Bildiğiniz gibi polis, çeşitli olaylar nedeniyle gözaltına aldıkları ya da alacakları kişileri emniyete, nezarethaneye veya karakola götürmeden önce adli tabipliklere götürür.

Burada amaç gözaltına alının kişinin son sağlık ve varsa yara-bere durumunu tespit ederek kayıt altına almaktır.

Daha sonra ise bu kişiler , haklarındaki gözaltı uygulama süresi sona erince savcılığa , mahkemeye çıkarılmadan önce yeniden adli tabipliğe götürülürler.

Çünkü, gözaltına alındıkları sırada mevcut sağlık ve muhtemel yara bere durumlarının tespiti ile  nezarethanede tutuldukları sırada oluşmuş herhangi bir yara berenin olup olmadığının tespit edilmesi gerekir.



Zira verilecek ve davanın/olayın seyrini önemli biçimde etkileyecek adli raporlar çok önemlidir.

Bazen de zanlılar emniyette ya da karakolda kötü muameleye maruz kaldıklarını beyan etmektedirler.

Bu durumda sonradan yapılan doktor tespiti ve verilen rapor önem kazanmaktadır.

Burada çok önemli olan bir husus da adli tabiplik doktorunun her durumda muayene ve raporlarını yaparken  rahat muayene yapabilmesidir.

Elleri bağlı olarak getirilen zanlılar, doktorun isteğine göre sağlıklı bir muayene için elleri çözülür. Ki, doktor rahatça muayene yapabilsin.

Vücudunun hangi bölümlerinde ne yara/bereler var ya da yok görebilsin.



Hatta bu muayeneler sırasında , çok farklı bir durum yoksa polis de dışarıda bekler, doktor muayenesini bitirdikten sonra içeri girer.

Çünkü mahremiyet söz konusu olabilir.

Fakat geçenlerde, bazı polis arkadaşlardan aldığım duyumlar bu konuda bir takım sıkıntıların yaşandığını ortaya koyuyor.

Şöyle ki; Yakalanan zanlıları adli tabipliğe götüren bazı polisler, özellikle de meslekte tecrübesi fazla olmayan genç memurlar ile adli tabip arasında tartışmalar yaşanıyormuş.

Bunlardan birisi de yakın zamanda yaşanmış.

Yakalanan kişiyi götüren ve ellerini arkadan kelepçeleyen polis, adli tabibin, “Kelepçeleri çıkartalım, bu şekilde muayene edemem”, rapor imzalatamam “ sözlerine rağmen, “Böyle muayene edin”, “Böyle imzalatın” diyerek karşı çıkınca tartışmalar yaşanmış.

Doktor da haklı olarak, “Memur bey, muayene sırasında hem sizin dışarıda olmanız gerekiyor hem de kişinin elleri çözülmeli. Bu şekilde ben zanlının tüm vücudunu nasıl kontrol ederim, nerede yarası beresi, morluğu var mı yok mu nasıl anlayayım. Üstelik de bu halde nasıl raporu imzalatayım” demesine rağmen polise derdini anlatamamış.

Neyse ki yaşanan tartışma, kapıda bekleyen diğer tecrübeli polislerin araya girmesiyle önlenmiş.

Fakat bu ve buna benzer tartışmalar çok sık yaşanmaya başlanmış.

Bu yüzden , genç polislere bu konularda bir eğitim vermek  şart gibi gözüküyor.

Buradan Adana Emniyet Müdürü Doğan İnci’ye öneride bulunmak istiyorum.

Sayın Müdürüm, bence bu konularda genç polislerimizin bir eğitime ihtiyaçları var.

Gerek şubelerde gerekse karakollarda görev yapıp, adli tabipliğe zanlı götürüp getiren polislerimiz mutlaka adli tabiplik muayenesi nasıl yapılır, nelere dikkat edilir gibi konuları iyice öğrenmeliler.

Nasıl ki adliyelerde hakim ve savcının karşısına zanlıları elleri açık biçimde çıkartıyorlarsa, adli tabiplerin de karşısına öyle çıkartmaları gerektiğini öğrenmeliler.

Sonuçta her iki tarafta kamu görevi yapan kesimler olduğu için ne emniyet ne de hekim camiasının karşı karşıya gelmemesi, işlerin yasalara uygun ve uyum içinde yürümesi gerektiğini sanırım siz de kabul edersiniz.

Böyle bir eğitim çalışmasından inanın herkes kazançlı çıkacak, birçok tartışma, sürtüşme önlenecek, işlemler daha sağlıklı  ve hızlı yürüyecektir…