Ekonomi yanıyor! Bu yangının sönmesi lâzım! Fakat sönmez!

Önce zihniyetin değişmesi, bilimsel kuralların uygulanması gerekiyor.

“Ekonominin kitabını yazdık, yazmaya da devam ediyoruz” diyorlar ama yazılan kitap yanlış olmalı ki, ülkede doğru giden bir şey yok! Hemen her iş ters gidiyor!

Bir zamanlar faizi haram görmüyorlardı. Şimdi “faiz haram” diyorlar. Fakat ne gariptir ki, devletin tüm işleri faizle yürütülüyor.

Faiz haramsa neden sıfıra indirmiyorsunuz, öyle değil mi?

★★★

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan:

“Ben faizi savunanlarla olamam, olmam. Bu görevde olduğum sürece, kusura bakmayın, faizle mücadelemi sürdüreceğim” diyor ve ekliyor:

“Şunu bilmemiz lâzım; Bu konuda ‘NAS’ ortada... ‘NAS’ ortada olduğuna göre sana bana ne oluyor? Oraya buradan bakacağız, ona göre adımımızı atacağız!”

‘NAS’ hükmün kaynağının Kuran ve sünnet olduğunu belirtmek için kullanılan bir fıkıh terimidir.

Fıkıh, İslâm Hukuku anlamına gelir ve bireylerin ne yapmaları gerektiğini bildirir. Fetva çalışmalarına da fıkıh adı verilir.

★★★

“Faiz” sözcüğü Kuran’da  üç-dört farklı suredeki ayetlerde “Olumsuz ve haram” anlamında geçiyor.

Bunlar 1400 yıl önceydi... O tarihte ne banka vardı, ne de bugünkü gibi gelişmiş bir ekonomi...

İlkel bir hayat yaşanıyordu ve bazı ahlâksız tefeciler, zor duruma düşen insanları insafsız bir “Tefeci faizi” uygulamasıyla perişan ediyor, hayatlarını karartıyordu.

Kuran’ın günah diyerek haram ettiği “tefecilik ve tefeci faizi”dir.

★★★

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, 2006 yılında Başbakan iken “Endonezya’nın Bali Adası’nda yapılan “D-8 Platformu” zirvesinde, 8 İslam ülkesinin liderleri önünde faiz konusunda şöyle konuşmuştu:

“Gelin faizi yeniden tanımlayalım... İslâmî faiz meselesiyle kendimizi sınırlamayalım. Uluslararası kurallara göre oynayalım. Dolaysıyla faizin niteliğinin ne olacağına bakalım. Faizi yeniden tanımlayıp İslâm dünyasının kendi finans meselesi diye kendimizi sınırlamayalım.”

★★★

Erdoğan’ın o günkü söylemleriyle bugünkü görüşleri arasında dağlar kadar fark var.

15 yıl önce söylediği gibi “Uluslararası kurallara göre” oynasaydık doğru yolda ilerler, bugünkü ağır sıkıntıları çekmezdik.

Şimdi Erdoğan “Faizi savunanlarla birlikte yürümeyiz” deyince güya bağımsız (!) olan Merkez Bankası fitili ateşledi ve...

Türk Lirası tarihinin en değersiz seviyesine indi.

Atılan adımların ekonomi bilimine aykırı olduğu kesindir. Merkez Bankası bile bile piyasayı ateşe verdi.

★★★

Ekonomideki yangını söndürmek için bilimin yolundan şaşmamalı ve “Başkanlık Sistemi”nde ısrar etmeyip en kısa zamanda “Parlamenter Sisteme” dönmeliyiz.

Aksi halde ulus olarak daha çook sıkıntılar çekecek, çok acılar yaşayacağız.

Allah vatandaşın yardımcısı olsun!

Aslanlı gazeteciyi kaybettik


Harika bir insanı, Güngör Denizaşan’ı dün toprağa verdik. 88 yaşındaydı.

1967 yılından 2019 yılına kadar Gazette 13’ü tek başına 507 sayı çıkartarak bu alanda rekor kıran bir gazeteciydi.

Sevdiğim bir meslektaşımdı. Kendi başarılarıyla övünmez, sanatçı kızı Arın’ın başarılarıyla gurur duyar, mutlu olurdu.

2006 Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü sahibiydi.

Eski yıllarda, 45 günlük bir yavru aslanı almış 9 aylık olana kadar beslemişti. Yavru aslanı bir gün, devrin Başbakanı Turgut Özal’ın kucağına verip çektiği fotoğrafı Gazette-13’te yayınlayarak olay yaratmıştı. Bu nedenle ona “Aslanlı gazeteci” diyenler de vardı.

Mekânı cennet olsun.

GÜNÜN SÖZÜ

Konuşmak ile yapmak arasındaki yol çok uzundur!