatırlatırım, geldiğinde hedef Avrupa Birliği’ydi...



★★★

Hangi meyveyi yiyeceğimiz muamma... Tadı da pek meyveye benzemiyor ama bu sefer de Türkiye’nin Çin modelini mi kıskanacak Almanya?

Baştan söyleyeyim, meyvesini yerse saray yer sapı kalır halka... Çinliye sor bakalım ulaşmış mı refaha...

Bunun Türkçe meali kimse refah yüzü göremeyecek ülke köle pazarına dönecek. İnsana hiç değer verilmeyecek. Çalışanlar kötü koşullar altında ezilecek. Uzatmaya gerek yok, Çin modeli bu demek!

★★★

Çin’in nereden nereye, nasıl, ne kadar zaman içerisinde geldiğini, sosyal yapısını, toplumsal dinamiklerini de bilmiyor. Kim anlatacak ki?

Ciddi ciddi “öyle denedik olmadı, bir de böyle deneyelim” kafasıyla yönetiliyor ülke... Önceden yediğimiz hurmaların tırmalamaları bunlar işte...

Sağlıkta hapı yuttuk!


Dünya üzerinde en yüksek maaşı alması gereken iş grubu doktorlar üzerinde dönen para tartışmalarına bakıyorum, ben utanıyorum. Doktor dediğin insana canını emanet ediyorsun. Ötesi var mı?

Her an stres ve ağır iş yükü ile eşek gibi çalışıp, yorulup bir de karşılığını alamayacak, geçim sıkıntısı yaşayacaksa neden devam etsin ki çalışmaya? Dünyanın her ülkesinde kapılar ardına kadar açık ona...



★★★

Yeni okumaya başladığım Coşkun Bel’in “Sağlıkta hapı yuttuk” kitabından alıntı yapıyorum.

“Performans adı verilen sistemde, doktor baktığı hasta sayısına göre para alıyor. Ne kadar çok hasta o kadar çok para!

Doktorlara yaptıkları tıbbi işlem adedine göre puanlama getirildi. Çok puan toplayan maaşına ilave olarak ek döner sermaye primi almaya başladı...

Alt yapısı hazırlanmadan, planlama yapılmadan hayatımıza sokulan bu sistem hastanelerde çalışma huzurunu da bozdu.

Mesela; Çok daha fazla çalışarak 5-6 saat ameliyatta kaldığını söyleyen bir doktor, diğer meslektaşlarına göre daha az puan aldığından yakınır oldu.

Dayatılan performans sisteminden rahatsızlık duyan birçok hekim özel sağlık kurumlarına geçiyor.”

★★★

Kitabı okuyunca anlıyorsunuz ki bu gidişatla beş yıl sonra doktor çok zor bulunacak. Ancak parası olanlar büyük özel hastanelerde sağlığına kavuşacak. Kaliteli sağlık hizmeti herkes için pahalıya mal olacak.

Yaşanan istifaların sebebinin sadece para olmadığını anladıklarında ikna etmeye çalışacakları hekim kalmayacak.

★★★

Sistem 5 dakikaya bir randevu atarsa ne yapabilirler ki? Muayene edip, teşhisi koyup, ilacı yazıp bütün bunları 300 saniyede hastaya anlatacak. Prompter da yok ki önlerinde...

İstifa eden her doktor diğerlerinin iş yükünü artırıyor. İş yükü artan da kendine yeni bir yol çizme çabası içerisine giriyor.

Şimdiden MHRS’de devlet ve şehir hastanelerine randevu sıkıntıları başladı.

Köklü değişiklikler yapılmazsa sağlık sisteminin nasıl çökeceğini, doktorlarımızı neden kaybedeceğimizi, niye hapı yuttuğumuzu Coşkun Bel’in anlatımıyla hilafsız kavrıyorsunuz. Allah sağlık versin!

Torbayı dolduran kılıfını da hazırlar


Sonunda elektrik faturalarındaki TRT payı kalkıyor. Hani 3-4 lira daha az ödeyeceğiz diye seviniyoruz ya... Torbayı dolduran kılıfını da hazırlamış aslında...

TBMM’ye getirilen torba yasada 18 kanunda değişikliği var. Gündem olan TRT de, ya diğerleri ne?



★★★

Enerji alanında altı yasada birden değişikliğe gidiliyor. Türkiye Elektrik İletim A.Ş. sistem ve arz güvenliğini sağlamak üzere Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na devrediliyor.

Bunun anlamı elektrik üretimi ve dağıtımından sonra elektrik iletiminin de özelleştirilmesi, ulusal elektrik şebekesini oluşturan elektrik hatlarının satışına yasal kılıf giydirilmesi...

★★★

Torba yasanın 16’ncı maddesiyle birlikte Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş. ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne ait bazı limanların işletme haklarının 49 yıllığına özelleştirilerek devredilmesi öngörülüyor. Kime? Sadece o biliyor!

Biz yine de TRT payının kaldırılmasına sevinelim. Giden gitsin, ardından şarkılar söyleyelim... Katar alacağını aldı. Kalanı da Birleşik Arap Emirlikleri’ne zimmetleyelim.