Maddi, manevi, politik, karizmatik, fırsatçı, algıcı, machiavellist bütün güçleriyle asıldılar. İzmir’in seçmenini de kazanmaya uğraştılar. İzmir Belediye Başkanlığı’na partinin en önde geleni Başbakanlık yapmış “Binali Yıldırım’ı” aday diye koydular. Binali Bey’i Belediye Başkanı seçinİzmir’i sıfır sorunu olan pırlanta şehir yapacağız” diye dil döktüler.

İzmirli, “hayır” dedi.

Kafalar tutmuyor.

Gönüller zıt.

İzmir’in dağları bu iktidara çiçek açmıyor. Yine de 20 yılın birikimi; milletvekilliğine aday gösterilenler içinden İzmir’de seçilenler oldu. Bunlardan biri de Hüseyin Kocabıyık adlı bir adaydı. Gazeteci, yazardı. Üniversite mezunu. Master derecesi almış. Başbakan danışmanlığı yapmış. Türk Demokrasi Vakfı yönetim kurulu üyeliğinde ve Analitik Araştırmalar Merkezi Başkanlığı’nda bulunmuştu. İzmirliler onu milletvekili seçti. Hüseyin Kocabıyık’ın eşi de Uşak Valisi oldu.

Ya bizdensin.

Ya sileriz.

Bu kaba tavrı, AKP eski milletvekili Hüseyin Kocabıyık ile onun Uşak Valisi eşine karşı anında gösterdiler. Osman Kavala’ya “hapishaneden ölüsü çıksın” diye amaçlanarak; “ağırlaştırılmış ömür boyu hapis ve Mücella Yapıcı, Can Atalay, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ekmekçi’ye de 18’er yıl hapis kararı verilince AKP eski İzmir Milletvekili Hüseyin Kocabıyık bu hükmü; Hukuk dışı kararların hakimleri ile savcıları bizim hayatımızı adadığımız ne kadar kutsal değer varsa onları savunamaz hale getiriyorlar” diye eleştirmişti. Hüseyin Kocabıyık’ın eşi Uşak Valisi’ni o gün merkeze aldılar.

İlkel tavır!

Yine hortladı.

Hep hortluyor.

★★★

Osman Kavala için de Türkiye’nin Soros’u...” kampanyası başlattılar. Türkiye zengini Osman Kavala ile Amerikalı dolar milyarderi George Soros’un benzer hiçbir yanı yok. George Soros bir Macar Yahudisi, Osman Kavala bir Balkan Göçmeni. George Soros, borsa oyuncusu spekülatör, patlayacak ekonomik krizleri önceden koklayıp döviz spekülasyonu ve arbitraj yani çeşitli dövizleri, hisse senetlerini en düşük, ölü fiyattan toplayıp en yükseğe çıkınca satarak dolar milyarderi olmuş biri.

Osman Kavala!

Arbitraj zengini değil.

Zenginliği babasından.

Balkan göçmeni tütün ihracatı yapan bir ailenin oğlu. Robert Koleji ve İngiltere’de Manchester Üniversitesi’nde ekonomi bölümünü bitirdi. Babası 1982’de ölünce şirketlerin başına geçti. Üniversitede okurken solcu oldu, pek çok eyleme katıldı.

Hem zengin.

Hem solcu.

Bu yüzden arkadaşları arasında “Kızıl Milyarder” takma adıyla anılır oldu. Çünkü işadamlığı sırasında da yılmaz bir temel haklar ve özgürlükler savunucusu olmaya devam etti. Osman Kavala, son yıllarda çokça rastladığımız ve devlet ihalelerinden beslenen lümpen burjuva (bu deyim Kapital’in yazarı Karl Marks’a aittir) olmadı. Babasının tütün ihracatından sağladığı sermayeyi ileri teknoloji ağırlıklı yeni yatırım şirketlerine yönlendirdi. Commodore 64 Bilgisayarı’nı Türkiye’ye ilk o getirdi. “Mehmet Karamehmet, Murat Vargı, Osman Kavala” soy isimlerinin baş harflerinin yan yana getirilerek kurulan K.V.K Turkcell şirketinin kuruluş ortağı oldu. Navigasyonu Türkiye’ye tanıştırdı. MİKES adlı bir şirket kurup ABD’den F-16 uçaklarının koruma sistemlerini üretme” ihalesini kazandı. Aksu Enerji’yi kurdu. Turizm yatırımları yaptı.

İletişim Yayınevi.

Tarih Vakfı.

Diyarbakır Kültür evi.

Sponsorluğunu yaptı.

★★★

Tekrar yazayım: Osman Kavala, iktidar partisine yanaşıp devlet ihalesi alan, devlet bankasından düşük faizli kredilere çöken ve devlet parasıyla devletin özelleştirilen fabrika, liman, arsa, orman, elektrik dağıtım şirketi değerli ne varsa hepsinin yeni sahibi lümpen burjuva” olma yolunu seçmedi. Soros ile adının anılması; Sorus’un kurduğu Açık Toplum Enstitüsü’nün Türkiye şubesinde yönetim kurulu üyesi olmasıyla başladı. Ancak Açık Toplum Enstitüsü’nün Türkiye Şubesi’ne Fetullahçılar sızınca; Osman Kavala ile Fetullahçılar karşı karşıya geldi, çatışma başladı. Osman Kavala Fetullah’ı, görüşlerini, yapmak istediklerini desteklemedi. 2010 yılı Anayasa Değişikliği referandumu sırasında Yetmez ama evet” diyenlerin yanında yer almadı. Türkan Saylan’ın cenazesinde en ön sırada yürüdü. Ergenekon ve Balyoz davalarının “kumpas olduğunu” görenlerin yanında yer aldı. ODA TV’de yazan gazetecilerin yargılanması sırasında mahkemelere gidip onların yanında saf tuttu. Bu yüzden Açık Toplum Enstitüsü’nün Türkiye başkanı ile çatıştı. Ayrıldı.

★★★

Ey okur!

Bilesin:

Benim Osman Kavala ile bir tanışıklığım, görüşmüşlüğüm, bir araya gelmişliğim, birlikte bir bardak su içmişliğim yoktur. Yukarıdaki bilgileri ağırlıklı olarak gazetelerde çıkan haberlerden toplayarak yazdım. Dilerseniz siz de bu açık bilgilere ulaşıp okuyabilirsiniz. Özetle; bu bir “Osman Kavala parlatma yazısı” değil; gerçeği anlatma yazısıdır. “Osman Kavala Türkiye’nin Soros’u” demek bel altı vuruş ve kirli bir algı yaratma arayışıdır.