-Anılar ölümsüzdür.-

Sivas Lisesi son sınıf öğrencisi ve yatılı bölümü de kapsayan görevli öğrenci temsilcisi olarak devingen günler yaşamıştık. Spor, kültür, sanat, duvar gazetesi ve kütüphane etkinlikleriyle oldukça canlı çalışmalarla zamanı değerlendiriyorduk. Tüm bu coşkulu durumları Müdürümüz Adnan ÇAKMAKÇIOĞLU’nun ilgisi ve gözetimiyle yürütüyorduk. “Adnan Ardağı” adıyla şiirler yayımlayan müdürümüz futbol, basketbol, voleybol oynuyor, piyano çalıyor, operet yazıyor, astronomi ve matematik derslerine giriyordu. Güler yüzlü, anlayışlı, içtenlikli bir insandı. Şimdi düşünüyorum da ben bugüne değin onun kadar çok yönlü, onun kadar alçakgönüllü, onun kadar sevilen insan pek görmedim.

Ağabeyimiz, arkadaşımızmış gibi başımızda, aramızdaydı. Hiç sert tutumunu, asık yüzünü görmedim. Liseyi bitirdiğimde beni çağırdı, hemen gittim. “Yekta nüfusta soyadın Özden olarak görülmüyor. ‘Kadıoğlu mahdumun’ yazıyor sana böyle diploma veremeyiz, düzelt gel” dedi. Sivas’tan Niksar’a gittim. Nüfus Müdürü Alim Zarakolu amca, kâtibesi Suphiye Hanımı çağırarak kaydımda gerekli işlemi yaptırdı. Sivas’a dönüp diplomamı aldım.1951 yılının sonbaharıydı.

Yıllar sonra Adnan Beyi Ankara’da Gazi Eğitim Enstitüsü öğretmenlerinden biri olarak gördüm. Kavaklıdere’deki evlerinin adresini alarak Sivas Lisesi’ni bitiren kız ve erkek arkadaşlardan gelebilenlerle evlerinde ziyaret ettik. Çok mutlu oldu. Eşi kimya öğretmenimiz Şükriye Hanımla çocukları eşi ve Can büyüklerine yaraşır durumlarıyla birlikteydiler.

İnsanlık niteliklerinin üstünlüğü, kişiliğini seçkin kılıyordu. Yetenekleri ve davranışlarıyla güven ve saygı topluyordu. 27 Mayıs 1922 doğumlu Adnan Bey hep genç canlılığı ve düşünce pırıltısıyla güçlü bir insandı. Mimar Sinan Üniversitesi’nin bana fahrî doktora vermesinin töreninde Edebiyat Öğretmenim Bedriye Hanımla birlikte yanımdalardı. Rahatsızlanıp İstanbul Üniversitesi Hastanesi’ne yattığında Rektör Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu’yla birlikte ziyaret ederek görüşmüştüm. Mutlu olmuştu. Yitimine çok üzüldüm. Kızkardeşi Keriman liseden arkadaşım olduğu için zaman zaman arayarak O’nun anısıyla buluşmuş oluyoruz. Kızı eşi (şimdi İngiltere’de) oğlu Can İstanbul’da yaşıyor.

Dâvetiyesinde “İzleyicilerin küçük çocukları için alt katta bakıcıların görevlendirildiği özel oda vardır” yazılan çağrıyı hiç unutamam. Her şeyin bu kadar ince düşüncelerle hazırlandığı temsilde ben Deli Dumrul rolündeydim. Programda batı müziği ve klâsik Türk Müziği ile halk müziği bölümleri de vardı.

Bir kişiyi anmak kolay, anlamak ve tanımak güçtür. Adnan Beyin özellikleri övgüye yaraşır kişiliğinin seçkin nitelikleriyle; tam bir Cumhuriyet çocuğu, tam bir Cumhuriyetçi, tam bir Atatürkçü, özetle tam bir yurttaş idi. Örnek bir aile babası, örnek bir eğitimci ve sanatçıydı.