Ceylan Karaoğlan- 10-15 yıl öncesine kadar tarlada daha aktif olan kadınlar, insan gücüne duyulan ihtiyacın azalması ve ekim sahalarının büyümesine bağlı olarak tarlalardaki etkinliğini yitirdi. “Teknoloji geldi, tarlalarda kadının yapacağı bir şey kalmadı” diyenlerin sayısı arttı. Tarımın aile içi geçimlik bir faaliyetten para kazandıran ticari bir işe dönüşmesi sürecinde de tarlada kadının etkinliği azaldı.
- Çiftçilik aile işi sayılsa da toplumsal cinsiyet ilişkileri kadını ev içi rollerle tanımlamaya devam ediyor. Kadın-erkek eşit görülse de tarım erkeklerin işi olarak tanımlanıyor. Kadın takviye kuvvet gibi görülüyor. Kadınların sezgisini önemseyen erkekler, geri planda eşlerinin fikrini almaya ihtiyaç duyuyor.
- Çiftçiliğin devamı ailede kız çocuk değil erkek çocuk üzerinden tasarlanıyor. Kız çocuğunun evlenip bir başka erkekle yeni bir aile kuracağı düşünüldüğünden, ilişkili bir meslek edinse bile aileye doğrudan katkısının olmayacağı düşünülüyor.
- Kıyı bölgeleri ve Çukurova’da kadınlara inananların sayısı daha fazla. Bir şekilde işin başına geçen kadınların “daha titiz, daha sabırlı olacakları” için bu işi erkeklerden daha iyi yapabilecekleri düşünülüyor.
- Kadınlar tarımda aktif rol üstlenmek konusunda genellikle yeterli özgüvene sahip ve hevesli. Hemcinslerinin bu alanda faaliyet gösterseler erkeklerden daha da başarılı olacağına inanıyorlar.
- Teknolojik gelişmelerle kadınların tarlada çalışma pratiği neredeyse ortadan kalkıyor, hayvansal ürünlerin üretimi kadınların işi oluyor. Hayvancılıkla uğraşılan hanelerde kadınların üstündeki yük daha da artıyor. Yoğurt, peynir gibi hayvansal ürünlerin kadınlar tarafından yapılıp satıldığı bu evlerde hayvanların bakımı ve sağımı sırasında da kadınlar daha aktif rol üstleniyor.
- Hanelerin kendi üretimine yönelik yapılan bahçeler, bostanlar ve buralarda yetiştirilen ürünler de genellikle kadınların bakımı altında.
Arzu Örsel