Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “politika faizi arttırılmayacak” inadının Türkiye’ye faturası büyüyor. TL, dolar karşısında eriyor, enflasyon tırmanıyor,

Faiz politikası ekonomideki çöküntünün son nedenlerinden biri olduğu halde, Türkiye’yi yöneten ekip bu gerçekle yüzleşemiyor. Çünkü yüzleşmek Erdoğan ile ters düşmek, dolayısıyla kendi ipini çekmek demek.

Hal böyle olunca da resmi açıklama metinlerinde “Ben yapmadım Miki yaptı” denecek gülünçlükler yaşanıyor. Tumturaklı ifadelerle meselenin çevresinde dolanılıp dış dünyadaki gelişmeler anlatılıyor. Etkili olsun diye kelimeler üzerinde mühendislik çalışması yapılıyor. Faiz dememek için bin dereden su getirilse de fiilen faiz anlamına gelen  araçlar devreye sokuluyor.

TL’nin dolar karşısında erime sebebi, yanlış faiz politikası değilmiş gibi şimdi GES yani, Gelire Endeksli Senet çıkarılıyor. Amaç TL’yi teşvik etmek. O da Kur Korumalı Mevduat gibi sırtını Hazine’ye dayayan bir servet transferi. Birilerinin banka hesabı büyürken, millet yiyecek ekmek aramayı sürdürecek.

Adil Karaismailoğlu


ANTALYA-ALANYA OTOYOLU

Bunlar yetmezmiş gibi hepimizle alay edercesine işler yapılıyor. Ulaştırma Bakanlığı, döviz garantili yeni bir Yap İşlet Devret (YİD) projesi üzerinde çalışıyor. Evet döviz garantili ve AB enflasyonuna endekslenecek Antalya-Alanya otoyolu. Bakan Karaismailoğlu,  ihaleyi yaz aylarında yapacaklarını açıklamıştı. Birkaç hafta önce de “Bunu eleştirenler bu ihaleye girsin, en ekonomik teklifi versinler, ihaleyi yapıp alsınlar. Bunlar kamuya açık ihaleler” demişti.

Sanki döviz garantili projeleri eleştirenler, devasa ölçekli bir YİD ihalesine sırf  “kamuya açık” diye katılabilecek konumdaki kişi ve şirketlermiş gibi alaylı bir ifadeydi bu.

★★★

Bakanlığa bağlı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün (KGM) -bağlantı yolları dahil- 122 km’lik Antalya-Alanya otoyoluna ilişkin sözleşme taslağını Hazine ve Maliye Bakanlığı’na (HMB) ilettiğini öğrendim.

Bu ülkede yaşayan her vatandaşı, en çok da iki kuruş zam bekleyen milyonları ilgilendiren maddelerden bazıları:

0.07 EURO’DAN 45 BİN ARAÇ GARANTİSİ

- Başlangıç geçiş ücreti, km başına 0.07 Euro+KDV olarak pazarlığa açılıyor.

- Günlük araç geçiş garantisi 45 bin.

- İhaleyi kazanıp projeyi üstelenecek şirkete 6 ayda bir (mart ve eylül) gelir ödemesi garanti ediliyor.

- Sözleşme süresi 20 yıl. Bu sürenin 3 yılı yapım 17 yılı işletme.

- Otoyol inşaatı erken bitirilirse işletme süresine eklenecek süre için garanti ödemesi yapılmayacak. Toplanan gelir, garanti sayısının üzerine çıkarsa, garanti edilen gelirin üzerine çıkan kısım yüzde 50 - 50 KGM ile şirket arasında paylaşılacak.


TÜİK DEĞİL EUROSTAT (!)

- Şirket proje finansmanının en az yüzde 30’unu özkaynaklarıyla karşılayacak. Finansmanın kalanı yurtdışından sağlanacak.

- Geçiş ücreti her işletme yılında, özel formüllerle iki kez belirlenecek. Ücret hesabı ve güncelleme yapılan tarihte Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verileri dikkate alınacak.

HAZİNE’DEN BORÇ ÜSTLENİM ANLAŞMASI

Bunun için HMB, görevli şirket ve ana kredinin tarafları arasında borç üstlenimi anlaşması imzalanacak.

CUMHURBAŞKANI DA DEVREDE

Antalya-Alanya otoyolu YİD ihalesi için hazırlığı süren sözleşmeye Cumhurbaşkanı’nı yetkili kılan bir madde de konuluyor. Müteahhit şirket; kullandığı “ana kredi”nin değiştirilmesi veya yenilenmesi amacıyla yeniden finansmana ihtiyaç duyarsa bu kaynağı da ana kredi gibi HMB’nin üstlenmesi konusunda Cumhurbaşkanı yetkili olacak. (Yani yeri gelecek Hazine Bakanı’na “Falanca şirket için şu ek kredisini de üstlen” diyecek)

“ÜCRET İNDİR” DEYİP FARKI ÖDEYECEK

Ulaştırma Bakanlığı’nın daha önceki sözleşmelerinde de bulunan bir düzenleme Antalya-Alanya otoyolunda da uygulanacak.

Hatırlarsanız, döviz üzerinden belirlenen geçiş ücretleri zaman zaman düşürülüyor. Ama aradaki farkı devletin şirkete ödediği, yani vatandaşa indirim gibi sunulan tarifenin sonuçta yine Hazine’den çıkacağı pek söylenmiyor.

Buraya da benzer madde konuluyor. KGM, şirkete belirlenip ilan edilen geçiş ücretinden daha düşük bir tarife uygulamasını isteyebilecek. Ama bu tutar, kredi veren bankaların onayladığı finansal modellerdeki işletme giderlerinden daha düşük gelir elde etmesine yol açamayacak.

Dahası, şirket KGM’nin talimatına uyup otoyol kullanıcısı için daha düşük tarife açıklasa bile, ödeme vakti geldiğinde KGM şirkete, sözleşmeye hangi ücreti koymuşsa onu ödeyecek. Yani orijinal ücreti.

Ne güzel değil mi...

TL’yi teşvik etmek için önce KKM, sonra GES çıkar, servet transferi yap. TÜİK verilerini güvenilmez kıl. Sonra ekonomi yanarken yeni Yap İşlet Devret sözleşmeleri hazırla. Döviz üzerinden araç garantisi ver, tarifeleri de Avrupa İstatistik Ofisi’ne göre güncelle.

Sözleşme taslağındaki 20 yıllık süreye bakılırsa, AKP iktidarı ya hiç gitmeyeceğini düşünüyor, ya da giderken gelecek iktidara “hediye” (!) bırakmayı...




Not: Yazı başlığında tırnak içine aldığım “Onca yoksulluk varken” Fransız yazar Romain Gary’nin Emile Ajar takma adıyla yazdığı ödüllü romanın adıdır.