1896’da askeri idadiye girdiğinde 15 yaşındaydı. Harp okulu, harp akademisi derken 31 Mart Vakası, Arnavutluk İsyanı, Trablusgarp Savaşı, İkinci Balkan Savaşı, Çanakkale Savaşı, Doğu Kafkas cephesi, Suriye cephesi, Filistin cephesi, Sakarya Savaşı, Büyük Taaruz... Bir savaştan diğerine koşmalar, ölümden dönüşler, yaralanmalar, hastalıklar 27 koca sene. Bitti mi? Savaşların en zorlusu başladı. Göğüs göğüse çarpışmalar bu kez içerdeki zihniyetle. Amaç? Hasta adamdan, kendi kendini yöneten ulus yaratmak. Etti mi sana 15 sene daha...

Çoğu sevdiklerinden uzak, yetersiz beslenme, keyiften değil sıkıntılardan biri bitmeden diğeri yakılan çokça sigara, uykusuzluk, barut kokusu, rutubet, çöl sıcağı, yağmur, çamur, kar, fırtına. Silahlı ve silahsız akla gelebilecek her türlü savaşla geçen 42 sene. Sonra, tıpkı cömertçe ömrünü verdiği gibi malı mülkü ne varsa yine millete bırakıp 57 yaşında göçüp gitti Mustafa Kemal Atatürk.

1938 yılının başlarında çekilmiş fotoğraflarına bakın lütfen. 50’li yaşlarda değil de sanki 80... Asırlara sığacak şeyler kazandırdı kısacık ömründe. Hayatta tek tercihi vardı: Türk milleti.

İnsanlık için çok önemli bir kavram tercih... Atatürk’ün tercihi olmasaydı, bugün bu vatan toprakları üzerinde kaç yabancı bayrak dalgalanırdı? Fatih’in tercihi olmasaydı İstanbul İstanbul olur muydu? Mesele, kimden yana kullandığındır tercihini... Bizden, çocuklarımızdan, hatta torunlarımızdan yana mı...

Peki, tercihler yanılmaz mı?

2021 yılı yatırım programında tercihler tek tek sıralanmış. Biri, Marmaris’te yapılan devlet yazlık sarayı. 640.5 milyon lira ayrılmış. Diğeri Bitlis Ahlat’ta yapılan devlet kışlık sarayı. Ona da 99 milyon lira tahsis edilmiş.

Çiftçi zorda, plansızlık cabası. Ekip biçmiyor, ekse para etmiyor. Köşeyi dönenler başkaları hep, Böyle olunca yönetenlere koşuyor bir çare diye. Yönetenin elbette bir tercihi oluyor... Rusya’dan Yunanistan’dan buğday, İngitere’den arpa, Japonya’dan ayçiçeği, Kanada’dan nohut, Şili’den elma, İspanya’dan fasulye, Avustralya’dan havuç, Mısır’dan marul ithal edip oraların çiftçisini güldürmek!

Pandemi cephesinin ön safındalar başından beri. Doktoru, hemşiresi, hasta bakıcısı, ambulans şoförü. Koronavirüse kurban gidenlerin sayısını unuttuk. Herkes alkışlıyor da, kimse işin maddi kısmına bakmıyor. Yöneticilerimiz, ‘tavandan performans ödemesi’ yapacağız dedi.  Temiz kalpli halkımız, ‘çift maaş olur kesin’ diye umut etti. Ama, tercih başka oldu. Mesela Cerrahpaşa’da yoğun bakım hemşiresi tavandan aldı ödemeyi, 20 lira!

Millet bırak SGK’ya borcunu ödemeyi dükkanını bile açamıyor. Durum bu olunca vatandaşa bir tercih hakkı tanıdı yöneticiler. Dediler ki, gel hesaplı bir şekilde borcunu yapılandır. Kuyruğa girdi hanımın altınını bozduran. Peki SGK’yı yönetenlerin tercihi ne oldu? Yapılandırma için reklam kampanyası düzenleyip 4 milyon 500 bin lira harcamak!

2021 yılı için emeklilerin maaşlarına yüzde 8.36 zam yapıldı. 2000 bin lira alanın maaşı örneğin 2136 lira oldu! Emeklinin tek tercihi vardı: Yetinmek! Yönetenlerimiz tercihi ise, meclisten torba yasa içinde geçti. Aynen şöyleydi:

Cumhurbaşkanı yardımcıları (yenileri-eskileri) ve bakanlar, bu görevde bulunmuş olanlar ile bunların eşleri, anne ve babaları ile bakmakla yükümlü oldukları çocuklarının ve ölenlerden sosyal güvencesi olmayan dul ve yetimlerinin sağlık giderleri Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin tabi oldukları hükümler çerçevesinde karşılanır. Cumhurbaşkanı yardımcılarının masrafları Cumhurbaşkanlığı bütçesinden, bakanların ki kendi bakanlık bütçelerinden ödenir... Yani, bu görevde bulunanlara ve aile fertlerine ömür boyu millet bakacak!

Volkswagen ülkemize fabrika kuracağını açıklayınca sevinmiştik. Ancak sözünde durmadı, siyaset falan deyip kıvırdı Almanlar. Sayın yöneticilerimiz sinirlendi haklı olarak. Tepki göstermeliydik. Kamu kurumlarına yazı gitti. Tercih belli olmuştu: Alman malı Passat ve Audi’leri değiştirin. Başka model alın.

AKP’li vekiller bu aralar ev, araba ve cep telefonu ile vuruyor... Kayserililerin tercih edip meclise gönderdiği vekil Hülya Nergis de aynısını yapmış. Ulaştığımız düzeyi anlayabilmemiz için Kayseri’den örnek vererek, “Standart çok yükseldi. Artık ev sahibi olmak, araba sahibi olmak hiç zor değil” diyor.

Liste uzayıp gidiyor. Yönetenlerimizin ve seçip hakkımızı korumaları için meclise gönderdiğimiz vekillerimizin tercihleri bu yönde.

En doğruyu görüp bilen vatandaşın da bir tercihi olacaktır elbette. Çünkü, tercih gelecektir...