Cumhurbaşkanı’nın yasama sürecindeki sınırları ne olmalıdır?

Cumhurbaşkanı; TBMM’de görüşülmekte olan bir kanuna, genel başkanı olduğu siyasi parti milletvekilleri imzalarıyla, kendisine sınırsız yetki alacak biçimde müdahale edebilir mi?

★★★

Eğer parlamenter sisteme yeniden dönülecekse ve geçiş planı için bir araya gelen altı muhalefet partisi, ortak iradelerini hayata geçirmeyi başarırsa, cevap aranması gereken,  cevabı verilmesi gereken temel sorulardan biri budur.

Partili Cumhurbaşkanı ile yasama organı TBMM’nin ilişkisindeki hukuki ve fiili sakatlık geçen hafta zirveye ulaştı,

★★★

TBMM Genel Kurulu’nda, bir kanun teklifi görüşülüyor.  Adı: “Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi.”

Aslında bir torba yasa. Torbada müteahhitlere fiyat farkı verilmesine olanak tanıyan bir madde de yer alıyor. Kamuyla iş yapan müteahhitlere, maliyet artışları nedeniyle fiyat farkı ödenmesi konusunda Cumhurbaşkanı’na yetki veriliyor. Buraya kadar tamam. Ancak geçen haftaki görüşmeler sırasında AKP-MHP milletvekilleri öyle bir değişiklik önergesi getirdi ki “Pes” denilse yeri. Getirilen önerge ile TOKİ ihaleleri de bu düzenlemeye dahil ediliyor. Ancak eklenen fıkradaki ifade o kadar keyfi bir nitelik taşıyor ki,  TBMM’nin kanun yapma yetkisi apaçık çiğnenmiş. Önerge metni şöyle:

“FARKLI DÜZENLEME” NE DEMEK?

“Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından 1/12/2021 tarihinden önce ihale edilen ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte devam eden sözleşmelerde, süre uzatımı verilmesi dahil bu maddedeki sınırlamalara tabi olmaksızın Cumhurbaşkanı tarafından farklı düzenlemeler yapılabilir.”

KAPALI VE DOLAMBAÇLI

Kanun yapılırken bir genel gerekçe olur. Bir de her maddenin gerekçesi ayrı ayrı yazılır. Niye böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyuldu, millet bilsin istenir. Bu önergeye de bir gerekçe yazılmış. Ama anlayabilene aşk olsun. Artık niyeyse, kapalı ve dolambaçlı bir anlatım tercih edilmiş:

TOKİ ihalelerindeki sözleşmelerin farklı bir nitelik taşıdığı, o nedenle Cumhurbaşkanı’nın bu maddedeki kurallardan farklı belirleme yapmasına imkan verildiği.”  TOKİ ihale sözleşmeleri neden farklı, nasıl farklı, Cumhurbaşkanı nasıl farklı belirleme yapıyor, belli değil. Ayrıntı yok.

Zaten tutanaklara bakılırsa CHP’li Engin Altay ile HDP’li Garo Paylan bu önergeye ve gerekçesine itiraz etmiş. Altay, “Meclis’i kapatıp gidelim daha iyi. Bu ne ya. Buna asla rızamız olamaz. Bu ülkede Cumhurbaşkanına, bırak bu ülkeyi, dünyanın en büyük diktatörünün yönettiği bir ülkede bile o diktatörün bu kadar geniş, sınırsız bir yetkisi kanunla verilemez”,  Paylan da “Farklı düzenlemeler yapılabilir’ ne demek ya! Böyle yasa mı olur ya? İyice çivisini çıkardınız!” demiş.

“AMAÇ SEÇİMİN FİNANSMANI”

CHP’li Bekaroğlu da aynı konuda basın toplantısı yaparak önemli bir iddiada bulundu. Maddeyle TOKİ müteahhitleri üzerinden “seçimlere finansman” sağlanacağını söyleyen Bekaroğlu, iddiasını şöyle açıyor:

“İBB ellerinden gitti. İkinci (para) saçma yeri TOKİ’dir. Şimdi istediği gibi TOKİ’nin müteahhidine para aktaracak buradan. TOKİ ihale filan yapmıyor, çağırıyor adamını ‘gel şunu al.’ Şimdi diyecekler ki, ‘İş 50 TL mi, sana 50 TL daha veriyoruz, 25’ini seçimde dağıtacaksın.’ Haramdır haram. Bu ekmek alamayan, alışveriş yapamayan, faturasını ödeyemeyen dul kadının parasıdır, tüyü bitmemiş yetimin hakkıdır. Ekmek bulamayan insanların parasıdır bu para. Haram zıkkım olsun!” 

Bir torba kanuna, orijinal metinde olmayan TOKİ müteahhitleriyle ilgili bir madde ekleterek Cumhurbaşkanı’na “farklı düzenleme yapma” yetkisi veren maddeyle, gerçekte ne anlatılmak istendiği kamuoyuna açıklanmalıdır.