Hakkında 2 yıl 7 ay hapis ve siyasi yasak kararı bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, son olarak İçişleri Bakanlığı tarafından başlatılan terör soruşturması ile ilgili 6’lı Masa’daki siyasi partilerin genel başkan yardımcıları ile birlikte basın toplantısı düzenledi.

Saadet Partisi’nden Bülent Kaya, Gelecek Partisi’nden Prof. Dr. Serap Yazıcı, İYİ Parti’den Bahadır Erdem, CHP’den Muharrem Erkek, Demokrat Parti’den Mustafa Serhan Yücel katıldı.

Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu’nun yurtdışında olması nedeniyle toplantıya katılamadığı öğrenildi. Toplantıya Deva Parti İstanbul İl Başkanı katılarak destek verdi.

"Eğer savcılığa sunulan raporda eski başkan Mevlüt Uysal, İstanbul Valisi ve onların yöneticileri hakkında da işlem talep edilmişse bir lafım yok" diyen İmamoğlu, "Unutmayın, altını tekrar çiziyorum. O raporda sadece İmamoğlu ve onun yöneticileri suçlanırsa gök kubbeyi başınıza yıkarız" ifadesini kullandı.

“DİMDİK GÖREVİMİZİN BAŞINDAYIZ”

İmamoğlu, “Her ne kadar millet iradesinin temsil edildiği bu yere dönük, siyasi saikler ve yargı darbeleri ile müdahaleler olsa da dimdik görevimizin başındayız. Arkamızda 86 milyon insanımızın, 6’lı Masa’nın ve Millet İttifakı’nın  gücünü hissederek yol yürüyoruz” dedi.

“MÜDAHALELER BİR TAKVİM İÇİNDE DEVAM EDİYOR”

İstanbul’un iradesinin aksine, gayrı meşru, gayri ahlaki ve anti-demokratik müdahalelerin, bir takvim ve disiplin içinde devam ettiğini vurgulayan İmamoğlu “Hukun vazgeçilmez bazı evrensel ilkeleri vardır. hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu tüm demokratik ülkelerde, her ne olursa olsun geçerli normlar vardır. Mesela masumiyet karinesi gibi, suçun şahsiliği gibi, tabii hakim ilkesi gibi. Maalesef hukuksuzluk, bu iktidar döneminin normali oldu. Hukuk, siyasi iktidarın baskılarıyla eğilip bükülürse işte bugünkü Türkiye ortaya çıkar. Anayasamızda yazdığı gibi Türkiye bir hukuk devletidir” dedi.

“BİZ SORDUK, MUHATABIMIZ DEĞİLSİZİN YANITI VERİLDİ”

İmamoğlu, bir yıldan fazla bir zamandır, Türkiye Cumhuriyeti’nin İçişleri Bakanı’nın devlet adamlığı kavramıyla bağdaşmayacak iddialar üzerinden, İBB’ye, 86 bin çalışana ve ailelerine, kendisine “terör” ile ilişkili suçlamalarda bulunduğunu hatırlattı.

İmamoğlu ilk olarak  9 Aralık 2021’de TBMM’de İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken İBB’de 557 teröristin çalıştığını iddia ettiğini aktardı.

İmamoğlu “Bakan, 400 gün önce açık bir tespit yapmış ama aradan geçen zamanda terörist olduğunu iddia ettiği kişilere karşı herhangi bir yasal girişimde bulunmamıştır. Biz girişimde bulunmak istedik. Hem İçişleri Bakanlığı’na hem de İstanbul Valiliğine resmi yazı göndererek ‘557 teröristi bizim bilmemiz mümkün değil. Bu isimleri bize verin yasal işlem başlatalım’ dedik. Bize ‘siz bizim muhatabımız değilsiniz’ yanıtı verildi” diye konuştu.

“8 AY YETKİSİNİ KULLANMADI”

Bakanın, İBB’de teröristler olduğunu iddia ettiği 9 Aralık 2021 gününden 31 Temmuz 2022 tarihine kadar tam 8 ay boyunca yetkisini kullanmadığına dikkat çeken İmamoğlu “OHAL kapsamında çıkarılan 667 sayılı KHK’nın 6749 ve 7333 sayılı yasaları, belediyelerdeki sakıncalı personelin işten çıkarılma yetkisini 31 Temmuz 2022’ye kadar İçişleri Bakanı’na veriyor. Yani bakan Soylu, sayı ve örgüt ismi vererek terörist tespiti yapmış ama 8 ay boyunca, terörist diye iddia ettiği kişileri işten çıkartmamıştır. Burada bakan soylu terörist diye iddia ettiği kişileri işten çıkarmayarak görev suçu işlemiş midir? “ diye sordu.

“HER TÜRLÜ BİLGİ YETKİLİLERLE PAYLAŞILDI”

Bir süre sonda da mülkiye müfettişlerinin İBB’de  terörle ilişkili personel soruşturması başlattığını anlatan İmamoğlu “Bu süreçte devletimizin istediği her türlü bilgi ve belge anında yetkili makamlarla paylaşıldı. Bu süreçte de bilgilendirme tek taraflı yürüdü, tarafımıza herhangi bir bilgi sunulmadı” dedi.

“MÜFETTİŞ ANKARA’YA ÇEKİLDİ, YERİNE AK PARTİ ADAYI GELDİ”

Soruşturmanın başka bir önemli bir noktası daha bulunduğunu vurgulayan İmamoğlu şöyle devam etti:

*Mülkiye müfettişleri, İBB’ye geldiğinde 8 kişilik ekibin başında ismini vermeyelim bir başka başmüfettiş vardı. Heyet bir süre incelemeyi bu başmüfettiş başkanlığında yaptı.

*Her nedense, siz nedenlerini iyi biliyorsunuz, yaza doğru bu müfettiş, heyet başkanlığından alındı ve Ankara’ya çekildi.

*Sağlık sebepleri bu konuda sık kullanılan bir gerekçedir bilirsiniz. Görevden alınan başmüffettiş yerine bir dönem AK Parti’den milletvekili adayı olan bir kişi getirildi. Ben İBB başkan adayı olduktan sonra Beylikdüzü belediye başkanlığı dönemimle ilgili 28 ayrı özel soruşturma açtı bu kişi.

*Arif Yıldırım adlı militan AK Partili bir zat-ı muhterem heyet başkanı oldu. Bu kişi, 20 Mayıs 2019’da Beylikdüzü Belediyesi’ne bir işlem ile ilgili soruşturma açtı. Belediye başkanı olarak beni suçlayarak ifademi almak istedi.

*Oysa ki o işlemin tarihi 31 mart 2019 seçimleri sonrasıydı. Beylikdüzü Belediyesi yeni başkanını seçmiş, ben ise mazbatası iptal edilmiş İBB başkanı idim.

*Yani bu kişinin gözü İmamoğlu konusunda bu kadar dönmüştür. Herkes iyi bilsin ki bu kişi adil ve tarafsız bir müfettiş değildir, bunu ispat etmiştir.

“BUNLAR SIRADAN OLAYLAR DEĞİL”

Yargılandığı “ahmak davası”nda “bu davadan ceza çıkmaz” diyen hakimin başka bir kente sürüldüğünü,  terör soruşturmasında müfettiş grubunun liderinin merkeze çekildiğini belirten İmamoğlu “O yüzden, bize dönük saldırıların belirli bir takvim ve disiplin içinde yürüdüğünü söylüyorum. Bunlar sıradan olaylar değil. Bu süreçlere karşı çıkan da ister hakim, ister baş müfettiş olsun, bu insanlarda ortadan yok ediliyor” dedi.

“KENDİNİ AKILLI HERKESİ APTAL SANIYOR”

Soylu’nun geçtiğimiz yıl ortaya attığı iddiaların ardından  26 Kasım 2022 günü  medyanın karşısına çıkarak aralarında İBB’nin de bulunduğu bazı belediyelerle ilgili müfettiş raporundan, bir kısım iddiaları gerçekmiş gibi kamuoyuna sunduğunu hatırlatan İmamoğlu “Bu bakan kendini akıllı herkesi aptal sanıyor. Basın toplantısında ‘CHP’li belediyelerle ilgili 1107 soruşturma açtık ama Ak Parti belediyelerine de 885 soruşturma, ön inceleme başlattık’ dedi. Aklı sıra ne kadar da adaletli olduğunu anlatıyor bize. Kendini akıllı sanan bakanın AK Parti  belediyeleriyle ilgili incelemeleri imar yolsuzluğu, zabıta rüşvet iddiaları, imar planlarındaki ranta yönelik değişimler gibi konular” dedi.



“ADİL BİR BAKANSAN…”

İmamoğlu, terör örgütü üyeliği suçlamalarıyla sadece CHP belediyelerine soruşturma açılmasını eleştirerek şunları kaydetti:

*Üstelik de yasal olarak belediyelerin hiçbir güvenlik soruşturması yapamayacağı bir döneme ilişkin soruşturma açıyorsun…

*Eğer adil bir bakansan, 19 AK Parti ve kayyumun yönettiği büyükşehir belediyelerine de İBB’ye yaptığın personel soruşturmasını yap. Eğer adaletli olduğunu iddia ediyorsan Ataşehir, Seyhan gibi CHP belediyelerine gösterdiğin sertliği, yüzlerce AK Partili ve MHP’li ilçe belediyesine göster.

*Bir de çıkmış yüzdeler vererek grafik göstererek ben adil biriyim diyor. Ne adalet, ne hukuk ne ahlak ne vicdan senin ruhunda yer bulmuyor. Yüce Allah, insanı insan yapan bu melekeleri senden almış.

*Sen kalbi de aklı da sadece kötülüğe çalışan bir zatsın. Velhasıl bu toplantıda gördük ki bakan, geçen yıl 557 adet dediği terörist sayısını ülkedeki enflasyon oranında artırmış ve sayıyı 1668’e çıkarmıştı.

*İBB  olarak terörle mücadelenin neresinde olacaksak orada durduğumuz için, yine dosyalarda göreceğiniz üzere bu 1.668 kişi ile ilgili de bakanlığımıza bilgi sorduk ama yanıt alamadık.

“1 YILDIR BAKANIN ENGELİNE TAKILIYORUZ”

İmamoğlu “1 yıldır İBB’de var olduğu iddia edilen teröristlere ulaşmak ve haklarında yapabileceğimiz yasal işlemleri yapmak için mücadele ediyor ama bakan beyin engeline takılıyoruz. İBB’de olduğu iddia edilen teröristleri birisi saklıyor ve işlem yapmıyor. ama o birisi Ekrem İmamoğlu ya da İBB değil. Bakanlık bize hiç bilgi vermediği gibi bizim verilerimizle bakanlık verileri arasında da ciddi farklar var olduğunu gördük. Elimizdeki bilgileri soruşturma tarihine göre yeniden ele aldık” dedi.

“İBB’DE TAMİL GERİLLASI MI VAR?”

İçişleri Bakanı’nın basın toplantısında iddia ettiği 1.668 teröristi isim isim 8 terör örgütüne böldüğünü hatırlatan İmamoğlu “Daha ne olabilir derken, son olarak da 51 kişiyi diğer terör örgütleri klasmanına soktu. ‘Diğer terör örgütleri’ hangileridir? mesela İBB’de Tamil gerillası mı var?  İrlanda’nın bağımsızlığı için kurulan IRA örgütünden adam mı aldık işe? Böyle aymazlık mı olur? İşte bunlar bu kadar dalga geçilecek kişilerdir” diye konuştu.

MEVLÜT UYSAL VE KAYYUM DÖNEMİ DE DAHİL EDİLMİŞ

İmamoğlu 1 Ocak 2019- 31 Aralık 2021 tarihleri arasını tekrar incelediklerini ifade ederek “Bildiğiniz gibi soruşturma tarihlerindeki 1 Ocak 2019-27 Haziran 2019 arasında biz görevde değildik. Öncesinde eski başkan Mevlüt Uysal ve kayyum döneminde de İstanbul valimiz sayın Ali Yerlikaya görevdeydi. Yani 1 Ocak 2019-18 Nisan 2019 arasındaki sorumluluk sayın Uysal da, 7 Mayıs 2019 -27 Haziran 2019 arasındaki sorumluluk da sayın valimizdeydi. Bu dönemleri de titizlikle inceledik” dedi.

MADDE MADDE YANIT VERDİ

İmamoğlu İçişleri Bakanı’nın iddialarını madde madde cevapladı:

*Bakan diyor ki; ‘güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmadan belediyeye personel aldılar. Biz 27 Haziran 2019 günü mazbatımızı aldık.

*Bakan beyin bilerek istismar ettiği şu; Anayasa Mahkemesi biz göreve geldikten 5 ay sonra, 28 Kasım 2019 tarihinde bir karar aldı. Buna göre; kamu kurumlarında işe alınacak personel için güvenlik soruşturması-arşiv araştırması talebini yasal bulmadı ve kaldırdı. Bu yasak kararı 81 il valiliğine bizzat Soylu tarafından resmi yazıyla iletildi.

ANAYASA MAHKEMESİ YASAKLADI

*Bir örnek vereyim. İBB olarak İstanbul Valiliği’ne kasım 2019’da bünyemize alacağımız bir memurumuz için arşiv araştırması talep etmişiz. VAlilik de 30 Aralık 2019 tarihinde İBB’ye verdiği yanıtta, Anayasa Mahkemesi kararına göre bu evrakı isteyemezsiniz demiş ve yazıyı işlemsiz olarak bize iade etmiş. Anayasa Mahkemesi, 28 Kasım 2019’dan yeni yasa çıkan 18 Nisan 2021’e kadar yani 17 ay boyunca, bakanın’ yapmamışlar’ dediği araştırmanın yapılmasını yasaklamıştı.

*Anayasa Mahkemesi’nin yasak kararı olan 17 ayda İBB’nin iştirak şirketlerine 11 bin 351 kişi işe alındı.

*İBB, İSKİ ve İETT’de de bu dönem alınanları sayarsanız 13 bin civarında personelin işe girdi. bu dönemde arşiv araştırması-güvenlik soruşturması yapılması yasaktı.   Ocak 2021 tarihli yazısı elinizde. Bizzat kendisi bu evrakları istemeyin diye resmi yazı yazdı. Yani ilk iddiası tamamen iftira.

“YASA YOK, GENELGE YAPMAYIN DİYOR”

*Müfettiş raporuna göre kurumlarımıza alınan 25 bin 361 kişiye arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması yapılmış.

*Yani, Anayasa Mahkemesi’nin yasakladığı dönemde işe aldığımız 13 bin civarındaki personele de bu araştırmayı yapmışlar. Ve şimdi bizi o dönemde niye yapmadınız diye savcılığa veriyorlar.

*Yasa yok, genelge yapmayın diyor. Valilik talebimizi reddediyor. Ama bakan yine de yapmalıydınız diyor. Bizim kendi emniyet teşkilatımız mı var bunları yapacak?

“BİZ KUZU DEĞİLİZ”

*Kurt kuzuyu yemek isteyince, kendisi suyun yukarısında olduğu halde “suyumu bulandırdın” dermiş. Ama biz kuzu değiliz, bu ülkede adaletin yerini bulacağı günlerin geleceğine inanıyoruz ve bunun mücadelesini veriyoruz.

*Peki, Anayasa Mahkemesi kararına kadar ve 17 aylık aradan sonra yeni yasa çıkınca İBB, arşiv ve güvenlik araştırmaları konusunda üzerine düşeni yapmış mıdır? Evet yapmıştır.

*Yasak kararı öncesi 5 aylık ve yeni yasa sonrası 8 aylık toplamda 13 ayda işe giren 7 bin 500 kişi için arşiv araştırması ve güvenlik soruşturmasını talep ettik. Bununla da yetinmedik, eski İBB yönetiminin 6 ayda işe aldığı 4 bin 116 çalışandan eksik olduğunu gördüklerimizin de arşiv ve güvenlik soruşturmalarını talep ettik.

*Bu 3 yıl için, toplam 10 bin 277 arşiv araştırması talebimizin 9 bin 617’sine cevap aldık. 660 kişinin arşiv araştırması için 1 yılı aşkın süredir cevap bekliyoruz.

*Hatırlatmak isterim 30 günde cevaplaması gereken, 660 kişiye 1 yıldır yanıt beklerken, müfettiş ise 25 bin 361 kişinin sorgusuna 5-6 ayda ulaşabildi. Demek ki isteyince oluyormuş.

MEVLÜT UYSAL VE KAYYUM DÖNEMİNE İŞARET ETTİ

*Eski başkan Mevlüt Uysal ve sayın vali Ali Yerlikaya’nın sorumlu olduğu dönemde işe alınan 4 bin 116 kişiden 1800’ü için güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması istenmemiş. Üstelik Anayasa Mahkemesi kararı yokken. Şimdi Uysal ve İstanbul Valisi de bizim gibi hileci mi oluyor?

*Bakan diyor ki; ‘işe alınacak personelin adli sicil kaydı alınırken, kamu seçeneği seçilmeliydi. Ama büyük çoğunluğu özel sektör seçeneğinden kayıt aldı. böylece işe alımda hülle yöntemi kullandılar.’ Bakan Bey saçmalamış.

*Dediği gibi bir hülle yöntemi kullanılmışsa bizden önceki ilk 6 ayda yani eski başkan Mevlüt Uysal ve sayın İstanbul Valisi döneminde işe alınan 4 bin çalışanın 1400’ünün adli sicil kaydı özel şirket seçeneğinden alınmış olmazdı.

*Siz İstanbul Valisine, partili eski belediye başkanınıza hülleci mi diyorsunuz sayın bakan?

“ÖNCEKİ DÖNEMDE İŞE ALINANLAR DA VAR”

Bakan Bey, belediye ve kuruluşlarında değerlendirme komisyonu olmadığı ya da komisyonu olan kuruluşlarında geç değerlendirme yaptığını iddia ediyor. İBB, İSKİ ve İETT’de değerlendirme komisyonlarımız görevini yapmaktadır.

*Bu zamana kadar çeşitli kayıtlardan 1105 dosya ele alındı. 974 dosyaya işlem yapılma gereği görülmedi, 46 terör ilişiği ve iltisakı içeren kişi işten çıkarıldı. 53 kişi de farklı suç bilgileri ve arşiv araştırmaları nedeniyle iş akitleri fesh edildi. Bu rakamların içinde bizden önceki döneme ait işe girişler de var.

“BOMBALI TÖRER EYLEMİNE KATILANLARI İSTİHDAM ETMİŞSİNİZ”

*Peki, bakan bey sizin partinizin döneminde ne yapılmış? Siz, değil arşiv araştırması adli sicilinde yani basit sabıka kaydında bile silahlı terör örgütü üyeliği, bombalı terör eylemi gibi suçları olanları istihdam etmişsiniz.

*2017’de işe aldığınız A.T,  2018’in temmuzunda işe aldığınız R.A bunlardan birkaçı. 2018 yılı kasım ve aralık ayında işe alınan 3 terör örgütü İBDA-C üyesi sabıkalı personelin iş akitlerini de biz feshettik.

“PANDORANIN KUTUSUNU AÇTI”

İmamoğlu, Soylu’nun yaptığı suçlamaların bir mantığı varsa aynı suçu eski İBB Başkanı AKP’li Mevlüt Uysal ve iki seçim arası dönemde kayyum olan İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın da işlemiş olduğunu dikkat çekti.

İmamoğlu “Bakan girişimleriyle adeta pandoranın kutusunu açtı. 2019 şubat ayında yani Mevlüt Uysal döneminde işe alınan  Y.Y,  yine 2019 ocak ayında 2. kez  işe aldığınız O.Ç nasıl oldu da hassas gözlerinizden kaçtı acaba? Bakın arşiv araştırması demiyorum sabıka kaydında yazıyor diyorum. Ne yazıyor: silahlı terör örgütüne üyelik, silahlı terör örgütü yöneticiliği yazıyor. Bu 2 kişinin de işten çıkışı tarafımızca yapılmıştır” dedi.

6 FETÖ BAĞLANTILI PERSONEL İŞE ALINMIŞ

İmamoğlu, 6 Mayıs 2019’da seçimin iptalinin ardından, 29 Mayıs 2019’da yani İstanbul Valisi Yerlikaya İBB’nin kayyum başkanı iken işe alınan, arşiv araştırması yapılmayan, yeni yönetim döneminde fark edilip arşiv araştırması talep edilen ve FETÖ iltisakı ortaya çıkan 6 personeli işten çıkardıklarına da dikkat çekti.



“GÖKKUBBEYİ BAŞINIZA YIKARIZ”

İçişleri Bakanlığı’nın savcılığa sunduğu raporun kendilerinde olmadığını vurgulayan İmamoğlu şöyle konuştu:

*Ama duyumlarımıza göre bu raporda hakkında işlem yapılması istenen kişiler sadece ben ve 100’den fazla eski- yeni yönetici arkadaşlarım. Size Mevlüt Uysal ve sayın vali dönemindeki eksikleri de anlattım. Yani aynı şeyle suçlanıyoruz.

*Eğer, savcılığa sunulan raporda, dönemin İBB Başkanı Mevlüt Uysal ve İBB yöneticileri, ayrıca İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ve onun yöneticileri hakkında da işlem talep edilmişse bir lafım yok. Bugünün Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu da, o dönemin genel sekreter yardımcısıdır.

*Yani sorumlulardan biridir. Ama, altını çiziyorum o raporda sadece Ekrem İmamoğlu ve onun yöneticileri suçlanıyorsa, gökkubbeyi başınıza yıkarız.

*Herkese eşit muamele yapılmışsa tamam.Aksi takdirde Ak parti milletvekili adayı müfettiş, bu eksikliği yapmışsa bilerek ve isteyerek görevi ihmal suçu işlemiştir. Hesabını çatır çatır bakanıyla beraber öder.

“BAKAN BEY, YAKTIN PARTİLİ ARKADAŞLARINI”

2019 öncesini de incelemeye aldıklarını ifade eden İmamoğlu “Toparlıyoruz, bakacağız sabıka kayıtlarından, arşiv araştırmalarından neler çıkmış da kimselerin kılı kıpırdamamış?  Ne olsa bakan o zamanda aynı bakan değil mi? Bakan bey, yaktın partili arkadaşlarını haberin olsun…” diye konuştu.

ÇATAKLI’NIN FETÖ’CÜ KARDEŞİNE DİKKAT ÇEKTİ

Soylu’nun İBB’de terör örgütlerine katılanların ailelerine iş vererek sahip çıktığı, jest yaptığı yönündeki iddialarına da yanıt veren İmamoğlu şunları söyledi:

*Güvenlikten sorumlu bir bakan terör örgütlerinin promosyonunu reklamını bu kadar aleni yapar mı? Bu suç değil mi? Bakan resmen devlet ağzıyla, terör örgütlerinin üyelerine sahip çıkmasının reklamını yapıyor. Bakanlığın zaten zayıf da, belediyeciliğin hiç yok.

*Belediyeler güvenlik kuruluşları değildir. Terör örgütlerine kim katılmış, onların akrabaları kimdir belediye bilmez, bilemez. Bunu bilmesi gereken kurumlar sizin başında olduğunuz güvenlik kurumlarıdır.

*O yüzden, bilmemizin mümkün olmadığı konularda nasıl oluyor da kendinizi suçlamanız gerekirken, bize çamur atıyorsunuz anlayamıyorum. Bakan bey, terör örgütlerinin yakınlarına jest yaptığımızı iddia ediyor.

*Veya İBB’deki 959 kişinin yakınları terör örgütleriyle iltisaklı iddiasında bulunuyor. Sayın bakan, emniyet ve istihbarat gibi hayati önemdeki güvenlik konularını bağladığınız bakan yardımcınızın kardeşi FETÖ terör örgütü üyesi ve yurt dışında kaçak bir firari. 15 Temmuz 2016’dan beri.

*Kardeşi, yani 1. derece yakını FETÖ firarisi olan bakan yardımcısını, ağustos 2018’de yardımcınız olarak atayınca, siz de bir terör örgütü iltisaklısına jest mi yapmış oluyorsunuz?

*Acaba, güvenliği ve istihbaratı emanet ettiğiniz bakan yardımcınız İsmial Çataklı’nın, firari kardeşi nedeniyle FETÖ iltisaklısı olmasından yola çıkarak, bu kritik göreve tarafınızca getirilmesi, sizin FETÖ terör örgütüne yaptığınız bir jest midir?”

CUMHURBAŞKANINA SESLENDİ: “BAKAN AKP’LİLER İÇİN DE TEHLİKE”

İmamoğlu şunları söyledi:

*Bu bakanın bir milli güvenlik sorunu olduğunu söylemiştim. Şimdi ortaya çıkan tablo devletimizin kıymetli valileri ve AK Partili siyasiler için de ciddi tehlike olduğunu ortaya koydu. Bu kişiyi bu göreve getiren Cumhurbaşkanı’dır.

* Görev ihmalleri zincirinin sorumlusu da doğal olarak odur. Burada sayın cumhurbaşkanı ya ortaya koyduğumuz fotoğrafın yaratacağı kaosa razı gelecek ya da İçişleri Bakanlığı koltuğuna bir cumhurbaşkanı olarak yüzünü kızartmayacak bir isim atayacak. Artık alenen ortaya çıkmıştır ki, Süleyman Soylu olmamıştır. Olmamış bu adam.

*Siyasi körlüğe gerek yok; İçişleri bakanlığı kapasitesi yok. Onlarca kez hem ak partiyi hem iktidarı rezil etti. Üstelik bizim bildiklerimizin eminiz ki, sizin bildiklerinizin yanında esamesi okunmaz.

*Ne yazık ki aklını ve kalbini günaha teslim etmiş, hırsı ve öfkesi tarafından kontrol edilen bu bakan Türkiye Cumhuriyeti’nin çok kıymetli kurumlarını istismar etmektedir. Gerçekten en büyük Türkiye düşmanı bile bu göreve gelse bu asırlık kurumları, yüzbinlerce aileyi böyle düşman bellemezdi.

*Umarım, bir bakanın yarattığı dezenformasyon ve doğmasına sebep olduğu bu kaotik durum, devletimizin aklı selim sorumluluk sahibi yetkilileri tarafından bir an evvel ele alınır. Bir bakanın karanlıklar içindeki ruh haline ne İBB’yi ne valilerimizi, ne de seçilmiş ya da atanmış yöneticilerimizi feda etmeyelim.

*Bu bir hukuk davası değil, siyasi dava. Bu bir mağduriyet davası değil, haysiyet davası. Kimse bizden susmamızı beklemesin. Öyle kolay kolay hakkımızı yedirmeyiz. Öyle kolay kolay mücadeleden vaz geçmeyiz.

“MİNDERDEN KALKMAMAK ÜZERE TUŞ EDECEĞİZ”

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Saraçhane’de 6’lı Masa’daki siyasi partilerin genel başkan yardımcıları ile birlikte hakkında başlatılan terör soruşturması ile ilgili yaptığı basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

“Doğrudan sizi hedef alan bir tezgah olduğunu düşünüyor musunuz?  Asıl hedef sizi buradan almak yerinize kayyum atamak olabilir mi?” sorusunu İmamoğlu şöyle yanıtladı:

*Ekrem İmamoğlu hedeftir. Çünkü Ekrem İmamoğlu onların iktidar anlayışlarının,  beslenme kaynaklarının, rant kaynaklarının, merkezini söküp almıştır.

*Milletiyle, yol arkadaşlarıyla beraber. Kendisinin haberi yoksa partinin başındaki kişinin; söylüyorum: AK Partili yöneticilerimiz dahi vicdanlarıyla hareket edip Ekrem İmamoğlu için çalışmıştır 2019 yerel seçimlerinde.

*25 yıllık iktidarını ellerinden söküp alan ve önümüzdeki 2023 Türkiye Cumhuriyeti iktidarının değişiminin de müjdecisi olan bu başarının, bu zaferin önünü keserek, karalayarak, onu lekeleyerek onun simgesi haline gelmiş bir belediye başkanını yasaklı hale getirerek aslında 2023 seçimlerine mesaj vermek ve o süreci baskı altında elde etme çabasıdır.

*Ama biz buna fırsat vermeyeceğiz. Büyük bir hırsları var. Büyük bir kinleri var. Büyük bir nefretleri var. Bunu kusuyorlar.

*Bu anlamda ne yazık ki dönem dönem, ahlak dışı birtakım uygulamaları, bizi takip etmeleri ama MOBESE'den ama başka şekilde ama başka biçimde her buldukları fırsatları değerlendirerek birtakım hamleler yapmaktadırlar. Ama ben tek bir şeye yaslanıyorum.

*O da milletimizin vicdanı ve yüce yaradan. Bizim sırtımız yere gelmeyecek. Biz bunları bir daha minderden kalkmamak üzere tuş edeceğiz.

KAYYUM YANITI

Kayyum hazırlığı mı var sorusu üzerine de şu yanıtı verdi:

*Her şeyi yapabilirler. Sayın Bakan'ın  ve bu hamleleri yapan anlayışın  bu belediyeye her türlü uygulamayı yapmaya dönük hareketi yapacağını biz biliyoruz.

*Onu bile yapmayı göze almış olduklarını düşünüyorum. Önümüzdeki 3-4-5 ay içerisinde ellerinden geleni ardına koymayacaklarını da biliyoruz. Bizim bu konuda çok tedbirli tabiri caizse çok uyanık çok organize bir biçimde bu organize kötülüğe karşı mücadele etmemiz gerektiğinin de farkındayız. Öncelikli meselemizdir.

*Siyasetin eksenini bu uygulamalarla kaydırmak istiyorlar. Yani iradenin sandıktan geldiği gerçeğini yok etmek istiyorlar. Sandıktan meşruiyetini alan bir iktidar olma yerine başka güçleri kullanarak süreci yönetme ahlakını, prensiplerini yerleştirmek istiyorlar.

*Bu da Türkiye'de aslında rejimin, cumhuriyetin tehdit altında olduğunun altyapısıdır. Buna karşı donanımlıyız, tedbirliyiz.

*Yoğun bir istişare içerisindeyiz. İttifaklarımızla ve toplumsal dinamiklerle yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Evet, daha çok çalışmalıyız. Evet, daha fazla tedbirli olmalıyız. Evet, daha fazla tepkilerimizi, anlamlı bir biçimde büyütmeliyiz” dedi.

“İŞE ALIM PROSEDÜRÜ BELLİ”

İBB’nin işe alımında HDP ile birlikte bir planlama yapılıp yapılmadığı soruldu.

İmamoğlu “Bizim ne HDP'yle ne de diğer siyasi partilerle bu sürecin işletilmesine yönelik ne bir ilişki, ne de bir ortaklık süreci vardır. Zaten mümkün değil. İBB’nin işe alım prensipleri ve prosedürleri bellidir. Terör örgütleriyle iltisaklı ya da sahada görevli insanlar var ise onları tespit edecek kişi ben değilim. Soruyu yanlış kişiye sordunuz. Bir başka platformda aynı soruyu sayın Bakan'a sormanızı size tavsiye ediyorum” yanıtını verdi.

“O BAKAN KİM DESEK AKLINIZA KİM GELİR?”

Ahmak davasında önce Beştepe’de bir toplantı yapıldığı, bir bakanın da katıldığı yönündeki iddialarla ilgili de “Belli duyumlar ya da belli şekilde bazı önemli kişilerin aktardığı bu toplantıyla ilgili detaylar var. Ama tabii ki ben basını mensubu değilim. Konumun gereği bana aktarılan bu bilgiler ve bu detaylar üzerinden yorum yapmam doğru olmaz. Ama genel duyumlarda ben de bir bakan olduğu konusunda bilgiler bana da aktarıldı. Bu konuyla ilgili burada bulunanlara şöyle bir şey sorsak; ‘o bakan kimdi?’ desek, acaba aklınıza kim gelir? Sadece öyle bir cevap vereyim” yorumunda bulundu.

“HUKUKİ İŞLEMLERİ YAPMAKTAN GERİ DURMAYIZ”

Suçlamalarda bulunduğu Mevlüt Uysal ve valinin kayyum olduğu döneme ilişkin suç duyurusunda bulup bulunmadığının sorulması üzerine İmamoğlu “Şu anda savcılıkta bulunan dosya ile ilgili bir detay bilgisine sahip değiliz. Biz zaten ‘var ise’ diye tarifte bulundu. Elbette ki suçun  bize isnat edilen biçimiyle ilgili benzer bir durum başka bir yönde ihmal edilmiş ise bu konuda gerekli hukuki işlemleri yapmaktan geri durmayız” dedi.

“BANA 1000 MİSLİNİ YAŞATIYORLAR”

Cumhurbaşkanı’na Soylu’nun görevden alınması için çağrı yaptınız. Bu sürecin birinci sorumlusu Soylu mu? “ sorusuna İmamoğlu “Bu soru aslında iktidar mensuplarına sorulur. Sorumluluğun Cumhurbaşkanı’nda olduğunu ifade ettim. Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu soruyu cevaplaması ve bu soruna çözüm bulması gerekir. Milletimizin ve devletimizin bekası adına. Bunu söylemekten de imtina etmem. Şimdi bazıları şu sesi çıkarabilir; ‘İBB niçin sayın Cumhurbaşkanı'na ithafen konuştu?’ Tabi ki diyeceğim. Ben kendilerinin 25 yıl önce oturduğu belediyenin makamında oturuyorum. Ve kendisine yapılan hukuksuzlukla görevden alındığı sürecin misli misli  fazlasını yaşıyor. Kendisine yönetimdeyken yapıldığını iddia ettikleri engellemenin 1000 mislini yaşatıyorlar bana. Dolayısıyla ben bunları ifade etmek zorundayım. Avrupa’nın en önemli kentini yönetmek üzere seçilmiş bir kişiye terör soruşturması açarsanız ben kıyameti koparırım. Bu anlamda muhatap kim ise en başından, en aşağıdaki yöneticisine kadar gerekli müdahalenin yapılması hususunda tüm hukuki hakları aramaktan çekinmem” cevabını verdi.

“SARAYIN İRADESİ ANLAMINA GELİR”

Cumhurbaşkanı başdanışmanı Mehmet Uçum’un davada karar çıktıktan sonra kaleme aldığı bir yazıda kararın Yargıtay’da onanacağına ilişkin ifadesi hatırlatıldı.

İmamoğlu, şunları söyledi:

*Her şeyi anlatmış, tek zamanını yazmamış. Sayın Uçum, böyle bir şeyi ifade ettiği an itibariyle bunun aksi söylenmedikçe, bunun aksi bir tutum alınmadıkça ya da bu tutum bir şekilde ayıplanmadıkça bu Sarayın iradesi anlamına gelir. Çok net.

*Bu okumayı yapmak için müneccim olmaya gerek yoktur. Az önce söylediğim tehditleri ve süreçlerin ifadesi aslında tam da bu tarifi yapmaktadır.

*Sayın Danışmanım konuşması ya da köşe yazısı, daha önceki mahkemenin hakiminin sürülmesi ve onun yerine başka bir hakimin atanması.

*Örneğin bir soruşturma müfettişinin merkeze çekilmesi başka bir müfettişin buraya atanması aslında yargı içerisindeki ahlaklı, adaletli ve şahsiyetli insanların da bu süreçte iktidarın esiri olmuş olan insanların arasındaki bir mücadelenin de göstergesidir. HSK'ya seslenmek istiyorum.

*Bu kadar iddia varken, bu kadar konu konuşuluyorken, yargı bu kadar eleştiriliyorken,  Samsun'a sürülen hakimle ilgili bu kadar iddialar varken  niçin hakkında bir soruşturma açıp ifadesine başvurulmuyor?

*Bunun masaya getirildiğini de biliyoruz. Masaya getirilmesine rağmen HSK bu konuyu niye ele alıp soruşturmasını yüce Türkiye Cumhuriyeti yargısı adına yapmıyor.

*Acaba söyleneceklerden ve kayda gireceklerden mi endişe ediyorlar? Tir tir titriyorlar ve korkuyorlar? Çağırsınlar ifadesini alsınlar. Bunların hepsi yüz karası işler,  organize kötülük işleri.

*Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde muhalif tüm belediyeler de tehdit altındadır. İstanbul bunun ana gövdesidir.

*Her türlü, karalamayı yapmaya hazır olduklarını düşünüyorum. Bu konuda tedbiri, dayanışmayı, kol kola olmayı en üst seviyeye taşıma konusunda da kararlı olduğumuzun tekrar altını çizelim.

SİYASİ YASAK SORUSUNA CEVAP: “MASA KURDUK”

“Ekrem İmamoğlu siyasetten yasaklanırsa ne yapacak? 6’lı masa ile parti kurmayları ile bir strateji oluşturdunuz mu?” sorusu da yöneltildi.

İmamoğlu “Tabii ki İstanbul'dan verilen mesajın büyüklüğünü az önce ifade ettim. Siyasi yasaklanma veya görevden alınma meselesinin 2023  seçimlerinin işleyişi, kaderi ve sonrasındaki vereceği duygu noktasında çok önemli bir yer tuttuğunu da anlattım. Bu bakımdan hem partimizin kurmaylarıyla ve 6’lı Masa’nın yöneticileriyle ne yapılması gerekir, hangi stratejiyle hareket edilmesi gerekir, hangi tepkiler ortaya konması gerekir, hangi tedbirler alınması gerekir konusunda masamız vardır. Etkin bir biçimde çalışmaktayız. Ve bunun etkileri bunun karşılığını da çok yakın zamanda siz kıymetli basın mensuplarına ve halkımıza hissettireceğiz” diye konuştu.

KILIÇDAROĞLU’NUN SEÇİM ÇAĞRISINA YANIT: İDDİAMIZI ORTAYA KOYAN BİR VURGU

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul ve Yalova’da seçime gidilmesi için Cumhurbaşkanı’na yaptığı çağrısıyla ilgili de şöyle konuştu:

*Bizim yetkimiz ve seçimimiz 2024 Mart'ına kadar yapılmıştır. Seçimin tekrarı değil zamanında olacaktır.

*2024 seçimlerinde hedefimiz yüzde 60 oy almak. 2024 seçimlerini öne alıp hemen seçim konusu, bence iddiamızı ortaya koyan bir vurgu. Önümüzde bir genel seçim var.

*Böyle bir ortamda böyle bir vurguyu fiili olarak ifade ettiğini düşünmüyorum genel başkanımızın. Sadece iyi yönetimin  doğru yönetimin toplumdaki gücünün gösterme konusundaki öz güven cümlesidir.

*Bu özgüveni ortaya koymuştur. Bizim adımıza bu özgüveni millete ve topluma mesajını vermiştir.

*Yaşanan hukuksuzlukların sona ermesine dönük her şeye hazır olan cesur bir sürece sahip olduğumuzu hissettirme cümlesi olduğunu düşünüyorum.

“BU RİSKİ DE DÜŞÜNMEK GEREK”

“Terör örgütüne yardımdan mı sorumlu tutuluyorsunuz, bu 15 yıl hapis cezası demek, suçlamaya ilişkin duyumunuz var mı?” sorusuna “Bana yapılan bir hakareti, ahmak cümlesini iade etmemden dolayı 2 yıl 7 ay hapis cezası içeren bir siyasi yasaklı olmayı da kapsayan bir cezayı verebilen bir mahkeme varken bu riski de bu saat itibariyle şu an  düşünmemiz gerek. Ama bir duyumumuz yok” yanıtını verdi.

KAOS UYARISI YAPTI

“Toplumsal muhalefetin örgütlenmesi konusunda eksiklik hissediyor musunuz” sorusu üzerine
şu yanıtı verdi:

*Şu an itibariyle partimiz içerisinde farklı iş birliklerini, farklı buluşmaları İBB ve İstanbul şehri içerisinde konuşuyoruz, düşünüyoruz.

*Hatta bunu bütün belediyelerimizde bütün yerel demokrasiyle, bütün cumhuriyetimizin demokrasisini korumak adına da ülke nezdinde de bir takım faaliyetleri kapsayan içinde sadece İmamoğlu’nun da olmadığı diğer belediyelerin de olduğu bir kapsayıcı modelle bir çalışmanın olduğunu ifade edeyim.

*Partimizin sahiplenme konusunda bir sorunu yoktur. Partimizin en üst düzey yöneticileri burada. Toplumsal faaliyetler konusunda sivil hareketler yapılıyor. Ziyaret ediliyoruz. Farklı öneriler var ama bunları çok doğru tasarlamak, çok doğru yönetmek istiyoruz.

*Bugünkü iktidarın arzusu, toplum içinde bazen kaos yaratmak olabilir. Ki bunu yapmaktan çekinmediklerini bir takım olaylarda gördük.

*Bu alanda hassas, dikkatli, tek bir insanımızın burnu kanamadan süreci demokrasi çerçevesinde gerçekleştiren bir anlayışla yöneteceğiz.

“BENİM ADAYLIĞIM DİYE BİR TARTIŞMA YOK”

“Çıkan kararlar adaylık sürecinizi etkileyeceğini, aday olma ihtimalinizi ortadan kaldıracağını düşünüyor muşunu? Bu konuda 6’lı Masa’ya çağrınız var mı? sorusu üzerine “Benim adaylığım diye bir tartışma yok siyasetin gündeminde. Bence gerçek siyasetin gündeminde adaylık tartışması da yok. Öncelikle bu seçimi hep birlikte kazanabilmek ve bu kötü yönetim dönemini sona erdirmek lazım.6’lı Masa’nın  yoğun bir gündemi var. Basının çok cazip bulduğu raiting alan bir konu. Medyanın raitinge düşkünlüğünü biliyorum. Bizim düşkünlüğümüz de kesinlikle bu seçimin muhalefet tarafından kazanılarak Türkiye'nin koruma altına alınması ve gelişen bir ülke olması” diye konuştu.

 

[old_news_related_template title="Kılıçdaroğlu: Ekrem İmamoğlu ile baba oğul gibiyiz" desc="CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında Bakan Süleyman Soylu'ya sert sözlerle yüklendi. Kılıçdaroğlu, 'Ben Ekrem İmamoğlu'yla baba oğul ilişkisi içindeyim. Kendisi CHP'nin evladı olduğu kadar benim de evladımdır' ifadelerini kullandı." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2022/12/20/detay-kopya-5.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/kilicdaroglu-ekrem-imamoglu-ile-baba-ogul-gibiyiz-7531215/"]