Dünyanın, arz yanlı, enerji ve gıda kaynaklı yükselişine karşı mücadele ettiği enflasyon, Türkiye’de çok daha büyük bir soruna dönüştü. Benzer ülkelere bakıldığında ortalama enflasyonları yüzde 10’u geçmezken, yüzde 73.50 enflasyon oranıyla Türkiye dünyada ilk 10’a girdi. Ekonomistlere göre bu durum Türkiye’deki enflasyonun sadece arz yanlı olmamasından kaynaklanıyor ve Merkez Bankası enflasyonla mücadelede yetersiz kalıyor.

BİZE ÖZGÜ NEDENLER

Türkiye’de döviz kurundan enflasyona geçiş etkisi üzerine yapılan çalışmalara göre enflasyonun dörtte üçü bize özgü faktörlerden kaynaklanıyor. Enflasyonun bileşenlerini inceleyen Merkez Bankası’nın eski başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, nisanda yüzde 70’e dayanan enflasyonun 20 puanının dış fiyatlardan 50 puanın ise bize özgü faktörlerden kaynaklandığını açıkladı.



FİYATLARA GEÇİŞİ HIZLANDI

Mayıs ayında da benzer bir tablonun ortaya çıktığını kaydeden Kara’nın enflasyon dinamiklerindeki değişimi ve döviz kurundan yurt içi fiyatlara geçişi mercek
altına alan çalışmasına göre son yıllarda döviz kurunun enflasyon üzerindeki toplam etkisi artıyor ve kur fiyatlara daha hızlı geçiş yapıyor. Hakan Kara’nın TÜİK ve TCMB rakamları ile kişisel verilerine dayanarak yaptığı hesaba göre yaşanan hayat pahalılığının yüzde 71.5’i tamamen yerli ve milli, sadece yüzde 28.5’i dış kaynaklı faktörlerden kaynaklanıyor.

[caption id="attachment_7175537" align="alignnone" width="1200"] Prof. Dr. Hakan Kara[/caption]

Enflasyonu tırmandıran ilk hareket faiz indirimleri ile başladı


2021’i yüzde 36 enflasyon oranıyla tamamlamıştık, oysa 2022’nin ilk 5 ayında enflasyon yüzde 73.50’ye çıktı. Küresel sorunlar her ülkede etkisini gösteriyor ve ülkeler bunun önüne geçebilmek için adımlar atıyor. Türkiye’de ise enflasyonu tırmandıran ilk hareket geçen yıl eylülde başlayan faiz indirimleri oldu.

Bilkent Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hakan Kara, enflasyonun çift hanelerde kalıcı olduğu 2016 yılı sonrasında döviz kuru hareketlerinin fiyatlara yansıma oranının da yükseldiğini ortaya koydu.