Kararnamede, Başkanlığını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yapacağı Komite'nin görev ve yetkilerinin sıralandığı 4'üncü maddenin e bendi, “Devlet artık istediği her şirkete el koyabilir” yorumlarına ve endişelere neden olmuştu.
SÖZCÜ Gazetesi, karara ilişkin haberi 23 Ekim 2020'de yayımlamıştı.Konuyu SÖZCÜ gündeme getirmişti. Uzmanlar maddenin çok net yazılmadığını vurgulayarak, bu karara dayanarak, devletin şirketlere "Yabancı ortak sokma" diyebileceğini; hatta ısrar halinde, şirketin Varlık Fonu'na devredilebileceği ihtimalinin de akla gelebileceği uyarısında bulunmuştu.
4. Madde'nin e bendinde şu ifadelere yer veriliyordu:
"Ülke için kritik öneme sahip şirketlerin ortaklık yapılarında, yurtiçi üretimin sürekliliğini ve ulusal güvenliği riske atabilecek değişikliklere ilişkin yapılacak işlemler konusunda karar almak."
CHP: "MÜLKİYET HAKKI VE SÖZLEŞME ÖZGÜRLÜĞÜ SINIRLANIYOR"
CHP bu maddeyi Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı.
Dava dilekçesinde özetle; dava konusu kuralla CBK ile düzenleme yapılması yasaklanan mülkiyet hakkı ve sözleşme özgürlüğüne sınırlama getirildiği, Sanayileşme İcra Komitesine (SAİK) tanınan yetkinin belirsiz olduğu, kanunda açıkça düzenlenen konulara ilişkin düzenleme yapıldığı, yasama yetkisinin devredildiği ve yürütme yetkisinin sınırlarının aşıldığı belirtilerek kuralın Anayasa’nın 2., 7., 8., 13., 35., 48. ve 104. maddelerine aykırı olduğu ileri sürüldü.
AYM: "CUMHURBAŞKANI KARARNAMESİYLE OLMAZ"
Yüksek Mahkeme şu tespit ve değerlendirmelerde bulundu:
- Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının üçüncü cümlesinde Anayasa’da münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda CBK çıkarılamayacağı hükmüne yer verilmiştir.
- Anayasa koyucunun bir konunun kanunla düzenlenmesini özel olarak öngörmesi bu alanın münhasıran kanunla düzenlenmesini istediği anlamına gelir. Bu kapsamda Anayasa bir konunun kanunla düzenleneceğini öngörmüşse bu konuda CBK çıkarılamaz.
- SAİK’in kuruluşu, görevleri ve üye yapısı dikkate alındığında merkezî idare içinde yer alan, kamu tüzel kişiliği bulunmayan ve Cumhurbaşkanlığı veya herhangi bir bakanlık teşkilatına dâhil olmayan kendine özgü bir idari birim olduğu anlaşılmaktadır.
- Kamu tüzel kişiliği bulunmayan, herhangi bir bakanlığın merkez veya taşra teşkilatına da dâhil olmayan idari bir birimin görev ve yetkilerinin CBK’yla düzenlenmesi Anayasa’nın 106. maddesinin on birinci fıkrasında öngörülen “Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri, teşkilat yapısı ile merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenir” şeklindeki kural kapsamında bulunmamaktadır.
- Ayrıca söz konusu görev ve yetkiler Anayasa’da CBK ile düzenleneceği özel olarak öngörülen diğer konulardan da değildir. Dolayısıyla kamu tüzel kişiliği bulunmayan ve Cumhurbaşkanlığı veya herhangi bir bakanlık teşkilatına dâhil olmayan SAİK’in görev ve yetkileri Anayasa’da CBK ile düzenleneceği özel olarak öngörülen konulardan değildir.
HÜKÜM: İPTALİNE
Anayasa Mahkemesi neticede şu hükmü kurdu:
13/10/2020 tarihli ve (68) numaralı Sanayileşme İcra Komitesi Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 4. maddesinin (3) numaralı fıkrasının (e) bendinin konu bakımından yetki yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Muammer TOPAL, Rıdvan GÜLEÇ, Selahaddin MENTEŞ, Basri BAĞCI ile İrfan FİDAN’ın karşı oyları ve OYÇOKLUĞUYLA 1/6/2022 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
Topal, Güleç, Menteş ve Bağcı karşıoy gerekçelerini şöyle açıkladı:
Anayasa'nın 104/17. maddesi Cumhurbaşkanı'na yürütmeye ilişkin konularda kararname çıkartma yetkisi vermekte olup 68 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin konu bakımından bu yetki kapsamı dışında kalmadığını değerlendirdiğimizden, 2021/85 Esas Sayılı dosyada yer alan karşı oy gerekçeleri çerçevesinde çoğunluğun iptal yönündeki görüşüne iştirak edilmemiştir.