Rakibin birinci bölgesinde iyi pres yapılırsa, gole çok yakın oynarsınız. Galatasaray’ın oyuna başlangıcı etkileyiciydi. Baskı öyle bir hale geldi ki, gol ben geliyorum mesajını vermişti. İcardi’nin usta işi pasında Mertens golü attı.

Farioli’nin takımları kale vuruşu kullanırken hep riske giriyor. Böyle göstere göstere yapılan hatanın sonucu, golü hemen yersiniz. İcardi böyle ikramları geri çevirmez. Alanyaspor’un beceremediği bu taktikten vazgeçmesi lazım. Moral olarak çöktüler. Böyle çok üstün oynadığın maçlarda olmaması gereken en önemli şey, eksik kalmak. Boey, kırmızı kart gördü. Kart sonrası bile Alanyaspor yine goller yiyebilirdi.

Mertens’in yerine Dubois’nın oyuna alınması taktiksel açıdan doğru karardı. Eksik kalan takımın, özellikle ikinci bölgede çok iyi olması gerekir. Bunu düşündü Galatasaray. Böyle  maçlarda çıktığın atakları sonlandırma zorunluluğu vardır. Kaptırılan her top atak olarak size döner ve yorulursunuz.

Oğuz’un şutu direkten dönmese, kabus erken başlardı ev sahibi için. Balkovec serbest vuruştan golü atınca, stresli dakikalar başladı Galatasaray adına. Okan Buruk, yaptığı değişikliklerle oyunu tutmayı hesapladı. Muslera farkı olmasa, Galatasaray için karanlık bir gece olurdu. Son 10 dakikada savunmayı beşledi ev sahibi.

Bu da yetmedi, otobüsü park etti Buruk. Böyle zor maçlarda çok kapanmak büyük risk. Uzatmada Ahmed Hassan takımına beraberliği getirdi. Kırmızı kartın faturası çok ağır oldu. Abdülkerim, maç biterken niye kırmızı gördü? Böyle bir profesyonel anlayışı ben kabul etmiyorum.