Türkiye ile Meksika birbirine ne kadar benzer, ne kadar benzemez. Ortak yanlarını sorsan, soruştursan, arasan, zorlasan mutlaka bulursun.

Öyle yaptım.

İnce elemedim.

Sık dokumadım.

3 ortak yan buldum.

VIP uçak.

G 20.

Yeni Havalimanı.

★★★

MEKSİKA:

Petrolü var, nüfusu 120 milyonu aştı, turizm geliri yüksek. Ancak dış borçla yaşayabilmekten bir türlü kurtulamadı. Sık sık döviz krizlerine girdi. Zengin ile fakir arasında büyük uçurum hiç kapanmadı. Hapishaneleri, her dönem, silme mahkum dolu ve sürekli isyan çıkıyor. Uyuşturucu kartelleri ise büyük bir sektör oluşturdu. Yoksulu sınırı kaçak geçip ucuza çalışmayı seçiyor ve ABD’deki Meksikalı sayısı 16 milyonu geçti. Meksika bu durumdayken bir önceki devlet başkanı Felipe Caldoran, Başkanlık Sarayı’nda israf içinde yaşadı ve kendine “219 milyon dolara VIP uçak” satın aldı. 2018 yılında yapılan seçimi yitirdi. Meksika’da başkanlar 6 yıllığına seçiliyor. Yerine davranış ve tutumu açısından, israftan, şatafattan, gösteriş yatırımlarından uzak duran  Manuel Lopez Obrador seçildi. Obrador, “ülkem bu kadar büyük yoksulluk içindeyken başkanlık uçağına binmem utanç vericidir, Saray’da da oturmam” deyip, tarifeli uçakla seyahat etmeye başladı. Ayrıca bir önceki devlet başkanının projelendirdiği 13 milyar dolar harcama tutarlı “yeni hava alanı projesini” gereksiz ve “ülkemi fakirleştirir” gerekçesiyle durdurdu.

★★★

TÜRKİYE:

Petrolü ve doğal gazı yok. Enerjide kendine yeterli değil ancak 99 yıl önce Cumhuriyeti ilan etti, kendine yeni bir kalkınma modeli çizdi. Birinci ve İkinci sanayi devrimlerini kaçırmıştı, onları yakaladı. Cumhuriyet kurulduktan sonraki 50 yıl içinde orta derecede bir sanayi ülkesi oldu. Avrupa Birliği üyesi olma arayışlarına girebilecek bir sosyo-ekonomik kalkınmışlık noktasına gelebildi.  Ancak dış borçla yaşamaktan bir türlü kurtulamadı. Sık sık döviz krizlerine düştü. Eğitim reformunu yapamadı. Cumhuriyet devrimlerinin hakkını veremedi. Dindar görünen bencil yeni zengin sınıfa ve tarikatlara teslim oldu. Zengin ile fakir arasındaki uçurum bu krizler sırasında daha da açıldı. Ancak sanayileşmeyi öğrendi, tarımsal verimi geliştirme yöntemlerini benimsedi, dünyaya sanayi mali, tarımsal ürün satma becerisini gösterdi, yüksek döviz geliri sağlayabilecek bir turizm sektörü yarattı. Dünyanın 17. büyük ekonomisi içinde yer bulabilmeyi Cumhuriyet devrimlerinin verdiği o ilk ivme sayesinde gerçekleştirebildi. 20 yıl önce iktidara gelen Başbakan ve sonra da Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, “ülkem henüz dış borca bağlı yaşamaktan kurtulmadan ben VİP uçağa binmem, kendime Saray da yaptırmam” demedi.

400 milyon dolar değerinde VIP hediye uçak aldı ve kendine 1100 odalı saray yaptırdı. Ayrıca elde çalışan ve ihtiyacı karşılayan Atatürk Havalimanı varken onu “Millet Bahçesi” yapacağım diye kapattı ve yüksek faizle bulunmuş dış borçla çok pahalı yeni hava limanını “Türkiye’yi uçuracak ve dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi içine sokacak yatırım” sözleri ile açtı.

★★★

Dün veriler açıklandı.

Türkiye’nin büyük 20 ekonomi sıralamasından alta düştüğü; 2022 yılında 21’nci ve 2022 yılında da 22’nci sıraya ineceği ortaya çıktı. Türkiye’nin yerini 20’nci büyük ekonomi olarak İsveç aldı. Meksika ise ilk 20 ekonomi içinde 17’nci sıradan bir basamak daha ilerleyerek dünyanın 16’ncı büyük ekonomisi haline geldi. Cumhurbaşkanı Manuel Lopez Obrador VIP uçak almadı, tarifeli uçağa binmeye devam ediyor.

2 ülke.

2 lider.

Meksika zenginleşti.

Bir basamak atladı.

Türkiye yoksullaştı.

İki basamak düştü.