Biri hariç görüşlerini okuduğum tüm ekonomistler söz birliği ettiler: “Akıl tutulması” diyorlar. Bir politikacı, Türkiye gibi döviz bağımlısı bir ülkeyi yönetiyorsa zaten yangına dönmüş fiyat artışlarını (enflasyonu) daha da ateşleyecek adımları katiyen atmaz. Merkez Bankası başkan ve kadro değiştirme oyunları ile TL’nin başına çuval geçirip döviz artışına ancak aklını yitirmişse göz yumabilir.

Acaba?

Belki de tersidir.

Ben ekonomistim iddiası yükselterek “aklına çok güvendiği” için Merkez Bankası kararlarını, başkanlarını, para kurulu üyelerini “dama taşı gibi oynatıp” doların 9 lirayı aşmasını bilerek, isteyerek, hesaplayarak yapıyor olamaz mı?

1 dolar!

10 lira da olabilir.

20 lira da...

Dayanacaktır.

Çünkü “Döviz biter! Damat gider!” sonucunu bizzat kendi yaşadı; manevi acılar içinde kıvranarak öz damadını bizzat kendisi Hazine Bakanlığı’ndan attı.

Dövizi bitirmişti.

128 milyar dolar nerede?

Damat gönderildi.

Unutmuş olamaz.

Çünkü “Döviziz Türkiye” Erdoğan’ın 20 yılda yaptırdığı israf abidesi saraylarını, Hazine’den döviz garantili hava alanlarını, dolar garantili hastanelerini, Euro garantili tüp geçitlerini, dünyanın en pahalı köprülerini, cemaatsiz ama minberine asansörle çıkılan büyük camilerini, devlet kaynakları, torpil, kayırma ile beslenen ve amaçları Cumhuriyet’i dinci yapıya dönüştürmek olan TÜGVA, TÜRGEV, İLİM YAYMA, ENSAR türü vakıflarını taşıyamaz.

★★★

Dövizli Türkiye varsa!
Başkan Erdoğan var.

İsrafları da...

Vakıfları da...

Dövizsiz kalmış Türkiye’de Erdoğan’ı taşıyamaz. Dövizin artmasına; enflasyonun alevlenmesine, halkın “yandım Allah...” diye bağırmaya başlamasına, vatandaşın konteynerlerden evine rızk toplayıp götürmesine, semt pazarı artıklarını gözetir duruma gelmesine, evinin kirasını, suyunun, elektriğinin, doğalgazının faturasını ödeyemez duruma gelmesine, vatandaşın yüzde 25’inin açlık sınırında, yüzde 50’sinin de yoksulluk sınırında yaşar hale gelmesine katlanabilir. Ama asla “Dövizsiz Türkiye’ye...” göz yumamaz.

Döviz bitti.

Damat gitti.

Kendi de gider.

Bunu biliyor.

1 doların 9 lirayı da geride bırakıp 10 liraya doğru yol almasına bilerek, isteyerek, aklı başında, izanı, dikkat ve idraki yerinde olduğu için yol veriyor, verdiriyor olabilir. Dolar arttıkça çok ucuza da gelse ve hatta zararına da olsa Türkiye’nin ihracatı artıyor. Türkiye’ye dış borçsuz ya da sıcak parasız döviz giriyor. Evet ithalat ihracattan daha fazla artıyor ama ihracatın artış hızı ithalatın artış hızından fazla olduğu için “Dövizsiz kalmış Türkiye tehlikesi” ötelenmiş, ortadan kalkmış oluyor.

★★★

Bugün benzin, motorine, LPG’ye büyük zamlar geldi. Yarın doğalgaza, elektriğe de zamlar gelecek. Zam zamları doğuruyor; iğneden ipliğe her şeyin fiyatı yeniden kaçınılmaz olarak artacak. Gelirler giderleri zaten karşılayamıyordu; ücret artışları, maaş yükselmeleri, çiftçinin kazancı fiyat artışlarının gerisindeydi; bu yüzden “kemerler” daha da sıkılacak.

Oyları azalmıştı.

Daha da azalacak.

Görmüyor olamaz.

Ama çaresi yok.

Siyasetçi olarak ölmektense yaralı ayakta kalmak yolunu seçti. Son 12 aylık ihracat 212.2 milyar doları buldu. Evet ithalat da arttı ve son 12 ayda 256.6 milyar dolara ulaştı. Kilo başına daha ucuza sattığımız için miktar olarak daha çok ihracat yapabiliyoruz. İthalata ise zaten kilo başına daha pahalı ödüyoruz. Buna “dış ticarette bile bile ütülme” diyorlar. İhracatın yarattığı katma değerin yüzde 85’inin emek (faizin payı yüzde 3, kiranın payı yüzde 2, amortismanın payı yüzde 6, kârın payı da yüzde 4) olduğunu herkes biliyor. Çin bizden daha pahalı emek ülkesi haline geldi.

Ucuzcu Türkiye!

İhracatını artıyor.

Tayyip Erdoğan, ayakta kalabilme modelinin mantığını; “ülkeyi dövizsiz bırakmamak ve eğer siyasi ömrü yeterse cari açığı kapatarak enflasyonu indirmek” üzerine kurmuş olmalı. Ekonomik krizi derinleştirdiği için seçime gidip sandığa gömülmek yerine yaralar almış olarak ayakta kalmayı ve krizin yükünü fiyat artışları yangında geliri giderine yetmeyen halka bindirmeyi seçti. “Döviz yeniden çoğalır. Damat yine geri gelir” hayallerini kuruyor olmalı. Merkez Bankası’nda başkan ve kadro değiştirme oyunları ile TL’nin başına giydirilen çuvalın etiketinde; “Hayalin yoksa! Sen de yoksun!” diye yazıyor olmalı.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



TALİBAN da dolar istedi!


Ankara’ya gelen Taliban heyeti Dışişleri Bakanı ile görüştü. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Taliban Heyeti’ne “kadınların iş hayatına katılmasını, kızların okutulmasını önerdiği” basına yazdırıldı. Fakat Taliban’ın akıl istemeye değil para istemeye geldiği anlaşıldı. Taliban heyeti Türkiye’den dolar mı istedi, TL mi? Bu ayrıntı haberlerde yazılmadı. Ancak Türkiye Afganistan’a para yardımı yapıp bunun karşılığında ihtiyacı olan malları Türkiye’den alması şartını da getirse bile sonuç değişmez. Türkiye Taliban’a dolar vermiş olur. Çünkü Türk mallarının üretiminde kullanılan ithal ara malı ya da ham madde oranı yüzde 70’e kadar çıkıyor. İthal malları Türkiye dolarla alıyor.