Yazıya “Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözü ile başlamak istiyorum.

Evet, ne mutlu...

“Andımız”daki o söz bir ırkı değil, bir ulusu ifade eder ve ulusumuzla iftihar ettiğimizi gururla haykırır!

“Türk” adını ırkçılık olarak kabul edenler maalesef iyi niyetli kişiler değildir!

Ülkemizde “Türk” sözünü ve “Atatürk” adını duyunca tüyleri diken diken olanların ve her yanlarını kaşıntı saranların bulunması üzücüdür.

★★★

Danıştay Daireler Kurulu’nun, Andımızın okullarda okunmasını yasaklayan acayip kararıyla başlayan tartışmalar sanırım kolay kolay bitmeyecek!

Bu konuda MHP lideri Devlet Bahçeli’nin sert tepkisine hak vermemek mümkün değil. Bahçeli:

“Danıştay skandal bir karara imza atmış, milli gerçeklerle çatışmıştır. Öğrenci andı kararı, pimi çekilmiş bir bombadır!” diyor ve ekliyor:

“Danıştay bu yanlıştan dönmelidir! Yaklaşık iki yıldır bekletilen bu davanın bir anda karara bağlanarak servis edilmesi maksatlıdır, marazidir, melun bir hevesin ve hedefin işaretidir.”

MHP lideri öfkelenmekte haklı ama adres yanlış! Bu sözleri Danıştay’dan ziyade, ortağı olduğu Saray’a söylemeliydi...

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu “Andımızı Cumhur İttifakı (AKP+MHP) kaldırdı. MHP lideri bunu Saray’daki ortağına sormalı!” diyor. Haksız mı?

Danıştay, Bahçeli’nin isteği doğrultusunda yanlıştan döner mi? Bence dönmez!

Ülkede hemen her karar Beştepe’deki Saray’da alınıyor ve Saray ne derse o oluyor!

★★★

Ne diyor Andımız?

“Türk’üm, doğruyum, çalışkanım,

İlkem küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak,

Yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir.

Ey Büyük Atatürk!

Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Ne mutlu Türk’üm diyene!

★★★

Anayasa hukukçuları, Danıştay’ın hem Anayasa’ya, hem tarihe, hem de millî kimliğimize karşı suç işlediği görüşünde!

Danıştay Daireler Kurulu, 8’inci Daire’nin “Öğrenci Andı”nı kaldıran Milli Eğitim Bakanlığı yönetmeliğini iptal eden kararını bozarken aldığı kararın ülkeye ne kadar zarar vereceğini hesap etmesi gerekirdi!

★★★

Andımız kimliğimizdir. Kimliğimizi koruyamazsak biz ne oluruz?

Devlet Bahçeli, Andımız’ın kaldırılmasına çok sert tepki göstererek “Biz iktidar olunca bunların alayının hesabını sormazsam namerdim” demişti.

Gerçi iktidar olmadı ama iktidarın etkili bir ortağı oldu. Şimdi Türk olarak bizler, Bahçeli’nin o önemli sözünü tutmasını bekliyoruz. Dileriz unutmaz!

Binlerce yıldır Türk vardır ve sonsuza kadar var olacaktır!

Koronaya gazeteci kurban!


Bir meslektaşımızı daha koronaya kurban verdik.

Hürriyet Gazetesi’nin eski Genel Yayın Müdürü Seçkin Türesay, nereden kaptığı anlaşılmayan hain virüsle yaptığı mücadeleyi kaybetti.

Seçkin Türesay ile birlikte koronavirüse yakalanan kızı Seçil Hanım ise hastalığı yenmeyi başardı.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin 10 yıl başkan yardımcılığını yapan Seçkin Türesay, birinci aşıyı olmuştu... İkinci aşıyı olmasına birkaç gün kala virüse yakalandı ve bir aya yakın yoğun bakımda tedavi edildi ama tüm çabalar sonuç vermedi!

Böylece tek aşının koronavirüse karşı hiçbir etkisi olmadığı anlaşıldı.

Ülkemizde birinci aşıyı olup, ikinci aşıyı olamayan çok sayıda yurttaş var. Aşı yetmediği için onlara “Bugün git, yarın gel” deniliyor!

Koronanın kurbanı olan değerli meslektaşımız Seçkin Türesay 78 yaşındaydı. Allah gani gani rahmet eylesin.

GÜNÜN SÖZÜ


Dünyada hiçbir ülkede kasaba politikaları ile devlet idare edilemez!