2003... Dönemin tarım bakanı Sami Güçlü köylülere hitaben, “İnsanoğlunun gözünü kara toprak doyurur” deyince, köylü bu sözlere çok kırıldı. Dönemin Başbakanı Erdoğan çıktı, “İfadesinde bazı yanlışlar olabilir, ben bu ifadelerden dolayı bakanım adına özür dilerim” dedi.

2011... Başbakan Erdoğan, Dersim olaylarıyla ilgili konuşuyordu. “Eğer devlet adına özür dilemek gerekiyorsa ve böyle bir litaratür varsa ben özür dilerim ve diliyorum” dedi.

2016... Hain FETÖ, darbe girişimi yapmış yüzlerce vatandaşımız şehit düşmüş, binlercesi vatanı korurken gazi olmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Din Şurası’nda konuştu: “Bu hain örgütün gerçek yüzünü çok daha önceden ortaya dökememiş olmanın üzüntüsü içerisindeyim. Rabbim de milletim de bizi affetsin...”

2015... Hava sahamızı ihlal eden Rus savaş uçağı düşürüldü. Putin, “Türkiye’den özür bekliyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan yanıt verdi: “Eğer birisinin özür dilemesi gerekiyorsa, bu biz değiliz. Hava sahamızı ihlal edenler özür dilemeli...” Ekonomi ve turizm sektörü fena etkilendi. 2016... Kremlin, “Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya’ya mektup yazdı. Mektupta Rus jetini kasten düşürmeyi asla arzulamadık diyerek Rusça, ‘izvintiye’ yani ‘af dilerim’ ifadesi kullandı” dedi.

2017... İstanbul’da şehir zirvesinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cümlesinde ‘özür’ lafı yoktu ama özeleştirisi özür gibiydi: “Biz bu şehrin kıymetini bilemedik. Biz bu şehre ihanet ettik. Hala da ediyoruz. Ben de bundan sorumluyum!”

2020... Geçen Ramazan Bayramıydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Koronavirüs salgınıyla ilgili olarak alınan tedbirlerle sizlere bazı sıkıntılar veriyor olabiliriz. Aynı durumu ben ve ailem de yaşıyoruz. Sizi sıkıntıya düşürüyor isek özür diliyorum” dedi.

2014... Soma katliamı yaşanmış 301 madencimiz toprak altında pisi pisine yaşamlarını yitirmişti. Soma kan ağlıyordu. Başbakan Erdoğan’ın müşavirlerinden Yusuf Yerkel, hükümeti protesto eden bir madenci polis tarafından gözaltına alınırken onu tekmeledi. Ortalık ayağa kalktı. Yerkel, yerle yeksan oldu... Olaydan tam dört yıl sonra, o madenciye tekme attığı için çok üzgün olduğunu belirterek özür diledi.

2020... Giresun ve çevresinde sel felaketi yaşanmıştı. Bakanlar bölgeye gelmişti. İçişleri bakanı Süleyman Soylu olay yerine konvoyu ile birlikte giderken trafik diğer yurttaşlara kapatıldı. Bu sosyal medyada, “Ülkenin geldiği hale bak” şeklinde tepki çekince, Soylu, “Verdiğim rahatsızlık için özür dilerim” dedi.

2020... Sağlık bakanı Fahrettin Koca 30 kişi ile sınırlandırılan cenaze töreni kararına kendisi uymadı. Cumhurbaşkanı ve diğer bakanlarla birlikte lebalep cenaze törenine katıldı. Tepkiler üzerine, “Sosyal mesafenin ortadan kalkacağını öngörmem gerekiyor muydu? Benim kusurum. Vatandaşlarımızdan bu görüntü için özür diliyorum” dedi.

2021... Çiftçi sıfırı tüketmişti. Tarım bakanı Bekir Pakdemirli Şırnak’ta konuştu, “eksik yaptıklarımız vardır bugüne kadar. Eksik yaptıklarımız için şimdiden özür diliyorum” dedi.

2021... Günler öncesinden, “Yüzyüze eğitim başlayacak” denildi. O gün geldi ama,  yüzyüze eğitim ertelendi! Bu şaşkınlık ve karmaşa üzerine eğitim bakanı Ziya Selçuk, “Yaşanan erteleme için tüm vatandaşlarımızdan özür dilerim” dedi.

Ve dün... Kongreler için salonların lebalep doldurulmasıyla övünen Erdoğan, AKP teşkilatı ile videokonferans usulü bayramlamlaşarak çok doğru bir şey yaptı. Geçen Ramazan Bayramı’nda yurttaşlardan ‘özür dilemişti’ bu kez ise ‘helallik’ isteyerek, “Kısıtlamalardan etkilenen esnaflarımızın bir kısmı ile turizm sektörümüze de bu zor dönemde ayakta kalabilmeleri için her türlü desteği vermenin gayreti içindeyiz. Buna rağmen sıkıntıya düşen insanlarımız, esnafımız, çalışanımız olduysa hepsinden helallik istiyoruz” dedi.

Yapılıyor yapılıyor, özür dileniyordu... 2003’te ‘özür’le başlamışlardı 2021’de ‘helallik’ istiyorlar bizden!

Kaç kişi ekonomik yalnızlığa dayanamayıp canına kıydı, kaç milyon kişi işinden oldu, kaç milyon kişi bunca zaman kirasını ödeyemeyip ev sahibiyle papaz oldu, kaç milyon kişi kredisini ödeyemediği için icraya verildi, kaç milyon çocuk kapat-aç yüzünden bir yıldır eğitimsiz kaldı, kaç milyon emekli koronavirüsü sadece onlar yayıyormuş gibi hapsoldu, kaç insanımız zamanında aşı bulunamadığı için şimdi toprak altında, kaç kişinin annesi, babası, kardeşi, oğlu, kızı gitti de ciğeri yanıyor, kaç doktorumuz, kaç sağlıkçımızı, kaç öğretmenimizi yitirdik, kaç işyeri kapandı, kaç evde işsizlik ve parasızlık yüzünden dirlik düzen yıkıldı, kaç bin insan bu dönemde boşanma aşamasına geldi, kaç yılda atlatacağız bu ağır travmayı? Kimse bilmiyor...

Bunca zamandır yüreğinde o kadar çok özür gerektiren şey biriktirdi ki bu millet... Rabbim beni bağışlasın; 5 müteahhide yeni iş kapısı Ankara’dan İstanbul’a otoyol, üstüne Boğaz’a da dördüncü köprü olur...

O vakit soralım, haklarınızı helal ediyor musunuz...