“İktisat, insan yapması değildir; ama içinde insanlar vardır” özdeyişini artık ezberlediniz sanıyorum. Bu sözün müellifi filozof iktisatçı Frederich Von Hayek’dir (1889-1992). Hayek; sosyalizm, komünizm, nazizm ve faşizm gibi, devleti, sosyal ve iktisadi hayatın merkezine koyan “kolektivist” fikriyat ve tatbikata karşıdır. O’na göre bu köleliğe giden bir yoldur. Hayek, klasik bir liberaldir. Hayek, bir ülkede alınan iktisadi kararların, bireylerin değer yargılarından ve amaçlarından bağımsız olmadığını söyler. İşin ilginç tarafı hocam Sadun Aren (1922-2008) de (ki kendisi bir sosyalistti) benzer şeyler söylerdi. Sadun Hoca’ya göre, bireylerin her ekonomik kararı, ülkenin ekonomi politikasını belirleme bağlamında verilmiş bir oy’du. Vatandaşlar, özellikle birikimlerini vadeli mevduat veya tahvil gibi sabit getirili araçlara bağlama ya da altın, döviz, hisse senedi veya gayrimenkul gibi riskli ama getirisi yüksek varlık edinme gibi “yatırım kararları” ile ülke ekonomisine yön verir. Bu, örnekleri Hayek’in “iktisadın içinde insanlar vardır” ibaresinin ne anlama geldiğini anlatmak için verdim.

İKTİSADIN MEKANİSTİK YÖNÜ

Bilimin kaynağı insansız doğadır. İktisat ise, insanlar toplu halde yaşamaya başladıktan sonra ortaya çıkmış bir disiplindir. Bu disiplinin bilim olması için, enflasyon benzeri iktisadi oluşumların, fizik düzleminde izdüşümünün olması gerekirdi. İşin bu yönünü yani “iktisadın insan yapması olmayan yapısını” fizikçi-iktisatçılar geliştirmiştir. Bunların başında da elektrikçi-matematikçi Amerikalı Irving Fisher (1867-1947) gelir. Fisher, para miktarı ile fiyatlar arasında bir ilişki olduğunu gözlemlemiştir. “Enflasyon her zaman ve her yerde parasal bir olaydır” hükmünün dayanağı onun bu kuramıdır. AKP’nin “faiz sebep, enflasyon neticedir” diyerek, sözde enflasyonu düşürmek için Merkez Bankası faizlerini indirmesi, %25’lerde seyredecek enflasyonun %50’ye çıkmasının ana sebebidir. Ancak bu feci sonuç Fisher’in kuramlaştırdığı “para miktarının genişlemesi fiyatları artırır” mekanistik ilişkiyle açıklanamaz. Türkiye’de enflasyon, esas olarak kur artınca artar. Çift paralı Türkiye ekonomisinin bir diğer özelliği “düşük faiz-yüksek kur” ilişkisidir. Bunları AKP bile bilir. AKP’nin bu ilişkiyi bilmesine rağmen faizi indirmesi dolar fiyatını iki misline çıkartmış ve enflasyonu da patlamıştır. Bir bakıma enflasyondaki bu fahiş yükselişe AKP’nin “faizi indirmesini” “kur artışı” olarak okuyup “dövize hücum eden” halkın kendisi karar vermiştir. Bu deney, özellikle istenmeyen sonuçların oluşumunda, iktisadın insansız değil, insanlı tarafının daha etkili olduğunu ispatlamıştır.

ENFLASYON NE ZAMAN İNİŞE GEÇER

Nasıl enflasyonun patlamasına bir anlamda halk karar verdiyse, inmesine de yine halk karar verecektir. Bu kararını, parasını yatırırken ve başkalarına sattığı ürün veya hizmet fiyatını belirlerken ortaya koyacaktır. Çünkü enflasyon, son tahlilde bir “ücret-fiyat” sarmalıdır. Hükümetin tutarsızlıkları ve savurganlığı ile muhalefetin “beter olsun” temennileri, bireylerin “önce can, sonra canan” diyerek bencil davranmasına sebep olmaktadır.

Son söz: Bir can, bin canandır.